Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım. 💖
♡♡♡
Sana gitme demeyeceğim,
Üşüyorsan ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.Özdemır Asaf~
♡♡♡
🎶Ben Öldüm/Gece🎶
İyi okumalar aşklarımm...❣
30. Bölüm, 'Asaf ve Sırma'
≈Sırma'dan≈
Ben profesörün önemli dediği birkaç yeri daha not alırken, o da dersin bittiğinin haberini vermiş ve çıkmıştı. O çıktıktan sonra ben de önemli yerleri yazmış ve eşyalarımı toplamıştım. Çıkmadan önce Orhan'a dersimin bittiğine dair kısa bir mesaj atmayı da unutmamıştım.
Azıcık boş kalmaya gelmeden, aklıma üşüşen anlar ile yüzümde şapşal bir gülümseme oluştu. Aslında hiç çıkmıyordu ki. Rüya gibi bir gündü dün benim için. Neler olmuştu, nasıl bitmişti anlamamıştım ama çok mutluydum ve hâlâ gerçek olduğuna inanamıyordum.
Bu sabah bu mutluluğundan kimseyi mahrum etmemiş ve daha kargalar şeyini yemeden uyanmış, aile fertlerime güzel bir kahvaltı hazırlamıştım. Başta annem olmak üzere, abim ve babam bu jestime oldukça şaşırmış, ufak çaplı bir şok geçirmişlerdi.
Özellikle abim çok şaşırmış ve kahvaltı da gözleri sürekli üzerimdeyken hâl ve hareketlerimi incelemişti. Bende ki bu pozitif duygu patlaması dikkatini çekmişti büyük bir ihtimalle. Tabii bir de kimsenin beklemediği ve açıkçası benim de benden beklemediğim bu kahvaltı hazırlama jesti vardı.
Ben sabah bırakın kahvaltı hazırlamayı, yarım saat fazla uyumak için kahvaltı bile yapmazdım ve bu durum bir süre sonra alışkanlık haline gelmişti. Çoğu zaman kahvaltı yapmadan güne başlıyordum ve uyku sersemliği ile hissetmediğim açlık, bir süre sonra bana sorun oluyordu. Tabii, kansızlığa da tuz biber oluyordu bu durum.
Derin bir nefes aldım ve Asaf'dan, sağlık sorunlarıma kadar dolu olan beynimle kantinden kendime demli bir çay aldım. Çay geldiğinde, parasını ödedim ve sıcak bardağa parmaklarını sardım. Ellerim üşümüştü ve bu sıcaklık iyi gelmişti.
Çay bardağında ki yansımama baktığımda, ağzımın kulaklarımda olduğunu yeni farketmiştim. Şapşal şapşal sırıtıyordum. Korkuyla yüzümdeki gülümsemeyi sildim ve telaşla etrafa bakındım. Umarım kimse beni böyle görüp, neye gülüyor bu deli diye düşünmemiştir.
Tüm gün böyle dolaşıp bunu farketmemiş olabileceğim dehşetine düşerken, bu âşk denen şeyin insanı tam bir aptala çevirdiğine bir kez daha şahit oldum.
Aklıma dünkü anlar geldikçe elim ayağım birbirine dolaşıyordu. Kalbim kulaklarımda çınlarcasına, göğüs kafesini kırmak istercesine atıyordu. Heyecandan dilim lâl oluyor, nefes almayı bile unutuyordum sanki.
Âşık olmak ve çikolata yemenin aynı şey olduğunu okumuştum bir yerde. Yani âşık olunca da çikolata yediğimizde salgılanan hormondan salgılanıyordu vücudumuzda. Tamam çikolata yemek beni de çok mutlu ediyordu ama ben çikolata yerken hiç böyle şeyler hissetmemiştim ki.
Sanırım Asaf çok pahalı ve katkısız bir çikolata olmalıydı benim için.
Fakülteden çıktığımda, kampüste ki boş çardaklardan birine doğru ilerledim. Eşyalarımı masaya bıraktım ve oturdum. Elimdeki çaydan bir yudum aldım ve sıcaklığın boğazımdan aşağı kaymasıyla, gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis'in Çırak'ı ≈Mahalle Klasiği≈
Подростковая литература"Aşk... Beni, İstanbul'umdan bile vazgeçirecek kadar güzel olmalı." Cevabımdan sonra bir süre gözlerime baktı. Gözlerini çekip, derin bir nefes aldı. "Yaşadığım şehire olan aşkımı bile unutturmalı bana. Onunla olduğum zaman, aşık olduğum koca Trabz...