Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım. 💖
🎶Onlar Bizi Dinlerler/Yüksek sadakat🎶
♡♡♡
Aşk;
Görmekten çok özlemeyi sever,
Dokunmaktan çok, düşmemeyi,
Ve aşk öyle bir haindir ki;
Nerede imkansız varsa, gider onu sever.Özdemir Asaf~
♡♡♡
İyi okumalarr...
28. Bölüm, 'Cihangir ve Sırma'
≈Sırma'dan≈
Kapıyı tıklatıp, balkondan içeri girdiğimde, abim de Gülyeli'nin serin ve huzurlu akşam manzarasını izliyordu. Tıklatmama rağmen sesi duymamış ve beni farketmemişti. Bir süre daha dalgın kalmasına izin verdim.
Ben de kısaca mahallede gözlerimi gezdirdim. Bakkal, manav, emlakçı, kısacası tüm dükkanlar son saatlerinin içine girmişti. Tatlı bir telaş vardı mahallede. İşten gelenler, gececi olup işe gidenler. El işi yapan teyzeler, köşe başlarında birbirine denk gelip laflayan delikanlılar, okuldan gelenler... bunca hengamenin içinde tek sıkıntısı olmayan ise mahallede oyun oynayan çocuklardı. Zaman onlara işlemiyordu. Gündüz veya gece yoktu. Oyun oynamak, eğlenmek vardı.
Gözlerimi mahalleden çekip, abime döndüm. Hâlâ dalgın görünüyordu açıkçası. Boğazımı temizledim beni farketmesi için. Sonunda farketmişti galiba. Beni görünce gülümseyerek, bitmeye yüz tutmuş sigarasını küllüğe bastırdı ve söndürdü.
Elimdeki iki kupayı havaya kaldırarak gülümsediğimde, abim de oturmam için yanındaki sandalyeyi düzeltti.
Yanına oturdum ve elimdeki kahve kupalarından birini uzattım. Kahveyi elimden alıp, hiç beklemeden büyük bir yudum aldı ve derin bir iç çekti.
"Annemler uyudu mu?" Başımı salladım ve ben de kahvemden küçük bir yudum aldım, onun aksine. Sorusuna başımı salladım.
"Evet, az önce uyudular." Abim gülümsedi.
"Buraya çok çabuk alıştılar." Bu hem güzel hem de kötü bir şeydi. Buradan ayrılmak onlar için daha zor olacaktı. Benim içinde öyle tabi. Onların burada yaşıyormuş gibi olmasına, varlıklarına, sıcaklıklarına ve bu çatı altında ailemle yaşamaya çok kısa bir sürede alışmıştım.
"Aynen, ben de bu kadar çabuk benimsemelerini beklemiyordum." Buruk bir şekilde gülümsedim. Abim derin bir iç çekti. Mahallede gözlerini gezdirdi.
Gezinip duran gözleri bir yere takıldığında, ben de merak ettiğim ve nereye baktığını görmek için gözlerini takip ettim. "Doğrusunu söylemek gerekirse, alışılmayacak gibi bir yer değil."
Gördüğüm kişiyle sırıtmadan edemedim. Sırtında gitarıyla ve elinde poşetlerle kaldırımda ilerleyen Esin'i görmüştüm. Abim, Esin'e bakıyordu.
Esin'i görmem ile ayağa kalktım ve balkon demirlerine yaklaştım. Dirseklerini balkon demirlerine yaslayarak, hafifçe sarktım.
"Esin?" Esin ilk etrafına bakıp, sonra başımı kaldırmış ve balkondan sarkan bedenimi farketmişti. Beni görünce gülümsedi ve elindeki poşetleri bırakıp, derin bir nefes aldı. Alnına düşen saçları elinin tersi ile geriye doğru itti. Yorulmuş görünüyordu. Dikkatini tekrar bana verdi. Yanımda oturan abime kısaca bir baş selamı verdi. Abim de aynı şekilde karşılık verdiğinde, tekrar bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis'in Çırak'ı ≈Mahalle Klasiği≈
Подростковая литература"Aşk... Beni, İstanbul'umdan bile vazgeçirecek kadar güzel olmalı." Cevabımdan sonra bir süre gözlerime baktı. Gözlerini çekip, derin bir nefes aldı. "Yaşadığım şehire olan aşkımı bile unutturmalı bana. Onunla olduğum zaman, aşık olduğum koca Trabz...