29. Bölüm: 'Yüzleşmeler ve İtiraflar'

3.9K 202 47
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım. 💖

🎶İki gözüm/Sertab Erener🎶 (Bu kadın bence Sezen'den daha güzel söylüyor bu şarkıyı, bayılıyorum.)

♡♡♡

Bir kelimeye bin anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim.

Özdemır Asaf~

♡♡♡

İyi okumalarr...❣

29. Bölüm, 'Yüzleşmeler ve İtiraflar'

Çağla'dan

Ceylan'ın birden koluma girip, beni sürüklemeye başlamasıyla gergince gülümsedim.

Günler sonra evden çıkmayı başarmıştım ve Ceylan'ın ısrarlarına dayanamayıp, onlarla buluşmayı kabul etmiştim. Bunu ben de zaten çok istiyordum ama korkuyordum açıkçası.

Sanırım artık kaçmanın alemi yoktu. Dogru dürüst oturup, konuşmalıydım onlarla. Kaç haftadır onları ayak üstü görüyor, sohbet ediyor ve eve geçiyordum. Daha doğrusu kaçıyordum.

Semih ile hemen hemen hiç karşılaşmamıştık. Aynı ortamda olmamak için kırk takla atıyorduk ve bunu başarıyorduk da. Onun zaten teknesi vardı ve akşama kadar oradaydı. Evden işe, işen eve bir hayatı vardı. Haftasonları da müthiş bir titizlikle, onu görebileceğim her yerden, her ihtimalden uzak duruyordum.

Onu görmeye asla hazır değildim.

"Bu sefer bahane istemiyorum, her seferinde ekiyorsun bizi." Ceylan sahte bir kızgınlıkla, burun kıvırdı. Belki gerçekten kızgın ve kırgındı ama bunu iyi saklıyordu. Semih burada değildi, burada olsaydı hiçbir güç beni buraya getiremezdi sanırım.

Herkes benden bir sebep bir açıklama bekliyordu. Bunun farkındaydım ama... Anlatmaya hazır mıydım, bilmiyorum. Onlar bir açıklamayı hakediyordu ama bu açıklamayı yapacak cesaret ben de yoktu.

"Seni tanımasam, bizi hiç özlemediğini sanacağım." Ceylan kolumu bıraktığım da etrafıma kısa bir bakış attım. Herkesin gözü üzerimdeydi. Esin ve Ece ne kadar bana kırgın olduklarını belli etmese de bunu gözlerinde görebiliyordum. Onlarla da aram iyiydi ama mesafeli davranıyorlardı. Gerçi... Diğerleri de öyleydi. Samimi olmaya çalışmalarına rağmen.

Bundan gocunmuyordum. Anlıyordum onları, hiçbir şey demeden gidip özel günlerde bile gelmeyen biriydim ben. Ansızın ve sebepsiz gidip, 5 yıl sonra çıkıp gelen biriydim. Birden kabullenmek zor olacaktı tabi.

"Şey... Merhaba." Sağ elimi kaldırdım ve zoraki bir şekilde gülümsedim. Yıllar sonra tekrar onlarla olmak... Tuhaftı. Herkes aynı ama değişmiş gibiydi de.

Ceylan kolumu bırakıp, Orhan'ın yanına oturduğunda istemsizce gülümsedim. Aralarında ki ilişkiye hiçbir şey olmamıştı anlaşılan. Boğazımı temizledim ve çekingen bir şekilde, Asaf'ın yanında ki boşluğa oturdum. Sınıf arkadaşım, abim, kardeşim gibi hissettiğim adamın yanına.

Birkaç çift gözü üzerimde hissettiğimde, başımı kaldırdım. İlk göz göze geldiğim kişi, kahverengi gözlü kızdı. Asaf'ın yanında daha önce gördüğüm kız. Kaşları çatıltı ve sanırım neden burada olduğumu sorguluyordu. Ona samimi bir şekilde gülümsediğimde, ilk Asafa baktı ve zoraki bir şekilde gülümsedi. Gözlerim yanında ki adama kaydı. Kesinlikle tanımıyordum ama Sırma ile benzediği apaçık ortadaydı.

Reis'in Çırak'ı ≈Mahalle Klasiği≈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin