Jeongin
Sabah uyanıp gözlerimi araladığımda karşımda oturmuş beni izleyen bir Hyunjin görmüştüm.
Gülümsemiş ve yanağımı yastığa sürterek "Günaydın Jinnie~" demiştim.
O da gülümsemiş ve "Günaydın." demişti.
Bugün ikimiz de okula gitmeyip birlikte takılacaktık tıpkı çiftler gibi.
"Bugün kahvaltıyı dışarıda yiyelim, ne dersin?"
"Bana uyar. " diyip esnedim. Her yerim ağrıyordu sanki üstümden beton geçmiş gibi... Ama sorun değildi bugün Hyunjin ile takılacaktım ve bu düşünce bile vücudumdaki ağrıları unutmama yetiyordu.
"Önce gidip duş alman lazım ama minik tilki." demiş ve bana dil çıkararak yataktan kalkıp odadan çıkmıştı.
Gülmüş ve ben de ona arkasından dil çıkarıp yavaşça ayağa kalkmıştım. Sendeleyerek ve etrafa tutuna tutuna odanın içindeki banyo olduğunu umduğum kapıya ulaştığımda gülümsemiş ve kapıyı açarak içeri gimiştim.
Sandığım gibi burası bir banyoydu.
Çok geçmeden küvetin içine girmiş ve kendimi Hyunjin'in şampuanlarıyla güzelce yıkamıştım.
✧─── ・ 。゚★: *.✦ .* :★. ───✧
Ben banyo yaptıktan sonra kurulanıp Hyunjin'le dışarı çıkarak yakın bir lokantada ikimiz de oturup güzelde karınlarımızı doyurmuştuk.
Hesabı ödememesi konusunda ısrarcı olmuştum ama o tüm hesabı ödemişti. İş böyle olduğundan ben de tatlı ısmarlayacağımı söylemiş ve onunla tanıdığım bir tatlıcıya gelmiştim.
Ben parlayan gözlerle önümdeki pastaya bakarken Hyunjin çatalıyla pastadan bir parça koparmış ve o parçayı çamura dönüştürmeye çalışıyordu.
"Neden yemiyorsun Hyunjin? Çikolatalı pasta sevmiyor musun?" kaşlarımı kaldırarak ona bakmıştım.
İç çekerek dudaklarını birbirine bastırmış ve çamur etmesine ramak kalmış olan parçayı ağzına atmıştı. "Bir şey yok, çikolatalı pastayı seviyorum."
Gülümsemiş ve gözlüklerimi düzelterek önümdeki pastayı dünyanın en harika şeyiymiş gibi yemeye başlamıştım ki zaten dünyanın en harika şeyiydi.
Ben pastamı yiyip bitirirken Hyunjin sadece yarısını yemiş ve bırakmıştı. Ona sorgulayıcı bakışlar attığımda bana gülümsemiş ve dudaklarını büzerek bir öpücük atmıştı.
Attığı öpücük yanaklarımın kızarmasına sebep olurken hafifçe öksürmüş ve ona dönmüştüm. "Bitirmemişsin."
"Diyetteyim ondan dolayı çok fazla tüketmemeliyim eğer kilo alırsam ailem beni öldürür herhalde." gülmüş ve geriye yaslanmıştı.
Bu ne tür bir aileydi böyle? Hangi ebeveyn çocuklarının diyet yapmasını isterdi ki?
Çok üstüne gitmeyip sadece kafamı sallamıştım. Hyunjin'i çok sıkıp bugünü mahvetmek istemiyordum sonuçta kendini anlatırdı.
İkimiz de tatlıcıdan çıkmış ve öylesine yolda sessizce ve yan yana yürüyorduk.
Ellerimiz yakın yürüdüğünden birbirine çarpıyordu ve bu huylanmama neden oluyordu. Ah keşke şu an elimi tutsaydı.
Hyunjin aniden elimi tutup parmaklarımızı birbirine kenetlediğinde şaşkınlıkla ona bakmıştım. Bu ne böyle aklımı okuyabiliyor mu?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is you - hyunin
Teen FictionSanat lisesinde resim bölümünü okuyan Yang Jeongin ve onun dans bölümde olan hoşlandığı çocuk Hwang Hyunjin. |mpreg|