Oy sınırı: 96
Yorum sınırı: 300Önceki bölümleri okuduğuna emin ol.
Ertesi gün bu sefer alarmdan önce kalkmıştım. Esneyerek doğruldum ve gözlerimi ovdum. Ardından lavaboya gitmek üzere ayaklanmıştım. Tuvalete girdikten sonra ellerimi ve yüzümü yıkadım. Dişlerimi de fırçaladıktan sonra giyinmek üzere odama gitmiştim.
Bugün beden dersi olduğu için okulun eşofmanlarını giydim. Lacivert alt ve yine lacivert ceket vardı. İçimize ise beyaz bir tişört giyiyorduk. Annemin aldığı parfümden biraz sıktım ve aşağı indim.
Kahvaltımı yaptıktan sonra her zamanki gibi Sehun hyungla yola çıktık. Çok geçmeden okula varmıştık. Ona teşekkür ederek arabadan indim ve çantamı sırtıma alıp okula doğru yürümeye başladım. Yine kafam eğikti, gözlerimle yoldaki taşları takip ediyordum.
Sınıfa doğru ilerledim ve sırama çantamı bıraktıktan sonra Felix'in yanına gitmek üzere ayaklandım. Arkadaşım, kafasını sırasına koyduğu kollarına yaslamış uyukluyordu.
"Günaydın Lix!" Yanına gitmemle gözlerini açıp kalktı. Önündeki henüz boş olan sıraya oturup ona doğru döndüm. "Günaydın Seungmin. Daha iyi misin?"
Kafamı onaylarcasına salladım. Bakışları ceketimle saklamaya çalıştığım ellerime kaydığında gergince boğazımı temizledim. O ise ellerime bakmak için bana doğru uzanmıştı ki Hyunjin'in yanımıza gelmesiyle konu değişti. Gülümseyerek ona bakarken Hyunjin'e içimden bildiğim tüm duaları ediyordum.
"Çiçek bahçem, nasılmış?" Yanağımdan bir makas aldığında elimi ağzıma kapatarak güldüm. O ise bileğimi tutmuş elimi indirmişti. "Ağzını kapatma gülerken. Yüz elli sekiz kere söyledim şunu."
Omuzlarımı silktim. "İyiyim sen nasılsın prensim?" Oyununa ortak olduğumda tekrar yanaklarımı sıkmak için uzanmıştı. "Oy oy! Prensin miyim gerçekten?"
"Yah! Ben de varım burada!" Ben Hyunjin'in ellerinden kurtulmaya çalışırken Felix yapmacık bir sinirle konuşmuştu. Hyunjin güldü ve bu sefer ona doğru yaklaşıyordu ki hocanın sınıfa girmesiyle yerine geçmek zorunda kalmıştı. Ben de gülümseyip sıradan kalkarak kendi yerime ilerledim.
Ders matematikti. Sabah sabah hiç çekilmez gibi gelse de ilk başta olup bitmesi her zaman bana daha iyi gelmişti.
"Bu soruda yine u dönüşümü yapmalısınız. Şuradaki ifadeye..."
Çenemi sol elime yasladıktan sonra bakışlarımı tahtadaki sorudan çekerek duvar kenarında oturan bedene çevirmiştim. Neden yaptım bilmiyordum sanırım üstümdeki bakışlarını hissettiğim içindi. Çünkü bunu yapmamla göz göze gelmiştik.
Bangchan, bakışlarını yüzümde bir tur gezdirdikten sonra tek tek ellerime baktı. Bense bu sırada sadece onun gözlerinin hareketini izlemiştim.
"Anladınız mı?"
Hocanın sesiyle bakışlarımı ondan çekip tekrar tahtaya odakladığımda ellerimi istemsizce ceketimin içine doğru birazcık daha çektim.
Çok geçmeden dersin bittiğini haber veren zille ayaklandım. Felix'in yine kahvaltı yapmadığını biliyordum. O da benimle aynı anda kalktığında ortada buluşmuştuk. Kolunu omzuma attı ve yanından geçerken Hyunjin'in omzuna vurdu. "Biz kantine gidiyoruz."
Hyunjin başını onaylayarak sallamış yanındaki Changbin'e dönmüştü sohbetine devam etmek adına.
Birkaç ders gayet sakin ve normal bir şekilde bitmişti. Beden dersi geldiğinde ise tüm sınıf arka bahçedeki spor salonuna doğru gidiyorduk. İçeri girip kenarda sıra olduk. Sınıf başkanı olduğum için elimdeki sınıf defterini yanıma bıraktıktan sonra sıranın başına geçerek tek tek sınıfı saydım. O sırada içeri beden hocası girmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hi Diary! / Chanmin
Fanfiction(TAMAMLANDI.) Seungmin, monoton hayatının lisesinin tuvaletinde tamamen değişeceğini nereden bilebilirdi ki? -