9-)

1.6K 172 44
                                    

Hyunjin

2021

Liseye yeni başlamıştım ve ailemin bana önerdiği üzerine dans bölümünü seçmiştim. Okul başlayalı 1 hafta olmuştu ve şu an bölümümdeki en iyi öğrenci bendim. Bunu çok çalışmama borçluydum tabii ki.

Dans etmek benim için her şeydi. Hayatım boyunca hep dans ettim. Belki de çocukluğumun en güzel zamanlarında dışarı çıkıp oyun oynamak yerine hep pratik odalarında geçirmiştim.

Dansla ilgili bir sürü yarışmalara katılmış ve hepsinde birinci olmuştum. Küçüklüğümde başlayan tutkum şimdi ise hırsa dönüşmüştü. Keşke bu benim için sadece bir hobi olarak kalsaydı dediğim çok zaman oldu ama her şey için geçti.

Ailem doğduğum andan beri benim için bir gelecek planlamış ve beni de buna göre yetiştirmişti. Onlar için sadece bir robot ve para kaynağıydım...

Okul çıkışı saati olduğu için tüm koridor ve sınıflar boştu okulda sadece birkaç hoca vardı. Bundan istifade ben de okulun pratik odasına gidip müzik açarak dans etmeye başlamıştım.

Çünkü içimdekileri sadece dansımla dışa vurabilirdim.

najoua belyzel - au feminin🎼

Ağlayarak, hıçkırarak ve her şeye lanet ederek dans ediyordum; içimdeki nefretle, aileme olan kinle dans ediyordum; ayaklarım kanaya ve parçalanana kadar dans ediyordum. Benim için acı önemli değildi çünkü ancak acı çektiğimde robot değil de bir insan olduğumu fark ediyordum.

Müzik bittiğinde odanın her bir tarafında çevrili olan cam aynaya yaslanarak yere çökmüş ve gözümdeki yaşların akıp gitmesine izin vererek kollarımı kendime çektiğim dizlerime sarmıştım.

"Neden diğer herkesin yaşadığı gibi bir hayatım olmadı ki... Neden... "

Hayatım o kadar bunaltıcıydıki kalktığım andan ve yatacağım zamana kadar her şey planlıydı. Kendi irademle yaptığım hiçbir şey yoktu. Kafesteki bir kuş gibiydim, kanatlarım vardı ama uçamıyordum.

Sahi yaşasam ne fark ederdi? Kendi isteğimle bir şeyler yapamayacaksam ne diye yaşıyordum? Ahh... Aklıma yine saçma düşünceler doluyordu.

Kendime yine bir şeyler yapmama düşüncesi ile telefonumu elime aldım ve direkt Minho'yu aradım. Çok geçmeden açmış ve konuşmaya başlamıştık.

Minho çocukluğumdan beri yanımda olan tek dostum diyebilirim. Ailelerimiz komşuyken tanışmışlardı ve bir gün ev ziyaretinde ben de Minho'yla tanışmıştım. Hayatımda iyi olan tek şey Minho ile tanışmamdı diyebilirim.

Hayattan bezdiğim ve hiç katlanamadığım zamanlar Minho'yu arar veya onunla takılırdım. Minho çoğu zaman intihar girişimlerimden beni kurtarmış biridir. Belki de Minho hayatıma girmeseydi şu an bu yaşımı görmüyor bile olabilirdim.

"Bekliyorum evde seni." telefonumu kapatmış ve ayağa kalkıp üzerimi değiştirerek eşyalarımı toparlamıştım. Ayaklarımın durumu önemli değildi yıllardır alıştığım bir şeydi o yüzden sadece ayakkabımı giyinmeden üzerindeki kurumuş kanları temizlemiş ve peçete koyarak geçiştirmiştim.

Okul çıkışına doğru ilerlerken resim atölyesinden gelen birkaç ses dikkatimi çekmişti o yüzden ben de kapısı aralık olan sınıfa doğru ilerlemiştim. Okulun bu saatinde benden başka hangi kaçık dururdu?

Dikkat çekmeyerek aralık olan kapıya biraz yaslanmış ve içeride şarkı mırıldanarak cam kenarının önünde resim çizen gözlüklü çocuğu izlemiştim.

İlk görüşte aşık oldum sana, her şey değişti🎼

Bu nasıl oldu?🎼

İnkâr edemem ki güzel ve tatlı bir tipi vardı. Burnu küçük, dudakları kalındı ve şu an gördüğüm kadarıyla yan profili çok güzeldi.

Bilmiyorum ama ona baktıkça onu izlemekten kendimi alıkoyamıyordum.

Hayal değil, şimdi anlıyorum🎼

Bunun aşk olduğunu🎼

Kaç dakikadır onu izlediğimden habersizken onun aniden ayağa kalkmasıyla kendime gelmiş ve hemen kapının arkasına geçmiştim.

"Ahh! Okul formam boya oldu!" oflayıp yakarma seslerini kapının arkasından duyabiliyordum. "Bu son yedekti! Tanrım... "

Onun bu hareketlerine kıkırdamamak için kendimi zor tutmuş ve dudaklarımı birbirine bastırmıştım.

Ses gelmemişti sadece birkaç takırtı duyuyordum. Büyük ihtimal toparlanıyordu.

Beni görmemesi için erkenden oradan ayrılmış ve okuldan çıkmıştım. Eve doğru yürürken, evde, okulda, gözlerimi kapattığım her an o aklıma geliyordu. Onu düşündüğümde hızlanan kalbime ve yüzümdeki gülümsemeye engel olamıyordum.

Genelde ilk görüşte aşka hatta aşk denilen şeye hiç inanmazdım ama zamanla ona karşı hissettiklerimin bu duygular olduğunu anlamıştım.

O fark etmese bile onu gördüğüm her an onu izliyor hatta okul çıkışları resim atölyesinde resim çiziyor mu diye bakıp çizdiği zamanlar kapının arkasında yine onu izliyordum.

Işık süzmesi bile girmeyen hayatıma âdeta güneş olmuştu ama bundan haberi yoktu. Hissettiğim bu duygular güzeldi ve tarif edilemezdi. Ona daha da yaklaştığımda ne olurdu bilmiyorum ama kalbimin yerinden çıkacak kadar atacağı kesindi.

Ona olan hislerim gittikçe büyüyor ve ne yapacağımı bilmiyordum.

Hyunjin'in Jeongin'den hoşlanmaya başladığı zaman 🌸

Hyunjin'in Jeongin'den hoşlanmaya başladığı zaman 🌸

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın ehe 🥺💗

Medyadaki şarkıyı dinleyin Hyunjin'in hislerinin tarifi orada 🤭 ayrıca Oh My Girl kızlarımın şarkılarından yararlanarak aklıma böyle bir kurgu geldi Oh My Girl dinleyin dinlettirin dostlarım 😌👍

love is you - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin