24-)

857 81 28
                                    

Jeongin

Annemin ameliyatının üzerinden saatler geçmişti ve şu an odada doktorlar onunla ilgili son muayeneyi yaparken ben de lavaboya gitmiş, aynadan gittikçe çöken yüzüme bakmıştım. "Vay be, birkaç günde ancak bu kadar çökebilirdim."

Musluğu açıp yüzüme su vurduktan sonra lavabodan çıkacakken aniden midemin bulanmasıyla tekrardan içeri girmiş ve hemen bir kabine girerek klozete çöküp midemde az çok ne varsa hepsini çıkarmıştım.

"O kadar gün içinde neden bugün? Bana 'ben de burdayımm' demeye mi çalışıyorsun?" elimi karnıma atmış ve karnımı okşamıştım. "Üzgünüm... Seni ihmal ettim." elimi karnımdan çekmiş ve ayağa kalkarak sifonu çekip tekrardan yüzümü yıkayıp ağzımı çalkalamıştım.

Lavaboda işim bitince ise hemen yemekhaneye inmiş ve kendime tostla meyve suyu alarak bir yere oturup iştahla tostumu yemiştim.

✧─── ・ 。゚★: *.✦ .* :★. ───✧

(Geçmiş)

Bayan Hwang'la konuşmamızın ardından bir kafeye gelmiş ve ikimiz de karşılıklı boş bir masaya oturmuştuk. O kendine kahve sipariş etmiş ben de limonata söylemiştim sadece.

"Evet, teklifiniz nedir?" demiştim hemen çünkü kaybedecek vaktim yoktu.

"Bayağı hızlısın bay Yang. Önce bir şeyler içseydik." siparişlerimiz gelince garsona teşekkür etmiş ve kahvesini yudumlamıştı. "Biliyorsun, annenin ameliyat ücreti ve sonrasındaki tedavi masrafı 16 yaşındaki biri için çok fazla."

"Yaşımı ve özellikle ismimi nereden biliyorsunuz? Hyunjin'in size arkadaşlarını tanıttığını sanmıyorum." tek kaşımı kaldırarak bayan Hwang'a bakmıştım. O ise histerik bir şekilde gülüp tekrardan kahvesini yudumlamıştı.

"Oğlumun sevgilisini ve çocuğunu bilmeyeceğimi mi sanıyorsun?" dediğiyle sertçe yutkunmuş ve gözlerimi kaçırmıştım. "N-nereden biliyorsunuz hamile olduğumu?"

"Ah, Jeongin~ sence ben oğlum hakkındaki bir şeyi hiç kaçırır mıyım?" sırıtmış ve fincanının sapını tutup uzun tırnaklarını fincana vurmuştu.

"Siz... " iğrenerek ona baktım. "... Ona hiç özgürlük alanı tanımıyorsunuz. Onu bir kere bile oğlunuz olarak sevdiniz mi ki?"

"Konumuzun oğlumu nasıl yetiştirdiğim değil de annen olduğunu unutmayalım Jeongin." derin bir iç çekmiş ve tekrardan yüzüne gülümsemesini yerleştirerek bana bakmıştı. "Sana bir teklif sunacağım." çantasından beyaz bir zarf çıkarmış ve masanın üstüne koyarak bana uzatmıştı.

"Bu nedir?" tek kaşımı kaldırarak önümdeki beyaz zarfa bakmıştım.

"Annenin ameliyat parası ve tedavi ücreti." diyerek çantasını kapatmış ve yanındaki boş sandalyeye koyarak tekrardan bana dönmüştü.

Gülmüş ve zarfı geri çevirip onun önüne koymuştum. "Saçmalamayın, böyle bir şeyi asla kabul edemem özellikle de sizden." ayağa kalkmış ve cüzdanımdan içmediğim limonatanın parasını çıkararak masaya koymuştum. "Yine de teklifiniz için teşekkür ederim."

"Arkadaşlarınla parayı toplayabileceğine emin misin?" kollarını göğsünde bağlamış ve geriye yaslanmıştı. "O zamana kadar annenin hastalığı daha da ilerleyecek ve ameliyat olsa bile sonrasında ölecek." masadan zarfı almış ve yanıma gelerek elimi tutup zarfı elime yerleştirmişti.

Lanet olsun ki haklıydı. Ne yaparsam yapayım o parayı toplayana kadar annemin hastalığı ilerleyebilir ve ölebilirdi.... Düşününce bile içimin paramparça olduğunu hissetmiştim. Annemden başka kimsem yoktu ve benim onu sonuna kadar korumam gerekiyordu.

love is you - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin