32-)

940 82 48
                                    

Hyunjin

"Başım... Ufff çok ağrıyor!" yatakta baş ağrısı yüzünden oradan oraya yuvarlanan Seungmin'i izlerken iç çekmiş ve onun elini tutarak yavaşça yataktan kaldırmayı denemiştim. "Bir şeyler ye sonra sana ilaç vereceğim."

"Bi' kalksam! Kalkamıyorum ki ağrıdan!"

"O zaman bekle ben sana kahvaltı getireceğim."

"Dur! Kalkmama yardım et."

Her zamanki Seungmin işte, yine benim bir şey yapma zahmetine girmeme izin vermemişti.

Kollarımı ona sarmış ve onu kucağıma alarak mutfağa götürmüştüm. O da hâlinden memnunca kollarını boynuma sarmış ve yüzünü omzuma gömmüştü.

Mutfağa geldiğimizde malesef ki onu sandalyenin birine oturtmuş ve kendim de karşısına oturarak önümdekileri yemeye başlamıştım.

İkimiz de sessizce kahvaltılarımızı ettikten sonra Seungmin'e içmesi için ağrı kesici vermiş ve onu tekrardan odasına götürerek yatağına yatırmıştım. "Daha iyi misin?"

"Evet, daha iyiyim." gülümsemiş ve elimi tutarak okşamıştı.

"Dün ne kadar içtin öyle?" yatağın ucuna oturmuş ve ben de onun elini okşamıştım.

Yüzünü buruşturup diğer elini alnına götürmüştü. "Hatırlamıyorum ama bayağı bir içtim." derin bir iç çekmiş ve bakışlarını tekrardan bana yönlendirmişti. "Sen ne konuştun dün Jeongin'le?"

Şaşırırcasına bakışlarımı ona yönlendirdiğimde hafifçe gülmüş ve yerinde kıpırdanmıştı. "Anlamayacağımı mı sandın? Sen sigarayı tuvalette asla içmezsin."

Dün sigara bahanesiyle tuvalete gitme yalanım patlamıştı anlaşılan.

"Bir şey konuşmadık sadece iyi olup olmadığını sordum ona. Midesi kötüydü, zaten gittiğimde de kusuyordu."

"Midesi kötü olsun veya olmasın bundan sana ne Hyunjin?"

Kaşlarımı çatarak ona dönmüştüm. "Ne demek bana ne? Eski sevgilim olsa bile yine de o bir insan Seungmin. Eğer tuvalete Felix veya Chan hyung gitseydi yine aynı şekilde yanlarına giderdim."

Cevap vermemiş ve sırtını bana dönerek yorganı üzerine çekmişti. Ben de bir şey demeden oradan çıkmış ve kendi odama geçmiştim.

Seungmin'le genelde böyleydik, günlerimiz tartışmadan geçmezdi. İlk bu ilişkiyi denediğimiz zamanlarda olmayacağını anlamıştım bizden ama nedendir bilinmez beni yanında tutmaya devam etmişti ve ben de bu duruma alışmıştım artık. İkimiz de bu duruma alışmıştık aslında.

Ondan zamanla hoşlanmaya başladığımı sanıyordum ama Jeongin'in gelmesiyle hem aklım hem de kalbim karmakarışık duyguların içinde hapis olmuş gitmişti.

Jeongin neden geldi ve neden dün gece beni öptü bilmiyordum. Bu aklımı daha çok karıştırıyordu çünkü beni sevmediğini ve hislerinin gittiğini söylemişti.

Telefonuma üst üste gelen bildirim sesiyle kafamdaki düşüncelerden kurtulmuş ve telefonumu elime alarak gelen bildirime bakmıştım.

Lino bey

Bu akşam Jisung'un hamileliğini
kutlayacağız bu yüzden herkesi
evimize davet ediyoruz tşkler
-toplu mesajdır-

Minho'nun attığı mesaja görüldü atmış ve ayağa kalkarak tekrardan Seungmin'in odasına gitmiştim.

"Seung, Minho bu akşam bizi evine çağırıyor."

"Bana da mesaj attı merak etme." yatağında kıvranmış ve telefonuyla oyalanıyordu. Sabahki hâlinden daha iyi görünüyordu.

love is you - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin