Hyunjin
Jeongin'le geçirdiğim bu gün cidden çocukluğuma dönmüşüm gibi hissettirdi ama en çok sanki onunla sevgiliymiş ve cidden bir randevuya çıkmışız gibi hissettirdi.
Onunla sevgili olmak böyle bir şeyse bir an önce hislerimi ona söylemeli ve ona çıkma teklifi etmeliydim.
Yol boyu sırıtarak bugün çekildiğimiz fotoğraflara baka baka eve geldiğimde beni bekleyen sürprizden bir haberdim.
Annem ve babam gelmişti.
Yüzümdeki gülümseme onları gördüğüm gibi solarken hemen elimdeki fotoğrafları ceketimin cebine sıkıştırmış ve odama doğru yönelmiştim.
"Hyunjin." annemin kolumu tutup beni durdurmasıyla ona dönmüştüm.
"Ne var? Neden geldiniz?" diyerek soğuk bakışlarımı onlara göndermiştim.
"Seninle konuşacağız geç salona." diyerek beni salona sürüklediğinde durmuş ve kolumu hızlıca çekmiştim.
"Beni rahat bırakın!" diye sitem ettiğimde suratıma yediğim tokatla olduğum yerde durmuş ve elimi annemin tokat attığı yere götürüp sinirli bir ifadeyle kafamı ona çevirmiştim.
"Ne cüretle böyle dersin?! Biz senin aileniz!" sinirle etrafında dönmüş ve ellerini saçlarına geçirmişti. "Rahat bıraktık da ne oldu biliyor musun?!" bana dönmüş ve çantasındaki fotoğrafları çıkararak bana gösterdik. "Bu oldu!"
Fotoğraflara baktığımda dolan gözlerime hâkim olamadan kafamı iki yana salladım. "H-hayır... Anne... "
Fotoğraftakiler Jeongin'le bizdik ve öpüşüyorduk...
"Ne hayırı! Bunu nasıl açıklayacaksın Hyunjin?!" sinirle bana gürlemişti. "Derslerini ekip bu çocukla mı görüşmeye gidiyordun sen?! Sırf aptal zevkini gidermen için mi okula gitmiyordun ha! Söylesene!" yanıma gelip yakalarımdan tutmuş ve beni silkmişti.
"Senin dediklerini kulakların duyuyor mu anne?!" ağlayarak onu itmiş ve yakalarımı tutan ellerinden kurtarmıştım. "Ben onunla zevklerimi gidermek için buluşmuyorum ben o çocuktan hoşlanıyorum! Nasıl bana orospu diyebiliyorsun?!"
"Bir de ondan hoşlanıyor musun?!" diyerek üzerime gelmiş ama babam tarafımdan tutulmuştu. "Benim oğlum gay bir orospu mu oldu--"
"Sakin ol! buraya sadece onunla sakince konuşmaya geldik ama sen onu kışkırtıyorsun!" diyerek annemi susturan babam sayesinde annem biraz sakinleşmiş ve bana bakmıştı tekrardan.
"Senin ileride evleneceğin karın belli Hyunjin. Şu an genç ve dürtülerine hakim olamadığın için bunu yapıyorsun o yüzden anlıyorum." diyerek derin bir iç çekmişti. "Yarın derslerinden sonra sana ayarladığım psikoloğa gideceksin. Ayrıca o çocuktan ya kurtulursun ya da ben kurtulurum" demiş ve babamı da alarak evden çıkmıştı.
Onlar evden çıktıktan sonra ellerimi saçlarıma daldırarak olabildiğince sesli bir şekilde ağmalamaya başlamıştım.
Hayatımda ilk defa "sevgi" kelimesini öğrenirken bunları yaşamayı hiç hak etmiyordum.
Sadece bir günüm mutlu başlayıp mutlu bitemez miydi?
Ayağa kalkarak sinirle elime ne geçtiyse almış ve etrafa fırlatmıştım. "SİKTİĞİMİN AİLESİ!!"
Etraf cam kırıklarıyla doluydu ama bu benim için sorun değildi. Ayağımla yerdeki parçaları aldırmadan üstlerinden geçmiş ve yerden biraz büyük bir parça alarak banyoya doğru ilerlemiştim.
Bu hayatı kendi yaşıtlarım gibi yaşamaya çalışıyordum ama olmuyordu! Bu siktiğimin ailesinde olmuyordu! Her şey boktan kurallardan ibaretti ve ben buna katlanamıyordum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is you - hyunin
Teen FictionSanat lisesinde resim bölümünü okuyan Yang Jeongin ve onun dans bölümde olan hoşlandığı çocuk Hwang Hyunjin. |mpreg|