Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım. 💖
🎶Koliva\Bahar🎶
İyi okumalar...
6. Bölüm, 'Üniversite Turu'
Saçımı bağlarken gelen mesaj sesi ile duraksadım ve gözümü telefonuma çevirdim. Saçımı bağladıktan ve üzerimi giyindikten sonra telefonuma bakmaya karar verdim.
Değişiklik olsun diye bugün etek giyecektim. Ayak bileğimin bir buçuk karış üzerinde, yanlarında yırtmacı olan yazlık bebek mavisi eteğimi ve siyah kısa kollu t-shirtimi giydim. T-shirtin eteklerini, eteğimin içine verdim.
Aynada kendime bir süre baktıktan sonra, iyi göründüğüme kanaat getirdim ve mesajı okumak için telefonumu elime aldım.
Kayıtlı olmayan bir numaraydı.
Gönderen: 0539***,
Hazırsan, dışarı çık.
Bilmediğim bir numaradan gelen mesaj kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Pencerenin önüne gidip, perdeyi kaldırdım.
Davar dışarıdaydı ve elleri cebindeydi. Dün olanlardan dolayı beni beklediğini anlamıştım. Bugün okula gidecektim ve bu davar bırakacaktı beni. Böyle bir öküzlük de elbette sadece ona özgü olabilirdi.
Aslında dün itiraz etmiştim ama kabul etmemişti hödük. Bende buraları fazla bilmediğim için üstelememiştim zaten. Trabzon turunuda başka zaman yapmaya karar vermiştim.
Adamın attığı mesajda bile odunsuydu. İnsan bir 'hazır mısın?' der, 'çıkar mısın?' der... Ama nerede?
Numarayı belki sonra lazım olur diye, 'Davar Reis' diye kaydetip, telefonu kapattım.
Kime: Davar Reis,
Geliyorum. *Göz deviren emoji*
Sabah zaten erken kalktığım için üzerimi giyinmiştim. Sadece bu hödükle gideceğimi unutmuştum o kadar.
Beyaz converslerimi giydim. Telefonumu çantama atıp, anahtarımı aldım ve evden çıktım. Kapıyı kapatıp, kilitledikten sonra Davar'ın yanına doğru ilerledim.
Yanına gelene kadar bana bakması, ne kadar sinirimi bozsa da belli etmedim.
"Günaydın." Yüzüme kısa bir bakış atıp, önden yürümeye başladı.
"Sanada." Bende göz devirip, anahtarımı çantama attım ve kollarımı göğsümde bağlayıp, arkasından yürümeye başladım.
Arkasından yürürken de onu inceliyordum. Oldukça yapılıydı gerçekten. Ee, tabi hergün 150-250 kilo civarında çapa indirip kaldırsam, bende böyle olurdum herhalde. Hani cidden dediği kadar da vardı. Serçe parmağıyla itse, oracığa yıkılır kalırdım herhalde. Bunu onun bilmesine gerek yoktu.
Bir süre daha yürüdükten sonra, gri bir arabanın yanında durduk. Arabanın kapılarını açıp, bana kısa bir bakış attı ve sürücü koltuğuna oturdu.
"Gelmeyi düşünüyor musun? Kapıyı açmamı falan beklemiyorsun herhalde." Asaf'ın sesi ile gerçekliğe döndüm. Alayla söylediği son şeye ise göz devirmiştim.
"Ah, tamam. Geldim. Ayrıca, kapı açmanı beklemek mi? Senin böyle şeylerden bir haber olduğunu tahmin edebiliyorum." Ona çarpıttığım laf hiç umurunda dahi olmamıştı.
İçten içe kendime kızdım birde. Neden orada bostan korkuluğu gibi dikiliyorsun a gerizekalı Sırma? Arabaya binmek için ilham gelmesino falan mı bekliyorsun?! Ben sırf rezil olmak için doğmuştum sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis'in Çırak'ı ≈Mahalle Klasiği≈
Подростковая литература"Aşk... Beni, İstanbul'umdan bile vazgeçirecek kadar güzel olmalı." Cevabımdan sonra bir süre gözlerime baktı. Gözlerini çekip, derin bir nefes aldı. "Yaşadığım şehire olan aşkımı bile unutturmalı bana. Onunla olduğum zaman, aşık olduğum koca Trabz...