Günün ikinci bölümüüüü
Yarın da final gelecek ve bu hikayeye veda edeceğiz... :')
****
Kaan ATALAY
- Biz bu hale nasıl geldik? Aramızda ufak tefek tartışmalar oluyordu evet, ama iş neredeyse ayrılık noktasına geldi. Ne zamandan beri kendi mutluluğumuzdan önce çevremizdekilerin görüşlerini umursar olduk?
Bakışlarım yerdeki sıradan bir noktaya sabitken ve düşünceler arasında kaybolmuşken Merve'nin ani konuşmasıyla irkilerek ona baktım. Askeriyenin bahçesindeydik. Şu anlık bir işimiz yoktu ve her zamanki gibi soluğu bahçede almıştık.
Merve'nin sorusunu bir süre düşündüm. O da benim gibi kollarını büküp dirseklerini bacaklarına yerleştirmiş, ellerini çenesinin altına yerleştirerek yere bakıyordu.
Son zamanlarda aramızda pek çok sorun oluşmuştu. Evlilik hazırlıkları şimdiye kadar bitmeliydi belki de ama biz her şeyi ağırdan almıştık. Şimdi ise bir şeyler patlak veriyordu ve artık yüzleşmemiz gereken konular vardı.
Aramızdaki sorunları çözemezsek bir gelecek inşa edemezdik. Bu düşüncelerle Merve'den gözlerimi alıp yere diktim ve hislerimi dile getirdim.
- Kendi isteklerimiz yerine başkalarının isteklerine öncelik verdik. Onların saçma sapan istekleri evlilik hazırlıklarının sakız gibi uzamasına yol açtı.
- Bu da bizi hiç olmadığı kadar yıprattı. Şimdiye kadar çoktan evlenip çocuk sahibi olabilirdik. Ama biz başkaları yüzünden tartışmaya devam ettik. Sanki hayatlarını birleştirmek isteyen onlardı. Ne diyorum biliyor musun? Herkesi boş verelim. En yakınlarımızla mütevazı bir düğün yapalım. Keyfimizi kaçıracak kimse olmasın düğünde. Zaten çoğu şeyi ayarlanmıştık. Düğün tarihini erkene çekelim. Haftaya evlenelim.
Şaşkınlıkla bakışlarımı yerden çektim ve Merve'ye baktım. O da ciddi bir şekilde bana bakıyordu. Bu ifadeyi çok iyi biliyordum. Yüzünde tam bir kararlılık ifadesi vardı. Yapacağım diyorsa yapar, tuttuğunu koparan bir kadındı o. Ama yine de sordum, belki de gerçekten doğru anlayıp anlamadığımı ölçmek için yaptım bunu.
- Emin misin Merve? Her şey istediğin gibi olacak mı bir hafta içinde?
- Olacak tabi ki. Her şey istediğimiz gibi olacak. Saçma sapan tiplerin daha fazla bize müdahale etmesine izin vermeyeceğim. O aptal fikirlerini kendilerine saklasınlar. Onları gereğinden fazla dinlediğimiz için bu haldeyiz zaten.
- Keyfim yerine geldi. Timle bir antrenman yapıp çok sevdiğimiz marşlarımızdan birini söylemeyelim mi yani?
- Emredersiniz komutanım. Beş dakikaya engellerin başına geçeriz.
Tüm tim toplandıktan sonra aynı anda antrenma başladık.
- Çok sessiz geçiyor bu da ya. Marşsız antrenman mı olurmuş kardeşim? Patlatın oradan bir marş. Karabatak senin sesin güzel başla bakalım koçum.
- Emredersiniz komutanım.
Marşa başladıklarında gülümseyerek Merve'ye baktım. Onun da dudakları kıvrılmıştı.
Biz Dağlara Atarız Pusu
Haram oldu gece uykusu
Komandoya bir yudum su,
Vermez misin Konya kızı?Benim konya kızım bırak su vermeyi, suya götürür susuz getirirdi bizi. Daha çok genç olmasına rağmen pek çok önemli başarıya imza atmış, pek çok tehlikeli görevden alnının akıyla çıkmıştı. Bana da kendisine aşık olmaktan başka bir seçenek bırakmamıştı doğrusu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Canım Sevgilim (TAMAMLANDI)
General FictionBeril YÜCESOY; her şey üniversiteyi şehir dışında kazanmasıyla başlamıştı. Onu büyük bir acıya götürecek olan olaylar silsilesi ikinci sınıfın başlarında kapısını çalmıştı. Kapıyı açmaması ise imkansızdı... Ayaz KORKMAZ; sözleri vardı onun. Geç gele...