dans odasına kaşları çatık bileğini tutarak gelen san ile hepsi konuşmayı bırakmıştı.
minho kafasını sallayıp "işte şimdi anlaşıldı" diyerek wooyoung ile yanındaki çocuğa bakmıştı.
hepsinin ciddi olması gerektiği bir durumda minho'nun gözleri wooyoung'a sarılan ve masum masum bakan çocuktaydı.
onun kafeteryada karşılaştığı, yanakları şişik olan genci tatlı bulması planlarında olmayan bir şeydi.
o sırada kolundan çıkıp ikilinin yanına giden san'a kitledi bakışlarını.
san hala wooyoung'a sırnaşmaya devam eden jisung'un dibine gelmiş ikiliye bir bakış atıp konuşmuştu.
"ayrılır mısınız lütfen?"
ortamda bulunan herkes san ile wooyoung'un birbirine attığı bakışlar arasında gidip gelirken ortam tanıştıklarından beri gerici olmamış gibi iyice gerilmişti.
"sana ne? arkadaşımla olan temasım seni ne ilgilendiriyor?"
"bak yanlış anladın. asla umrumda değil ama canım acıyor zaten yeni oluştu bu izler" diyip kızarmış bileğini gösterdi.
jisung wooyoung ve san'ın daha fazla gerilmeyip wooyoung'un birden çıkışmaması için wooyoung'un kollarından ellerini çekmişti.
ne de olsa onlar ruh eşiydiler ve san bir yere kadar haklıydı -aslında sert ses tonu ve bakışları dışında her şeyde haklıydı-
"ben demiştim başkasının teması izde yanma yapıyor, acıtıyor diye" soobin omuz silkerek jisung ve wooyoung'a baktığında bu wooyoung'un çok da umrunda olmamıştı.
"neyse siz de çok gerilmeyin vücudunuza yansır bu" yeonjun ikiliye baktığında jay gözlerini büyültmüştü.
"sizde mi ruh eşisiniz?"
yeonjun kafasını sallayınca sunoo hemen yanlarına gitmişti.
"gerçekten mi nasıl bir şey peki?" merakla bakışları riki'nin hoşuna gitmişti ki laf atmamak için kendini tutacaktı ki neden kendimi tutuyorum diye iki saniye düşündükten sonra sunoo'ya laf atmıştı.
"gözlerin yerinden çıkacak sakin ol meraklı tilki"
sunoo cevap vermek için dönmüş ama sonra konuşanın diğerlerine uzun boylu çocuk diye tanıttığı kişinin olduğunu fark edince susmuş sadece bakmıştı. yeonjun ise ikilinin arasındaki garip duruma gülmüş sunoo'nun sorusuna cevap vermişti.
"az önce olduğu gibi başkasının teması kötü etkiliyor seni. yani biz üç yıl önce karşılaştık o yüzden san kadar acı çekmiyoruz ama daha bugün oluşan iz..." yeonjun konuşurken soobin onu onaylayıp devam etmişti.
"...tabii ki izin acımasını sağlar. uzun süre uzak kalmak da, kavgalı olmak da kötü hissettiriyor işte"
"biz şu an beraber yaşamıyoruz ama uzak kalmak sorun olduğu için yakında beraber yaşayacağız"
jungwon yeonjun'un bu dediğine göz devirmiş konuşmaya başlamıştı. "her sabah okula giderken saatlerce özlem gidermelerini bekliyoruz çok şükür gidiyor evden"
yeonjun ve soobin ile uğraşmayı sevdiği için hevesle anlatması ortamı biraz yumuşatmıştı.
riki ise onun tam tersi morali bozukmuş gibi yapıp "salak yapış yapış ilişkileri de olsa yeonjun'un arabası vardı." demişti.
"sanki isteseniz arabayı size vermeyeceğim ya"
riki yeonjun'un bu cümlesi ile sırıtmış "neyse aşkım projelerimi okula götüreceğimde beraber gideriz okula" diyip öpücük atmıştı.
"yeonjun gidince san gelir artık" minho dalga geçercesine söylediği şey ile tabii ki de jisung konuya atlamıştı.
"oha çok mantıklı" tamam en enayi sensin jisung.
"şaka yapmıştım aslında..."
"ben de çok mantıklı olabilir dedim aslında?" ikisi bakıştığında jay aralarına girmişti.
"öyle olursa bir araba gidiyor üç araba geliyor baya şanslısınız"
"ne?" jungwon anlamadığı şey ile jay'e döndüğünde san'ı gösterip "yanımdaki SC grubun gelecekteki sahibi" demişti.
•••
san cok sugar daddy vibe arkadaslar yani ficde de zengo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ꜱᴏᴜʟᴍᴀᴛᴇ-ᴡᴏᴏꜱᴀɴ ✓
Fanfiction"ne yani dans klübüne bay han benim yerime bir başkan mı getirecek"