Evett, bu bölüm artık düzenlemeden sonraki yeni bölüm. Kesinlikle oy vermeden ve yorum yapmadan geçmiyorsunuzz. 💖💖
🎶Bertuğ Cemil/Gel Bana🎶
İyi okumalar...
33. Bölüm, 'Masum Öpücük'
≈Sırma'dan≈
Günler birbirini kovalıyor, zaman gelip geçiyordu. Ailem ve abim gideli bir hafta oluyordu. Onların yokluğuna tekrar alışmaya çalışmak benim için bir hayli zordu. Evim yine ıssız kalmıştı ve kendi sesimden başka bir şey yoktu. Bu sessizliğe alışmak zordu. O sıcaklık bu eve girmişti ve şimdi buz gibiydi resmen.
Bezgince ofladım.
Annem ve babamdan ayrılırken de epey zorlanmıştım. Ondan ziyade annem bende ki durumun farkına varmıştı. Ben ona zaten anlatmayı planlıyorken, o benden önce davranarak sormuştu.
Ona Asaf ile içinde bulunduğumuz durumu anlatmış ve rahatlamıştım. Zaten Asaf'ı yemekte gördüğü dakikadan ısınan annem ise oldukça sevinmişti. Asaf'ı ben daha anlatmadan çok olağan bir şekilde damadı olarak görmeye başlamıştı. Bizi ne kadar çok yakıstırdığını, ahlakını ve en çokta ailesini överek beni mutlu etmişti. Biraz da duygusallaşmış ve ne çabuk büyüdün sen muhabbetleri yapmıştı. Bu sırada bende duygulanmadan edememiştim. Bana sevinirken, abimden de sitem etmiş ve Esin'i gelin olarak görmek istediğinden açıkça bahsetmişti. Evet, bende aynı fikirdeydim. Esin, gelinimiz olmalıydı.
Sonuç olarak, annem Asaf'ı biliyordu. Her aramasında onu da soruyor ve selam gönderiyordu. Hatta bir keresinde annem ve Asaf bizzat benim telefonumdan sohbet bile etmişlerdi.
Çok iyi anlaşmaları da beni oldukça mutlu etmişti.
Abim ve Esin'in arasında sadece ikisinin bildiği bir şeyler olmuştu. O uğurlama günü ise yine sadece ikisinin anladığı bir vedalaşma olmuştu zannımca. Esin'in gözlerindeki o kırıklığı ve abimdeki o hevessiz gidişi görmüştüm. Ne olduğunu tam bilmiyordum bende doğrusu, bunlar benim gözlemlediklerimdi. Abim söylemezdi fakat müsait olduğum bir gün kesinlikle Esin'e sormam gerekiyordu.
Derin bir nefes aldım ve aklıma gelen isimle gülümsedim. En azından Asaf vardı. O eridiğim yüzü geldi gözümün önüne. İç çektim. Günden güne ona olan sevgimin arttığını hissediyordum.Her şeye rağmen onun yanında kendimi mutlu, huzurlu ve tamamlanmış hissediyordum.
Ailem gittiğinden beri beni bir an olsun yalnız bırakmamış, yüzümün gülmesi için elinden geleni yapmıştı. Onu seven yüreğim de bu çabasına kayıtsız kalmamıştı.
Limana geldiğimizde, taksiye parasını ödeyip arabadan indim ve adeta koşarcasına Kara Yağız'a doğru ilerledim. Onu göreceğim için o kadar heyecanlı ve mutluydum ki. Hâlâ ilk zamanlarda ki gibi, hatta daha derin hislerle, nasıl oluyordu bilmiyordum ama ona olan sevgim artıyordu. Bu beni şaşırtıyordu.
Kara Yağız'ın yanına geldiğimde düşüncelerimden ayrıldım ve artık profesyonel olduğum o atlamayı yaptım. Hiç dengemi kaybetmeden tekneye atladıktan sadece birkaç saniye sonra hasret kaldığım adam sesimi duymuş ve gelmişti.
Onu görünce gülümsedim.
Açtığı kollarının arasına girerek, kollarımı boynuna sıkıca sardım. O da belime sarılmış ve başını boyun girintime yerleştirmişti. İnanır mısınız iki gündür görüşememiştik... Oldukça zor ve özlem dolu bir süreçti. Her gün görmeye, dokunmaya alışınca zor olmuştu tabi. Onun dokunuşları, sesi, varlığı hâlâ heyecandan tepe taklak olmama ve kalbimin tüm hızıyla atmasına sebep oluyordu. Bu durum beni çok şaşırtıyordu doğrusu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis'in Çırak'ı ≈Mahalle Klasiği≈
Подростковая литература"Aşk... Beni, İstanbul'umdan bile vazgeçirecek kadar güzel olmalı." Cevabımdan sonra bir süre gözlerime baktı. Gözlerini çekip, derin bir nefes aldı. "Yaşadığım şehire olan aşkımı bile unutturmalı bana. Onunla olduğum zaman, aşık olduğum koca Trabz...