2. Bölüm

249 27 253
                                    

Evettt bu bölüm erkek karakterimiz de tam olarak giriyor hikayeye... 🐍🐍

Ayaz KORKMAZ

Beril'in geçirdiği panik atak krizi beni epey korkutmuştu. Onu kaybetme korkusu canımı yakmıştı garip bir şekilde. Ondan tartışmasız bir şekilde hoşlanıyordum. Ama ona nasıl derdim darbeye karışan askerlerin içinde benim de babam var diye? Ben bile darbeden çok sonra öğrenmişken ona bunun açıklamasını yapamazdım. Ayrıca başka bir sorun daha vardı...

- Sevgilim?

- Şevval ben senin sevgilin falan değilim kendine gel artık.

- Okulunu bitirince evleneceğimizi sen de biliyorsun. Ailelerimiz böyle bir karar verdi ve sen de kabul ettin.

- Kabul eden aklıma tüküreyim zaten.

- Beni hiç mi sevmiyorsun? Yoksa hayatında başka biri mi var?

- Ben seni bir arkadaş, bir dost olarak seviyorum Şevval. Sana hiçbir zaman başka bir gözle bakmadım bunu çok iyi biliyorsun.

- Biliyorum. Allah kahretsin ki bunu çok iyi biliyorum. Peki ya diğer sorum? Ona cevap vermedin?

- Bilmiyorum Şevval. Ne yapmam gerektiğini de ne hissetmem gerektiğini de bilmiyorum. Aklımla mantığım arasında kaldım. Böyle olacağını hiç düşünmemiştim.

- Seni bu evliliğe mecbur ettiğim için özür dilerim. Ama durumları biliyorsun. Bu evlilik gerçekleşmek zorunda.

- Merak etme bu evlilik gerçekleşecek. Ama evlenince burada yaşamayacağız. Ankara'ya ailemin yanına gideceğiz.

- Pekala sen nasıl istersen öyle olsun. Hayatına giren kadın için üzgünüm. Çok yanlış zamanda geldi. Belki de bir yıl önce tanışsaydınız tüm bunlar olmayacaktı. Hiç kimse acı çekmeyecekti.

- Bu saatten sonra keşkeyle başlayan hiçbir cümlenin faydası yok. İkimiz de acı çekeceğiz. Hem onun beni sevip sevmediğini bile bilmiyorum. Belki de tek acı çeken ben olurum. İnan bunu çok isterim. Onun acı çekmesindense beni sevmemesini tercih edebilirim, bu her ne kadar canımı yaksa da.

Şevval yanımdan giderken Beril'le tanıştığım günden beri tüm hislerimi, bana onu anımsatan sözlerle şiirleri yazdığım deftere uzandım. Ve oraya yine bir yerde okuduğum birkaç cümleyi ekledim.

Seni her özlediğimde sevgilim,
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Kuşlara bakıyorum.
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.
Ve aşkım, seni her özlediğimde,
Adında isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yaşamak istiyorum,
Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece ( Behçet necatigil)

Seni her özlediğimde kalbime bir yıldız çizdim. Seni ne kadar özledim biliyor musun? Kalbimde bir gökyüzüm olacak kadar...

En sevdiğim şey gülüşün. Kalbimde binlerce kelebeğin aynı anda kanat çırpmasına neden oluyor.

Behçet Necatigil'in şiirini yazdıktan sonra daha önceden yazdıklarıma da çarpmıştı gözlerim. Derince bir yutkunuşun ardından gözlerim dolunca defteri kapattım. Ona veda ederken bu defteri de verecektim eline.

Kasım ayının son günlerini yaşıyorduk ve okulların yüz yüze eğitime dönmesi için can atıyordum. Gerçi şu ödev bahanesiyle çokça arıyordum onu. O güzel sesini duymak bile o kadar iyi hissettiriyordu ki... Okullar kapandıktan sonra ne yapacağımı kestiremiyordum. Ve bu da çok canımı yakıyordu.

Ah Canım Sevgilim (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin