Beril YAMAN
İkizler küçük elleriyle bir fideyi toprağa dikmeye çalışırken onları izliyordum. Daha yedi yaşındalardı. Bir gün askeriyeye, babalarını ziyarete gelmişlerdi. O sırada şu an elma fidesi diktikleri bölge bomboş kalmıştı. Birkaç kez farklı bölgelere ağaç diktiğimiz için buraya da ağaç dikmek istemişlerdi.
Bize gelip böyle bir ricada bulunduklarında Zafer, komutanlarıyla konuşmuştu. Bu alan zaten yeşillendirilmek isteniyordu. Bu görevi de bizim ufaklıklar üstlenmişti. Asker abi ve ablalarıyla beraber hem çeşitli boyutlarda ağaçlar hem de rengarenk çiçekler dikmişlerdi. Sona kalan fide de toprakla buluştuğunda tüm bitkilere can suyu verip ayağa kalktıklarında üstlerinin toz toprak olduğunu fark ettim.
Ama umursamadım. Onlar çocuktu. Tabi ki toza toprağa bulanacaklardı. Yanımda yedek kıyafetleri vardı. Babalarının odasında hemen temizlenmelerini sağlayabilirdim. Askerlerden bazıları çocuklara çikolata verirken çocuklar teşekkür edip bana baktılar. Onlara gülümseyerek başımı salladığımda adeta çığlık atarcasına bağırarak bana doğru koştular.
- Anneee.
Hızlıca onlara sarılıp sarmaladım.
- Tüm bitkileri diktiniz mi bakalım?
- Evet anne çok güzel oldu.
- Daha sonra başka yerlere de ağaç dikeriz değil mi anne?
- Tabi ki dikeriz bebeğim. Ama önce temizlenelim olur mu?
- Olur.
Dediler aynı anda. Birlikte Zafer'in odasına gittiğimizde kapıyı tıklatarak içeriye girdim. Odayı boş bulmamla önce kirlenen kıyafetleri değiştirmelerine yardım ettim, sonra da yüzlerini ıslak mendille sildim. Yüzleri dahi toprak içindeydi. Temizlik işi bittiğinde ikisini de saçlarından öptüm.
- Güzel çocuklarım benim. Eve gidip sevdiğiniz kurabiyeden yapalım mı?
- Bu sefer farklı şekiller deneyelim mi anne?
- Olur güzelim.
- Anne babamla senin sevdiğin kekten de yapalım mı?
- Yapalım tabi paşam.
- O zaman önce babamı bulup veda edelim sonra eve gidelim hemen.
Tam da bu sırada kapının açılmasıyla üçümüz de oraya döndük. Çocuklar babalarını görmeleriyle hemen onun kollarına uçmuşlardı.
- Baba biz kekle kurabiye yapacağız eve gidip.
- Sen de gelince yersin baba. Kesin çok güzel olur yine.
Zafer çocukları öpüp iyice kucağına yerleştirdi onları.
- Benim daha iyi bir fikrim var, bugün işim erken bitti birlikte gidelim eve de yemek yapalım olur mu?
- Oo harika. Hep birlikte yemek yapmak çok eğlenceli.
- Yaşasın. Baba biliyor musun tüm çiçeklerle fideleri diktik çok güzel oldular.
- Gördüm oğlum ellerinize sağlık çok güzel olmuş.
- Hadi o zaman eve gidelim bakalım.
****
- Şimdi ne ekliyoruz bakalım?
- Şimdi kabartma tozunu ekledikten sonra kakao ekleyeceğiz ve hamur hazırlanmış olacak annecim.
- Evet sonra da kek hamurunu tepsiye döküp fırına atacağız.
- Aferin size, kek nasıl yapılır öğrenmişsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Canım Sevgilim (TAMAMLANDI)
Художественная прозаBeril YÜCESOY; her şey üniversiteyi şehir dışında kazanmasıyla başlamıştı. Onu büyük bir acıya götürecek olan olaylar silsilesi ikinci sınıfın başlarında kapısını çalmıştı. Kapıyı açmaması ise imkansızdı... Ayaz KORKMAZ; sözleri vardı onun. Geç gele...