Düzeltme: Buraya YKS sınavına gireceğim zaman bir şeyler karalamışım... Ah mazi dedim görür görmez. Üniversite 2. Sınıftayım arkadaşlar. :,)
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım. 💖
♡♡♡
En güzel deniz: Henüz gidilmemiş olandır.
En güzel çocuk: Henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz: Henüz yaşamadıklarımız.Ve sana söylemek istediğim en güzel söz: Henüz söylememiş olduğum sözdür...
Nazım Hikmet~
♡♡♡
🎶Aşkın Kanunu/Muazzez Ersoy🎶
🎶Aşk Alfabesi/Yeşim🎶
26. Bölüm, 'Beklenmedik Hadise'
≈Sırma'dan≈
Son dersten de çıktığımda, rahat bir nefes aldım. Oldukça yorucu bir gündü ve 2 hafta içinde bir maket yapmam gerekiyordu. İlk başta eğlenceli gelse de bunu yapmaktan yakında bıkacaktım. Çünkü seçtiğim bölüm oldukça zahmetli ve yorucuydu. Aslında, hiçbir bölüm kolay değildi. Gerçi Türkiye'de kolay bir şey de yoktu ki.
Bugün yalnızdım, Orhan'ın dersi çoktan bitmişti ve Ceylan'ın çıkışına gitmişti. Yani eve de yalnız dönecektim. Tabi Kara Yağız'a uğrayacaktım ve orda ki işlerimi halledince dönecektim eve. Kara Yağız'da da bugün sadece Asaf vardı bildiğim kadarıyla.
Onu görecek olmak beni inanılmaz derecede heyecanlandırıyordu. İçim kıpır kıpırdı. Derin bir nefes aldım ve yola bakınmaya başladım. Kaldırıma geçerek, taksi beklemeye başladım.
Ben taksinin gelmesini beklerken, önümde bir araba durdu ve arabanın camları indi yavaşça. Hafifçe eğildiğimde, bunun bizim sınıftan Erdem olduğunu gördüm. Selam verdim ve hafifçe gülümsedim. O da karşılık vermişti.
Sınıfta nadiren konuştuğum birkaç kişiden biriydi. İyi bir çocuktu ve sohbeti sarıyordu açıkçası. Son zamanlarda daha çok konusmaya başlamıştık ama. Yani benimle konuşmak isteyen genelde o oluyordu.
"Taksi mi bekliyorsun?" Diye sorduğunda başımı salladım.
"Evet, yaklaşık 15 dakikadır. Ama geleceği yok gibi." Dedim memnuniyetsizliğini saklama gereği duymadan.
"E atla o zaman, seni bırakayım gideceğin yere." Teklifini geri çevirmek için hızla elimi iki yana salladım.
"Yok ya gelir birazdan nasıl olsa. Zahmet etme." Yola baktım umutsuzca ve tekrar Erdeme döndüm. "Yani umarım gelir." Gülümsedi.
"Ne zahmeti, saçmalama. Bugün burdan fazla taksi geçmez, hadi bırakayım işte." Erdem'e ve tekrar yola baktım. Sonra kabul etmeye karar verdim ve arabanın kalışını açıp, içeri oturdum. Erdem'e gülümsedim ve kemerimi taktım. Erdem'de arabayı çalıştırmıştı.
"Gerçekten çok teşekkür ederim, hızır gibi yetiştin." Dedim gülerek.
"Rica ederim, her zaman." O da güldü ve göz kırptı. Direksiyonu okul yolundan çıkmak için sola kırarken bana kısa bir bakış atıp, tekrar yola döndü.
"Bugün yanından ayrılmayan arkadaşın yok." Orhan'dan bahsediyordu. Biraz durdu ve düşündü. "Seni almaya gelen biri de yok, hayırdır? Yalnız olduğunda çıkışta seni almaya gelen olurdu genelde." Kalbim tekledi. Çoğu kez Asaf almaya gelmişti. Boğazımı temizledim. Ayrıca benim kimlerle olduğuma bu kadar aşina olduğunu bilmiyordum Erdem, inanılmaz bir acemilik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis'in Çırak'ı ≈Mahalle Klasiği≈
Teen Fiction"Aşk... Beni, İstanbul'umdan bile vazgeçirecek kadar güzel olmalı." Cevabımdan sonra bir süre gözlerime baktı. Gözlerini çekip, derin bir nefes aldı. "Yaşadığım şehire olan aşkımı bile unutturmalı bana. Onunla olduğum zaman, aşık olduğum koca Trabz...