Hyunjin
Aklım karmakarışıktı. O kadar yıl sonra neden geri geldi diye düşünüp duruyordum. Tam hayatımı bir düzene sokmuş toparlanıyorum derken tekrardan karşıma çıkması içimde zar zor öldürdüğüm duyguları tekrardan diriltmişti.
Ellerimi saçlarıma daldırmış sonra da masamdaki içkiyi yudumlayarak kafama dikmiştim.
"Yavaş ol." Minho'nun söylediğine aldırmamış ve içki şişesini bitirene kadar kafamdan çekmemiştim. "Hey! Sarhoş olacaksın!"
"Daha 1 şişe içtim bu hiçbir şey." derin bir iç çekmiştim.
"Yine Seungmin'le mi tartıştınız? Ne oldu?"
"Sence ben Seungmin'le tartışsam buraya gelir miyim?" gülmüştüm. "Aslında... Seungmin'le de tartıştım ama... Jeongin... Geri geldi."
"Jeongin mi?" şaşkınca bana bakmıştı. "Nerede gördün onu?"
"Bizim fakültenin önünde." düşündükçe daha da sinir olurken ellerimi saçlarıma daldırıp derin bir iç çekmiştim. "Ne yapacağım Minho?"
"Hiçbir şey yapmayacaksın, onun sana gelmesini bekle." önündeki içkiyi umursamazca alıp yudumlamıştı.
"Ne?" şaşkınlıkla ona bakıp gülmüştüm. "Benim bir sevgilim var Minho, hatırlatırım."
"Sevgilinden cidden hoşlanıyor musun peki?" gözlerini üzerime dikmişti.
Bu söylediğiyle sertçe yutkunmuş ve gözlerimi kaçırarak ikinci şişemi yudumlamıştım. "Tabii ki ondan hoşlanıyorum. Nereden çıktı bu?"
"O yüzden mi çocukla bir kere bile yatağa girmedin?"
"Ondan hoşlanmamı belli etmem için onunla yatmam mı gerekiyor?" alayla gülmüştüm. "Saçmalama Minho."
"Sadece yatakla ilgisi yok Hyunjin; Çocuğu kendin bir kere bile öpmüyorsun, sevgi göstermiyorsun!" sinirle solumuştu. "Çocuk sırf senin ona göstereceğin bir sevgi için kırk takla atıyor burada ama Hyunjin ne yapıyor? Her gece eski sevgili--"
"Yeter!" ayağa kalkmış ve Minho'ya sert bakışlarımı yollamıştım. "Daha fazla saçmalıklarını dinleyemeyeceğim." masadan ayrılmış ve kapıya doğru yönelmiştim.
"Kimsenin kalbini kırmaya ve hisleriyle oynamaya hakkın yok tamam mı? Ne Jeongin'in ne de Seungmin'in. Eğer ondan hoşlanmıyorsan daha fazla oyalama ve ondan ayrıl, 5 yıldır sırf kendi hislerini bastırmak için onunla oynuyorsun zaten."
Sinirle arkamı dönmüş ve Minho'nun yanına giderek onun yakalarından tutup oturduğu yerden kaldırmıştım. "Kimseyle oynadığım yok benim! Ayrıca Jeongin benden bile hoşlanmıyor ne saçmalıyorsun sen?!"
"Hoşlanmıyorsa neden karşına çıksın aptal!" beni itmiş ve kendinden uzaklaştırmıştı. "O çocuğun o kadar yıl ne çektiğinden haberin var mı?! Sırf--" söylediği şeyi fark edercesine duraksayıp bir küfür savurmuştu. "Siktir... "
"Sen nereden biliyorsun?" gözlerim dolmaya başlarken ona bakmıştım hayretle. "Ne biliyorsun Minho?!"
"Sen 5 yıldır habersiz olmuş olabilirsin ama biz 5 yıldır Jeongin'le iletişimdeydik. "
Ne? Hepsi beni kandırmış mıydı?
"Ben o kadar yıl mahvolurken, her gece onun adını anarken, kapı kapı tüm her yere bakarken siz şimdi bana yalan mı söylediniz?" kahkaha atmıştım. "İnanamıyorum!"
"Hyunjin eğer--"
"Eğlendiniz mi hepiniz? Ben o kadar acı çekerken hepiniz eğlendiniz mi beni izlerken?!" kendimi tutamamış ve hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. "Neden yaptınız bunu bana... "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is you - hyunin
Teen FictionSanat lisesinde resim bölümünü okuyan Yang Jeongin ve onun dans bölümde olan hoşlandığı çocuk Hwang Hyunjin. |mpreg|