(22)

4.3K 603 528
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol.
Bol yorum ve oy bekliyorum. (Pls)

Ertesi sabah gözlerimi zorlukla açabilmiştim. Bangchan'ın kolları arasından hiç çıkmak istemesem de doğruldum ve derin bir nefes aldım. Arkama dönüp uyurken huzurlu gözüken yüzünü inceledim. Suratıma istemsizce bir gülümseme yayılırken dün gecenin aklıma gelmesiyle hızla önüme döndüm. Çok utanmıştım!

Hatırlayıp hatırlamayacağını oldukça merak ediyordum. Yavaşça yataktan kalkıp banyoya ilerledim ve elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Aynadan kendime dikkatlice baktığımda ise gördüğüm şeyle tükürüğüm kendi boğazıma kaçmıştı. Elim boynumu bulurken öksürmeye başladım.

Bangchan, öksürüklerime uyanmış olmalıydı ki banyonun kapısı tıklatıldı. "Seungmin?" dedi. "İyi misin?" Öksürmekten cevap veremedim, gözlerim dolmuştu.

"İçeri geliyorum." dedi. Ardından birkaç saniye içinde kapı açıldı. Endişesi bakışlarından belli olurken birkaç adımda yanıma geldi ve yanaklarımı kavradı. Bu sırada biraz da olsa sakinleşmiştim. Öksürmem kesilmişti ama hala boğazımı temizleme ihtiyacı duyuyordum.

"İyi misin güzelim?"

Güzelim? Ah, beni öldürmeye çalıştığınızı bilmiyordum Bay Bang.
Kelimenin tam anlamıyla mal gibi suratına bakakalmıştım. Ben cevap vermeyince gözleri boynumdaki elime gitti.

"Boynuna mı bir şey oldu?" derken bir çırpıda elimi boynumdan çekiverdi. Benim olanları algıladığım birkaç saniyede hızla arkama döndüm ama sanırım gecikmiştim. Bangchan'ın suratındaki sırıtmayı maalesef yakaladım.

Dün gece boynumda öptüğü yer biraz morarmıştı. Şu an kıpkırmızı kesildiğime emin olduğumdan ona doğru dönemiyordum. Sessiz bir küfür dudaklarım arasından firar etti. O sırada belime dolanan kollar beni yerin dibine sokmaya yemin etmiş gibiydi. Bangchan, arkamdan sarılıp tam da moraran yerin üstüne dudaklarını bastırdığında içim titredi.

"Ben de bir şey oldu zannettim." dedi. Böyle dediğine göre hatırlıyor olmalıydı değil mi? Yüzümün kıpkırmızı olduğuna neredeyse emindim. Belimdeki kollarının yerini elleri aldı ve bedenimi kolayca kendine doğru çevirdi, ardından tekrar kollarını belime doladı. Anlık gelen cesaretle bakışlarımı yüzüne çıkardım.

Yorgun görünüyordu, büyük ihtimalle akşamdan kalma hissediyordu. Bakışlarım dudaklarını bulduğunda çiziklerin üzerinde kan kurumuş olduğunu gördüm. Ellerimi yüzüne çıkarıp yanaklarını tuttum ve baş parmağımı alt dudağında gezdirdim. "Acıyor mu?" diye bir soru çıkıvermişti ağzımdan.

Dudaklarının önce yana doğru kıvrılışını seyrettim ardından "Hm." dedi, "Ama öpersen geçer." Bu sefer öne doğru büzdüğü pembeliklerine bakıyordum. Yüzümü büyük bir gülüş kapladı sonrasında yükselip bir kelebek öpücük bıraktım dudaklarına. Çekildiğim sırada belimdeki ellerinden birini sırtıma koyarak beni kendine doğru ittirip tekrar kapanmıştı dudaklarıma.

Canını acıtırım korkusuyla pek karşılık veremeden yavaşça öpüyordum dudaklarını ancak o her zamanki gibiydi. Öpüşme seslerimiz banyoda dağılıp kulaklarıma çarparken kalbim de bir o kadar hızlanmıştı. Baş parmaklarımla yanaklarını okşadım ve geri çekildim. Alnımı alnına yaslarken gözlerimi açmadım, yine nefes nefese kalmıştım.

"Hiç gitmek istemiyorum." Bangchan'ın sözleriyle gözlerimi açtım. Ben de istemiyordum ama maalesef bugün dönüyorduk. "Ben de." dedim ve derin bir nefes verirken kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım. Kokusu etrafımı sararken ona gerçekten aşık olmaya başladığımı hissediyordum. Kollarından asla çıkmak istememem bunu kanıtlar nitelikteydi.

Hi Diary! / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin