35-)

1K 85 20
                                    

Jeongin

Gözüme vuran ışık süzmesiyle uyanıp gözlerimi açtığımda ilk önce etrafıma şaşkınca bakmış sonra gece olanlar aklıma gelince gülümseyip kafamı tekrardan uzandığım araba koltuğuna yaslamıştım.

Çıplaktım hâlâ ve üzerimde de Hyunjin'in ceketi vardı. Hava soğuk değildi ama ceketini iyice üstüme örtmüş ve kokusunu içime çekmiştim.

"Uyandın mı?" Hyunjin elindeki sigarayı söndürüp arabaya bindiğinde kafamı çevirmiş ve gülümseyerek ona bakmıştım. "Evet, ama her yerim uyuştu ayrıca kalçam deli gibi yanıyor."

"Sana beni kışkırtma demiştim."

"Seni kışkırtan ben değildim dün gece beni isteyen sendin."

"Neyse, eve gidince krem süreriz." kafamı çevirip ona baktığımda eline sigara paketini alıp sigara çıkardığını gördüğüm gibi hemen uzanmış ve onu durdurarak sinirli bakışlarımı yollamıştım. "Daha yeni içmedin mi?"

"Biliyorum ama içmek istiyorum."

"Hayır, içmeyeceksin." paketi elinden alıp yanıma koymuş sonrasında da ona dönerek elini tutmuştum. Yüzünde gözlerimi gezdirdiğimde olduğunu anlıyordum. Galiba dünkü aile yemeğinde cidden hoş şeyler yaşanmamış.

"Sormamda sakınca yoksa... Dün ne oldu? Aile yemeğinde olduğunu duydum."

"Dün o yemeği hiç hatırlamak istemiyorum." oflamış ve elini yüzüne götürerek ovalamıştı. "Seungmin'le ikimizin ailesi evlenmemizi istiyorlar."

"Ne?" şaşkınlıkla ona baktığımda kafasını sallamış ve geriye yaslanmıştı. "N-e demek evlenmenizi istiyorlar? Onunla evlenecek misin?"

"Sen neden bu kadar şaşırdın ki evlenip evlenmeyeceğime?" tek kaşını kaldırıp sorgularca bana baktığında ben de ona aynı şekilde bakmıştım. "Çünkü seni seviyorum Hyunjin, bunu defalarca kez sana söyledim."

Gülmüş ve kafasını iki yana sallamıştı. "Beni eğer sev--"

"Evet seni eğer sevseydim bırakmazdım ama buna mecburdum, tamam mı?!" sözünü kesip sinirle önüme dönmüş ve biraz sakinleşmek için camdan dışarıya bakmıştım. Bu kelimeleri duymak beni sinirlendiriyordu. Onu seviyordum ve ona hâlâ aşıktım.

Artık onun da bilmesi gerekiyordu bir şeyleri, erteleyip durduğum gerçeği onun da bilmesini gerekiyordu.

"Annenle bir anlaşma yapmıştım."

"Ne?" onun yüzüne bakmıyordum ama sesinden gelen merakı anlayabiliyordum.

"Annemle ne anlaşması yaptın Jeongin?" bu sefer sesi sert çıktığında biraz irkilmiş ve kafamı eğmiştim. Ağlamamalıydım, uzun zamandır bu konuşmayı yapacağım günü bekliyordum ve ağlayıp bunu bozmamalıydım.

"A-annemi... Annemi o gün seninle buluştuktan sonra evde baygın bulmuştum. Hastaneye götürdüğümde ise beyin tümörü olduğunu öğrenmiştim. " dolu olan gözlerimi silmiş ve burnumu çekmiştim. "Tümör iyi huyluydu ama ameliyat edilmezse daha da ağırlaşacağı ve annemin kurtulamayacağını söylediler, benim de acil para toplamam gerekti ama o kadar parayı nasıl bulacağımı bilemedim. Gücüm o kadar parayı kısa sürede toplamaya asla yetmezdi... "

Hyunjin'den hiçbir ses çıkmayınca konuşmaya devam etmiştim. "O gün bahçede oturup düşününce birden annenle karşılaştım. Bana orasının onun çalıştığı hastane olduğunu ve doktorla olan konuşmalarımı duyduğunu söyledi. Sonrasında..."

"Annenin ameliyat ücreti karşılığı sana benden ayrılmanı söyledi, değil mi?"

Dolu gözlerimle ona bakmış ve kafamı sallamıştım. "B-ben ne yapacağımı bilemedim... Annemin ö-ölmesini istemedim çünkü bu hayatta tek ona sahibim... Küçüktüm ve ne yapacağımı bilemedim ben... "

love is you - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin