5 yıl sonra
Jeongin
"Her şeyi hazırladın değil mi?" Seojin'in duymamasına özen göstererek Hyunjin'in kulağına yaklaşmış ve fısıldamıştım.
"Evet bebeğim, her şeyi hazırladım." Hyunjin gülümseyip bana göz kırptığında kıkırdamış ve kollarımı onun boynuna dolayarak dudağına minik minik öpücükler kondurmaya başlamıştım.
Bugün Seojin'in doğum günüydü ve biz de evimizin arka bahçesinde ona özel sürpriz bir doğum günü partisi düzenlemeye karar vermiştik. Koca oğlan şu an salonda oturmuş çizgi film izliyordu ve biz de onu olabildiğince arka bahçeden uzak tutmaya çalışıyorduk.
"Babaaaa"
Minik oğlumuzun sesini duyduğumda hemen Hyunjin'in dudaklarından ayrılmış ve mutfağa giren Seojin'e gülümseyerek bakmıştım. "Noldu minik prensim?"
Seojin hemen yanıma gelip kucağıma atladığında onu kucaklamış ve oğlumuzun yanaklarına minik öpücükler kondurmaya başlamıştım.
"Baba ben şalınçakta oynamak iştiyoyum, şallayın beniii."
"Arka bahçe şu an pis bebeğim, akşama doğru sallarız seni, hm?" şefkatli bir sesle konuştuğumda Seojin beni ikiletmemiş ve yanağıma bir öpücük kondurarak kucağımdan inip tekrardan kendi odasına gitmişti.
Seojin böyle bir çocuktu, bizi asla üzmezdi ve şımarık bir çocuk değildi. Sabretmeyi bilirdi çünkü onu böyle biz yetiştirmiştik, şu an da Seojin şımarık bir çocuk olmadığı için oldukça mutluyduk.
"Diğerleri ne zaman gelecek? Aradın mı onları?"
Hyunjin'in sesini duyduğumda ona dönmüş ve "Evet, biraz-" derken zilin çalma sesiyle gülmüştüm. "Evet geldiler."
"Minji mi geldiiii? Minjiiiii~"
Seojin odasından koşturarak kapıya ilerlediğinde onun bu hareketine gülmüş ve peşinden giderek kapıyı açıp gelen misafirlerimize bakmıştım. "Hoş geldiniz çocuklar."
"Hoş geldiniş~"
"Ufff yerim lan seni ben, abiye hoş geldin mi diyorsun?" Felix eğilerek Seojin'in yanaklarını sıktığında Seojin kıkırdamış ve kapının ardına bakarak Minji'yi aramıştı.
"Minşi gelmedi mi?"
"Seoşiiiinnn!~" diğerlerinin arasından sıyrılarak Minji çıktığında Seojin kocaman gülümsemiş ve ikili birbirine sarılmıştı. " Minşi göymen laşım odamda koşaman bir ayaba paykuyu yaptım hadi oynayalım!"
"Oluy! Hadi gidelim!"
Seojin karşısındaki kızın elini tuttuğu gibi odasına sürüklerken arkalarından gülerek onları izlemiş ve bizimkileri kapıda bekletmeden içeri almıştım.
"Birbirlerini ne kadar özlemişler ya."
Hyunjin'in konuşmasıyla onu onaylarcasına kafa sallamıştım."Kesinlikle, onlar oynarken bizde son hazırlıkları yapalım hadi." dediğimle herkes ayağa kalkmış ve Seojin görmeden arka bahçedeki düzenlemelerde rütuşlarımızı yapmıştık.
Bahçeyi Seojin'in en sevdiği renk olan turuncuyla donatmıştık. Her yerde turuncu balonlar, turuncu süsler vardı ve en önemlisi de turuncu bir pasta. Minik oğlumuz bunu görünce eminim sevinçten havalara uçacaktı.
"İkisi de ne çabuk büyüdü ya şuna bak." Jisung'un konuşmasıyla gülmüş ve kafamı sallamıştım.
"Minji'nin doğum günü diğer hafta değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is you - hyunin
Teen FictionSanat lisesinde resim bölümünü okuyan Yang Jeongin ve onun dans bölümde olan hoşlandığı çocuk Hwang Hyunjin. |mpreg|