Önceki bölümü okuduğuna emin ol.
Insta: jinijinijiniret"Seungmin? Ne yapıyorsun orada?" Annem kaşlarıyla arkamdaki camı işaret ettiğinde gerginlikle yutkundum ancak yüzüme yansıtmamaya özen göstermiştim.
Annem bana doğru adımlarken aynı anda camın önünü kapatarak geriye doğru yürüdüm. İçimden bütün dualarımı Bangchan'ın gitmiş olması için ediyordum.
"Ah şey..." bir yalan uydurmaya çalışırken varlığını 'Ben buradayım!' dercesine belli ederek avucuma batan anahtarı kaldırdım havaya. "Dolabımın anahtarını kaybetmiştim, meğerse bahçede düşürmüşüm. Camdan dışarıyı izlerken fark ettim."
Dualarımın yönünü artık inanması için çevirmiştim. Annem şüpheyle yanıma yaklaşıp elimdeki anahtara baktı. Ardından vücudumu yana doğru ittirerek camdan aşağı eğildi. Alt dudağımı dişlerim arasına alıp gözümü kapattım. Lütfen gitmiş olsun. Lütfen gitmiş olsun.
Benim için birkaç yıl gibi gelen saniyelerin ardından annem geri çekilmiş, camımı kapattıktan sonra perdemi de çekmişti. Ardından yanıma adımladı. Bu sırada yüz ifademi düzeltmiş, merakla ona bakıyordum.
"Dön bakayım bir." diyerek kolumdan tutup etrafımda döndürdü. Açıkta kalan belimi ve bacaklarımı kontrol etti. Ardından derin bir nefes verdi. "Bir yerlerini çizdirip yara olmasına sebep olabilirdin. Bir daha normal kapıyı kullan."
Pekala, daha çok azar yiyeceğimi düşünmüştüm ancak üstelememeye karar verdim. Başımı aşağı yukarı salladım hızla. "Özür dilerim anne."
"Uyu, ceza olarak sabah normalden erken kalkıp spora katılacaksın."
Derin bir nefes verdim, onu onaylarken. Sabah sporundan nefret ederdim ama yine de kendisinin her gün yapmasına rağmen beni de her gün yapmaya zorlamamasına şükrediyordum sadece. Annem odamdan çıkarken "Dişlerini fırçalamayı unutma Seungmin." diye bir uyarıda bulundu. Tekrar ve tekrar onu onayladım.
Odamdan çıkıp kapıyı kapattığında derin bir nefes alarak titreyen bacaklarımı serbest bıraktım. Yatağın üstüne oturduğumda kapalı perde dikkatimi çekti. Oturduğum gibi ayaklanıp perdeyi açtım ve ardından camı da açarak aşağı baktım.
Kimseyi göremememle birlikte tekrar camı ve perdeyi kapattım. Gerçekten ucuz atlatmıştım, ayakkabılarımı çıkarıp terliklerimle değiştirdim. Ardından çalışma masama ilerleyip kitaplarımı, kalemlerimi ve dolabımın anahtarını çantama koydum.
Bunların hepsini yaparken aklım hala Bangchan'daydı. Ellerini tenimde gezdirişi, kulağıma fısıldayışı aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Güçlü kolları arasında olma isteğim an be an artarken tüm vücudumu bir ürperti kaplamıştı. Başımı iki yana sallayarak düşüncelerimden kurtuldum ve banyoma doğru ilerledim.
Dişlerimi fırçalayıp yüzüme sürmem gereken binbir çeşit kremi de sürdükten sonra yatmak için hazırdım. Tekrar odama dönüp ışığı kapattım. El yordamıyla bulduğum yatağıma girerek komodinimin üstünde bulunan sarı ışıklı gece lambasını yaktım.
Sakladığım günlüğümü çıkardım ve yeni bir sayfa açarak bugünün tarihini attım.Selam günlük!
Yine heyecanlı bir günün sonundan sana yazıyorum. Bu sefer kılpayı kurtuldum.
Sabah okulda pek bir şey olmadı açıkçası. Her zamanki günlük rutinim, tek fark dolabımın anahtarını kaybetmiş olmamdı.
Bugün ilk defa Hyunjin'in arkadaşlarıyla birlikte oturduk teneffüste. Gayet iyi insanlar ayrıca yakından daha eğlenceli ve komikler. Ah! Doğru ya! Changbin ve Felix sanırım biraz daha yakınlaşıyorlar. Arkadaşım için mutluyum. Bugün gözlerimin önünde başrollerinin Felix ve Changbin olduğu bir aşk dizisi oynatılıyor gibi hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hi Diary! / Chanmin
Fanfiction(TAMAMLANDI.) Seungmin, monoton hayatının lisesinin tuvaletinde tamamen değişeceğini nereden bilebilirdi ki? -