7. Bölüm

118 16 164
                                    

Evetttt sonunda kaos dolu bölümlerden birine geldik lütfen fazla sövmeyin karakterlere nxxnxndnxmsksmsksksksk

Ayaz KORKMAZ

2 yıl oldu Beril'i görmeyeli. Sesini duymayalı, gülüşünü işitmeyeli, ondan tek bir haber dahi almayalı. Bu iki yılda askere gidip gelmiş, evlenmiş, çocuğum olmuş ve karımı kaybetmiştim.

Karımın sağlık sorunları ortaya çıkmıştı, biz evlendikten çok kısa bir süre sonra. Özellikle rahim kanseri olması... Eğer doğum yapmazsa risk daha da büyüyecekti. Ona hiçbir zaman dokunmadım. Tüp bebek tedavisiyle hamile kaldı. Oğlum doğduktan kısa bir süre sonra karım hayatını kaybetmişti. Doğumda beklenmeyen komplikasyonlar olmuştu. Bebeğimizi ilk ve son defa görüp öyle göçüp gitti bu hayattan.

Uzun süre düşündüm. Acaba Beril'in ahı mı çıktı diye... Sarı meleğimin hiçbir zaman birine ah edeceğini düşünmüyordum fakat kalbinin kırıklığını tahmin bile edemezdim. Ki ah etse bile haklıydı. Kızın hayatını berbat etmiş, öylece çekip gitmiştim. Ona yazdığım defteri de son anda verebilmiştim zaten. Ama sanırım ben otobüse bindikten sonra ufak çaplı bir kriz geçirmişti. Bindiğim otobüs hareket ederken dikiz aynasından görmüştüm ama tabi ki emin değildim.

Ömer Eren KORKMAZ.

Oğlumun adı buydu. Küçük yakışıklım annesiz kalmıştı. Beril'in ona annelik yapmasını çok isterdim. Tabi ki Beril onun hayatının içine ettikten sonra bana dönmezdi. Bunlar boşa hayaldi. Bugün ise sarı meleğimin mezuniyet töreni vardı. Sevdiğim, anılarımızla dolu olan okuldan mezun olacaktı bu yıl. Kahkahalar atacak, fotoğraflar çekilecek, doyasıya eğlenecekti.

Bense oğlumla hayata tutunmaya çalışacaktım.

****
Beril YÜCESOY

Son iki yılda çok şey değişmişti. Büşra sevdiği adamla sorunlarını çözmüş evlilik için hazırlık yapıyordu. İrem evlenmişti. Zeliha benim gibi bekarlık sultanlık kafasındaydı. Bense...

Bense iki yıl önce Ayaz'ın gidişinin ardından panik atak krizi geçirmiş, kendimi zor zahmet sakinleştirip memleketime giden otobüse binmiştim. Yol boyunca Ayaz'ın bana yazdığı defteri okumuştum. Gözlerim dolu dolu olmuştu. Fakat ağlayamamıştım. Zaten kendime söz vermiştim. Onun için bir daha ağlamayacaktım.

Bu iki yılda Ayaz'ın evlendiğini, oğlunun olduğunu, eşinin vefat ettiğini duymuştum. Mehmet ve Yaren ise evlilik kararı almıştı. Yakında kız isteme olacaktı. Orada Ayaz'la karşılaşmaktan ölesiye korkuyordum.

Tabi bu iki yılda boş durmamıştım. Okulumdan birincilikle mezun olmuş, yüksek lisansa kabul edilmiş, evimi ve işimi ayarlamış, hayatıma devam etmenin yolunu bulmuştum. Ayaz'ı geride bırakmayı başarabilmiştim. Canım yansa da evli - en azından bir yıl öncesine kadar- ve çocuklu birini takıntı edecek biri değildim. Onun aşkını kalbime gömmüştüm.

Ha bir de şey vardı tabi...

Abim bir albayın kızıyla görüşmeye başlamıştı. Kız da babasına abimi söylemeye çekiniyordu adam abime bir şey yapar diye. Abim ' Deniz'i en son kaçıracağım o olacak.' diye diye dolanıyordu etrafta. Onda bunu yapacak salaklık olduğu için çok da güvenemiyordum açıkçası.

Tüm eşyalarımı toplayıp iki yıl boyunca Cemre'yle kalacağım eve yerleştirmiştim.

Evet Cemre'yle olan eve...

Onunla olan sorunlarımızı çözmüştük ve iki yıl boyunca aynı evde yaşamayı kabul etmiştik ikimiz de. Yurttan çıkışımı yapıp eve geldiğimde hemen eşyalarımı yerleştirmeye başladım. Uzun saatler sonucu her şeyi annemle beraber yerleştirmiştim.
Şimdi ise bizimkilerin iki günlüğüne tuttuğu aparta gelmiştik.

Ah Canım Sevgilim (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin