(24)

4K 554 481
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol ve oy ver pls

Yine klasik bir sabaha uyanmıştım. Bu sabahın diğerlerinden tek farkı kapım kilitli olduğu için annemden yediğim azarlardı. Gerçi fark sayılır mı emin değilim de neyse. Dün gece Bangchan'ın kollarında hiç olmadığım kadar huzurlu bir uyku çektim. Sabah uyandığımda ise çoktan gitmişti. O yüzden bugün moralimi hiçbir şey bozamazdı.

Okul için formalarımı giydikten sonra üzerime açık gri renkli hırkamı giydim. Saçlarıma maşayla dalgalar ekledim ve annemin aldığı çiçekli parfümümü sıktım. Hızlı bir kahvaltının ardından en rahat spor ayakkabılarımı giyip çıktım evden. Geniş bahçede arabamızın camlarını silmekle meşgul olan Sehun hyung'a el salladıktan sonra yola koyuldum.

Okula yürüyerek gideceğim için cebimden telefonumu çıkarmış ve sevgilimi arayıp cihazı kulağıma götürmüştüm. Neyse ki cevaplamasını beklememe bile gerek kalmadan ilerideki kaldırımda duvara yaslanmış beni bekleyen bedeni görüş açıma girdi. Telefonu kapatıp tekrar cebime koyduktan sonra adımlarımı hızlandırmış ve yanında durdurmuştum.

"Selam." dedim keyifle. Bakışları yerden yüzüme çıktığında dudakları kıvrıldı hemen. "Selam." diye cevap verdi. Sol elini kaldırıp alnıma dökülen saçları geriye doğru çekti ve eğilip saçlarımdan kurtardığı yeri öptü. Midemde anında kasılmalar başlarken "Uyandığım en güzel sabah." demesiyle taçlandırdı hareketini. Kocaman gülümsedim, tabiri caizse ağzım kulaklarıma varmıştı sanırım.

"Hm, benim de." dedim. Elini saçlarımdan çekip elime doğru uzattı. Parmaklarımı anında onunkilere kenetledim ve okula doğru yürümeye başladık. Yolda saçma sapan şeylerden konuşup gülüşmüştük sürekli. Keyfim olabilirmiş gibi daha çok yerine gelirken el ele girdik okul bahçesine. Birleşik avuçlarımızdan yayılan sıcaklık içimi ve kalbimi ısıtırken ilk defa mutlu attım adımlarımı bu yere.

Okulların kapanmasına birkaç ay kalmıştı. Seneye sınav senemiz olduğu için yaz tatilini en iyi şekilde değerlendirmek istiyordum. Arkadaşlarım ve sevgilime de vakit ayırmak için sağlam bir ders çalışma rutinine ihtiyacım vardı. Ne var ki bunun için endişelenmiyordum çünkü plan, program benden sorulurdu.

"Seungmin." dedi, Bangchan ben çantamı sıraya bırakırken. Meraklı bakışlarla ona döndüm. Bedenini yanıma atıp "Artık senin yanında otursam ya ben?" dedi. Hiç fena fikir sayılmazdı ama derste onun yüzünden dikkatimin dağılacağı çok büyük bir gerçekti. Dikkatim dağılırsa ders dinleyemezdim. Ders dinleyemezsem notlarım düşer. Notlarım düşerse annem yazın hiçbir şey yapmama izin vermez. Yani bu önerisine vereceğim yanıt çok açıktı. "Olmaz Chan."

"Ne demek olmaz Chan?" Oturduğu sıramdan kalkıp bana yaklaştığında gülümsedim. "Ders dinleyemem yanıma oturursan." Bunu dememle birlikte tek elini saçlarından geçirdi ve havalı olduğunu zannettiği bir şekilde güldü. Tamam, havalıydı zaten ama gözüme daha çok tatlı gelmişti. "Cazibene dayanamıyorum, desene sen şuna."

Ellerimi yanaklarına çıkarıp onu hızlıca kendime çektim ve büzülen dudaklarına bir kelebek öpücük bıraktım. "Hm, dayanamıyorum." diye onaylayıp yanaklarını bıraktığımda bir süre öyle şaşkın şaşkın kalmıştı. "Sen az önce beni sınıfta mı öptün?"

Cevap vermedim, içerde zaten tek tük öğrenci vardı. Onlar da kendi işleriyle uğraşıyordu. Ama salak sevgilimin "Kim Seungmin, beni öptü! Bana aşık!" diye aniden bağırmasıyla saniyelik kınayan bakışlar atmışlardı. Hızla elimi ağzına kapatsam da geç kalmıştım. Kaşlarımı çattım, "Ne yapıyorsun salak?" dedim sessiz olmaya çalışarak.

İlk önce ağzına kapattığım avucumu öptü ardından elimi tutup ağzından çekti. Sırıtarak yüzüme yaklaştığında sanki arkamda duvar yokmuş gibi gerilemeye çalıştım. "Aşıksın bana yalan mı?" dedi. Ben tam cevap verecekken sınıfa gürültüyle giren Hyunjin dikkatimizi üstüne çekmişti. "Günaydın! Ay, ne bu karamsarlık! Ben girdim sınıf aydınlandı vallahi. Aaa Seung, selam!"

Hi Diary! / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin