14. Bölüm

93 14 55
                                    

Beril YÜCESOY

Zafer'in dedikleriyle zorlukla yutkunarak evin içine geçtim.

- Ben... Başın sağ olsun.

- Vatan sağ olsun. Hadi gel Sultan ninemi daha fazla bekletmeyelim.

İçeriye geçtiğimizde Zafer mutfağa giderek çay demlemişti. Beni almadan önce pastaneye uğrayıp bir iki yiyecek aldığı için çayın yanına da ikramlıklarımız vardı yani. Birlikte koyu bir sohbete giriştiğimizde Sultan nineye tekrar tekrar hayran kalmıştım.

- Siz geldiniz ya ne güzel evde ses oldu. Çok şükür ne Kaan, ne Zafer, ne Mehmet ne de aileleri beni hiç yalnız bırakmaz her zaman birinden biri bulunur evde. Şimdi de yeni bir torunum da oldu.

Bana bakarak söyledikleriyle biraz utanmıştım. Bakışlarımı ondan kaçırdığımda Zafer'in şefkatli tebessümüyle karşılaşmıştım. Benim de yüzümde bir gülümseme meydana gelmişti.

- Birbirinize değer verdiğiniz gözlerinizden bile belli oluyor. Birbirinizi kırmayın. Her daim saygılı ve sevgi dolu olun. Rabbim muhabbetinizi arttırsın inşallah. Zamanı gelince Rabbim sizin de birbirinize eş, aile olmanızı nasip etsin hayırlısıyla.

- Amin ninem.

Zafer'in konuşmasıyla bakışlarım ona döndü. Bu muhabbet beni germişti. Birbirimize baktığımızda hissettiğimiz her şey dışarıdan anlaşılıyor muydu sahiden? Bizi yakıştıran çok fazla insan vardı fakat ben daha emin değildim bizden.

Gerçi yavaş yavaş askerlere karşı olan önyargım azalıyordu. Önce Erdem amca, Kaan abi ve Cihangir amca yıkmaya başlamıştı bu önyargıyı, şimdi ise Zafer... Arkadaşlarının yanına gittiğimizde askerlere olan korkumun daha da azalacağına emindim. Çevremdeki askerler bana iyi geliyordu ve hepsinin korkutucu olmadığını, özlerinde çok iyi olan askerlerin de olduğunu görmüştüm son iki yılda.

- Arkadaşlarınla kaçta buluşacaktık? Geç kalmayalım.

- Haklısın artık gidelim. Sultan ninem bizim kalkmamız lazım ama söz tekrar ziyaretine gelirim ben.

- Geliriz diyecektin herhalde. O artık benim de ninem. Hem ninemle görüşüp sizin dedikodunuzu yaparız güzel olur bak.

Gülerek söylediklerimle kahkaha attı.

- Olur güzelim sen yeter ki iste.

Sultan nineyle vedalaştıktan sonra arabaya binip tekrar yola çıktık. Restorana gidene kadar yarım saat geçmişti. Yolda ise pek konuşmamıştık. Tek bir an dışında...

- Sevdin mi Sultan ninemi?

- Çok sevdim, bizi daha önce tanıştırsaydın keşke. Hem bir şey daha fark ettim.

- Ne fark ettin?

- Bir iki olay yüzünden tüm askerlere uzak davranıyor ve onlardan korkuyormuşum. Bir nevi korkumu tüm askerlere yaymışım. Şimdi fark ettim ki herkes aynı değil. Önyargımı yıkmak için elimden geleni yapacağım.

- Bunun için elimden geleni yaparım. Sen yeter ki iyi ol. Hem bana bir şans vermeyi kabul ettiğinden beri bu korkunun üstüne gitmeye başladın bile. Ve en kısa zamanda önyargılarından kurtulacağına eminim. Sana inandığımı bilmeni istiyorum. Her zaman yanındayım. Sen yeter ki yanında olmama izin ver ve yardımımı kabul et.

- İyi ki varsın Zafer. İyi ki yanımdasın.

Elimi kavrayıp avcumu öptüğünde gülümsedim. Zafer bu hayattaki en büyük iyikilerimden biriydi. Eğer hayatımda biri olacaksa neden Zafer olmasındı ki?

Ah Canım Sevgilim (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin