Çok beklenen bölümlerde bugün ndnddndmdmdmsmdmd
Zafer YAMAN
Görevden gelmemin ardından lojmanda kalan ailelerden birinin kaçık akrabasının silahla lojmanda terör estirdiğini duymuştum. Neyse ki herkes iyiydi. Ailemden haber almış, hatta her birini tek tek kontrol etmiştim. Ama Beril yoktu. Nerede olduğunu hiç kimse bilmiyordu.
Bir süre başına bir şey geldi diye çok korkmuştum. Sonra kendime gelip telefon sinyalinin nereden geldiğine baktım. Sultan ninemin evindeydi. Görevden gece yarısı geldiğimiz için oraya gittiğimde saat çoktan gecenin üçü olmuştu bile.
Yine de umursamadan kapıyı hızlıca çaldım. Korkmamaları için bir iki defa çalmıştım kapıyı. Sultan ninemin uykusu hafifti. Kapıyı hafifçe bile çalsam duyacağına emindim.
Kapıyı açan kişinin Beril olması, kanlı canlı karşımda olması derin bir nefes almamı sağlamıştı. Hemen onu kendime çekerek sarıldım. Kokusunu almaya ihtiyacım vardı. Endişe ve korkuyla çarpan kalbim kokusunu solumamla sakinleşmişti. Beril bir süre öylece dursa da saniyeler içinde o da bana sarılmıştı. Birkaç dakika sonra geriye çekildiğinde yine de kollarımı belinden çekmedim.
- Hadi içeriye gir, hem evin içi buz gibi oldu hem de biz donduk burada.
- Girelim bakalım.
Birlikte içeriye girdiğimizde Sultan ninem odasına gitmişti. Zaten çok fazla uyuyamıyordu, uyuyabileceği saatlerde de ayakta kalmak istememişti sanırım. Tabi bir de yalnız kalmaya ihtiyacımız olduğunu anlamış gibiydi. Beril'le salona geçtiğimizde doğalgazı açmıştık. Gece kapatmışlardı sanırım ama bir süre uyumayacağımız kesindi. Konuşmaya ihtiyacımız vardı.
- Neler oluyor Zafer? Ne ara görevden geldin sen? Uyudun mu hiç?
- Daha yeni geldim görevden. Uyumaya fırsatım olmadı. Hele o magandanın lojmandakilere silah çekmesi ve seni dün sabahtan beri görmemiş olmaları çok korkuttu beni. Sana bir şey oldu sandım.
- Silah çeken kişinin derdi neymiş? Hem nasıl girmiş lojmana o manyak? Askerler sitenin girişinde nöbet tutuyor olmalı.
- Lojmanda kalan biri almış zaten eline silahı. Genç bir erkek. Üniversiteye yeni başlamış sanırım. Daha 18 yaşında. Lojmanda kalan askerlerden birinin oğluymuş. Sevdiği bir kız varmış, kız reddedince de şu saçma erkeklik gururuna yedirememiş. Babasının odasında kilitli duran dolaptan bir şekilde almış silahı. Güya kızı korkutarak onunla birlikte olmak istiyormuş. Tabi kız da asker kızı. Çocuğu bir güzel dövmüş. Ama kız silahı çocuğun elinden alana kadar birkaç el havaya ateş etmiş manyak. Sonra da yediği dayakla hastanelik oldu zaten. Ama babasına üzüldüm ben. Silah babasının üzerine zimmetliydi. Soruşturma yiyecek adam hiçbir suçu yokken hem de.
- Yazık oldu adama desene. Umarım en az hasarla atlatır bu durumu.
- Umarım. Bu arada seninle ilgili de bazı şeyler duydum Beril Hanım?
- Ne gibi?
- Daha 16 yaşındaki kızını evlendirmeye çalışan bir adamla atışmışsın? Ya adam sana zarar verseydi?
- Veremezdi. Ben dövüşmeyi biliyorum. Ayrıca Kaan abim yanımdaydı. Kızı bir yurda yerleştirdik. Ruh hastası babasıyla bu işe göz yuman tüm yakınları tutuklandı. Bakma bana öyle. Küçücük kızı babasının insafına bırakamazdım. O kızın yeri okul, kendisinden 40 yaş birinin yanı değil. Hem madem çevremde bu kadar asker var bana yardım etsinler de birkaç kız çocuğunu kurtaralım. Ne kadar çok çocuk gelin edilmeye çalışan gençleri kurtarırsak o kadar iyi. Herkese eğitim hakkı sunmalıyız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Canım Sevgilim (TAMAMLANDI)
Ficción GeneralBeril YÜCESOY; her şey üniversiteyi şehir dışında kazanmasıyla başlamıştı. Onu büyük bir acıya götürecek olan olaylar silsilesi ikinci sınıfın başlarında kapısını çalmıştı. Kapıyı açmaması ise imkansızdı... Ayaz KORKMAZ; sözleri vardı onun. Geç gele...