Jeongin
"Seungmin sana ne yaptı dedin?" Kaşlarını kaldırarak şaşkınlıkla bana bakan Felix'e karşı omuz silkmiş ve önümdeki defteri karalamaya devam etmiştim. "Duydun işte, niye tekrardan soruyorsun?"
"Ondan böyle bir şey hiç beklemezdim."
"Size karşı nasıl davranıyor bilmiyorum ama benden kesinlikle nefret ediyor." gülmüş ve masamdaki milkshake'den bir yudum almıştım.
Gecenin bir vakti Felix'le ders çalışıyorduk ama durum şöyle ki çalışmaya çalışıyorduk, çünkü ikimiz de önümüzdekilere odaklanamıyorduk.
"Seungmin bize karşı her zaman sevecen, tıpkı köpüş yavrusu gibi." Felix gözlerinden kalpler fışkırırcasına baktığında yüzümü buruşturmuş ve önümdeki anlamsız karalamaya bakmıştım. "Bana karşı pitbull gibi, keşke onunla farklı şartlar altında karşılaşsaydık."
"Bence ikinizin anlaşabileceği bir gün elbet gelecek." içeceğini yudumlamış ve geriye yaslanıp bıkkınca nefes vermişti. "Şu Hyunjin'de ne buluyorsunuz anlamıyorum."
"Sen Chan'da ne buluyorsun civciv bey?" tek kaşımı kaldırıp ona baktığımda aniden enerji depolamış gibi ayağa kalkmış ve rap söylermiş gibi Chan'ın özelliklerini sıralamaya başlamıştı.
"Çünkü o yakışıklı, nazik, kaslı, mütevazı, koruyucu, pamuk kalpli, bana bebek gibi davranıyor, her şeyde iyi, yatakta süper özellikle-"
"TAMAM! YETER!" ellerimi kulaklarıma koymuş ve hemen kulaklarımı kapatmıştım. Daha fazlasını duymama gerek yoktu.
Felix zaferle gülümseyip geri yerine oturunca ben de kapattığım kulaklarımı açmış ve içeceğimi yudumlamıştım.
İkimiz uzun bir süre sessiz durup önümüzdekilerle uğraşırken aramızdaki sessizliği Felix'in telefonuna gelen bildirim bozmuştu. "Şu telefonunu kapat demedim mi ben sana?" gözlerimi devirmiş ve tekrardan 2 saat uğraştığım çizime dönmüştüm.
"Bence bu telefonu iyi ki kapatmamışım."
"Ne?"
"Şuna bak." telefonu çevirip bana gösterdiğinde Seungmin'in ona yazdığı mesajı şaşkınlıkla okumuştum.
Köpüşcük 🐶
Bugün ikizimin ailesiyle
akşam yemeği yemeye dışarı
çıkmıştık ama Hyunjin ortalığı
dağıttı ve çekip gitti.
Onu arıyorum ama telefonu açmıyor,
delireceğim!
Onu arayabilir misiniz? Ulaşınca haber
verin lütfen."Nereye gitmiş olabilir ki?" merak ve endişem giderek artarken Felix Minho'yu aramış ve haber verip kendisi Hyunjin'i aramayı denemişti. "Açmıyor deli çocuk!"
"Kendine bir şey yapmaz, değil mi Felix?" neredeyse gözlerim dolu bir şekilde Felix'e bakarken o hemen yanıma gelmiş ve hafifçe gülmüştü."Arada bir yapıyor böyle şeyler, merak etme kafa dağıtmak için bir yere gitmiştir." iç çekerek masadaki eşyalarını toplamaya başlamıştı. "Minho yerini öğrenir onun."
"Anladım... " dudaklarımı birbirine bastırarak ben de önüme dönüp eşyalarımı toplamaya başlamıştım.
"Aha! Minho arıyor!" Elindekileri hemen masaya bırakıp telefonu açan Felix'e meraklı bakışlarımı yollamıştım. "Ne diyor?"
"Tamam tamam, teşekkürler Minho." Felix telefonu kapatıp cebine atmış ve bana bakmıştı. "Bir bara gitmiş."
"Eee? Nasılmış? Hangi bara gitmiş?"
"Her zaman takıldığı bir yer var yine oraya gitmiş, seni oraya götürürüm ama... "
"Ama ne?" artık meraktan ve endişeden patlayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is you - hyunin
Teen FictionSanat lisesinde resim bölümünü okuyan Yang Jeongin ve onun dans bölümde olan hoşlandığı çocuk Hwang Hyunjin. |mpreg|