Oylarını ve yorumlarını bekliyorum :)
Önceki bölümü okuduğuna emin ol <3Alnımda hissettiğim yumuşak baskıyla yavaş yavaş aralamıştım gözlerimi. Görüş açıma giren gamzeler ve dolgun dudaklar kalp atışlarımı hızlandırmaya yeterken olduğumuz pozisyon tuzu biberi olmuştu.
Bangchan'ın bir kolu kafamın altındaydı, eli sırtımda duruyordu. Diğer eli ise onun üzerine attığım bacağımdaydı. Sıcak eli tenimi ısıtırcasına yavaş dokunuşlarla okşuyordu. Açtığım gözlerimi tekrar kapattım ve kasılan karnımı görmezden gelmeye çalıştım. Odanın içi hala tam aydınlık olmadığından güneşin doğumundan hemen önce uyanmıştım sanırım.
"Günaydın sevgilim." dedi fısıltılı sesiyle. Buna karşılık ona doğru daha çok sokuldum. Kafamı boyun girintisine sokup güzel kokusunu soludum. Hayatımda daha önce hiç bu kadar huzurlu bir uyku çektiğimi hatırlamıyordum.
Kıkırtısı kulaklarımı doldurduktan hemen sonra bacağımdaki elini de etrafıma sarıp beni iyice vücuduna yasladı. Üst bedeninin tamamen çıplak olduğu gerçeği heyecandan kusmak istememe sebep olurken yutkundum. "Saat kaç?" diye sordum uykulu sesimle.
"Uyanmamız gereken saate daha iki saat var." dedi. Erken uyandığım için hayatımda sevindiğim tek an tam şu an olmuştu. İki saat boyunca onunla sarılarak geçirmekten başka bir şey istemiyordum. Dünkü olay yüzünden hala birazcık kırgın olsam da sevgim ağır basıyordu.
"Hmm güzel." Gözlerimi hafifçe araladım ancak utandığım için yüzüne bakmadım. Göğsünde yumruk yaptığım ellerimden birinin işaret parmağımla tenine hayali yuvarlaklar çizmeye başladım.
"Bana hala kızgın mısın?" diye sordu. Bu sefer elimin hareketini durdurup kafamı hafifçe kaldırdım ve yüzüne baktım. "Belki." dedim, net bir cevap vermekten kaçınarak.
Belimdeki elini göğsünde dinlendirdiğim ellerimden birine çıkardı. Parmaklarımı açmamı sağlayıp elimi sol göğsüne doğru biraz aşağı indirdi ve tam kalbinin üzerine getirdi.
Avucumun altındaki ritim ağzımın kurumasına sebep olurken bakışlarımı gözlerinden çekmedim. Kalbi çok hızlı atıyordu, aynı benimki gibi."Ölecek gibiyim." dedi. "Kalbimi böyle çarptıran tek kişi sensin ve ben seni kaybetmek istemiyorum. Bunun için ölümü göze alabilirim."
Sessiz kaldım. Yanaklarım başta olmak üzere tüm yüzüm ısınmaya başladı. Bangchan ise devam etti. "Özür dilerim. Bir daha asla yanından ayrılmayacağım." Hala kalbinin üzerinde olan elimi tutup dudaklarına götürdü ve narince öptü. Şu an içimde büyük bir ağlama isteği doğmuştu. Ancak bunun yerine elimi ensesine götürüp kendime doğru çektim ve dudaklarına hızlı bir öpücük bahşettim.
Geri çekilmeme izin vermedi. Dudaklarından ayrıldığım an tekrar eğilip beni öpmeye başladı. Gözlerimi bu sefer daha rahat kapattım. Ensesindeki elimle oradaki saçlarını sevdim. O alt dudağımı emerken elimden geldiğince karşılık vermeye çalıştım.
Ara ara nefes almam için geri çekildi. Bu fırsatları güzelce kullansam da bacağımda hissettiğim eliyle nefesim kesildi. Parmak uçları şortumdan içeri hafifçe sızsa da ileri gitmedi. Çok geçmeden kafamı çevirip öpücüğün derinleşmesine izin vermeden bozdum. Nefes nefese kalmıştım.
Bangchan ise benden daha iyi durumdaydı. Kafamı çevirdiğim için açılan boynuma yöneldi. Uzunca kokumu içine çekip boynuma birkaç öpücük bıraktı. Gözlerimi kapatıp kendimi dokunuşlarına teslim ettim. En son boynumu uzunca öptükten sonra orada öylece beklemeye başladı.
"Chan." dedim. Ensesindeki elim hala saçlarını seviyordu. "Bu gece hiç uyuyabildin mi?"
"Hayır." diye cevap verdi beklemeden. Bana yalan söylemediği için sevinsem de cevabına içim cız etmişti. "Şimdi böyleyken denesen..." diye fikrimi belirttim. Şu an hiç olmadığım kadar huzurlu hissediyordum. Eğer o da böyle hissediyorsa belki işe yarar diye düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hi Diary! / Chanmin
Fanfiction(TAMAMLANDI.) Seungmin, monoton hayatının lisesinin tuvaletinde tamamen değişeceğini nereden bilebilirdi ki? -