2-mısır patlağı

259 22 58
                                    

her seyi unutmusum 38 bolumu ne ara okicam ben ya 🧍🏻‍♀️🧍🏻‍♀️🧍🏻‍♀️

•••

"mısır patlağı çuvalını almak iyi fikirdi" yeonjun büyük paketin içindekine çuval diyerek abartıyordu. ama gerçekten iyi fikir olduğu için geldiğinde ben de kafamı sallayarak onu onaylamıştım.

"sinir krizlerine bire bir çözüm" riki maketini yaparken konuştuğunda jungwon da biraları getirmişti.

"anlatsanız mı artık" jungwon konuyu açtığında ortamdan ayrılmak istemiştim. bu konudan gerçekten sonuna kadar kaçınmak istiyordum.

"büyük torpil meselesi" yeonjun konuya direkt daldığında haklı olması moralimi bozuyordu.

birayı kafama dikip "yeni gelen yatırımcının oğlu olduğu için jisung karşı çıksa da kabul ettirememiş" demiştim.

"nasıl yani? seni görevinden bu kadar kolay nasıl alabilir?" jungwon şaşırdığında riki ise iç çekip "para her şeyin kapısını açar" demişti.

her şeyi anlattıktan sonra elimdeki pirinç patlağını ağzıma atarken yeonjun konuşmaya başlamıştı.

"acaba kim gelicek gerçekten çok merak ettim."

"zengin olduğu kesin" riki kıkırdarken jungwon "önemli bi detay tabii" demişti.

"ben aslaaa merak etmiyorum." söylediğimle üçü de üzülerek bakmıştı. böyle bakmalarını istemiyordum ama ben bile kendime öyle bakıyordum.

"tüm moralim sikildi. o kadar emeğim var ki o kulüpte. jisung ile sizi de ben tanıştırmıştım. hepinizi, hatta sizden de ayrı daha fazla kişiyi o dans kulübüne getirerek o kadar katkı sağladım ki. şu an torpillinin biri gelmiş yerimi alıyor. tanımadan nefret ettiğim tek insan."

"bu kadar nefret etti birde ruh eşin çıkıyormuş" yeonjun kahkaha atarken ben "aman ne komik" demiştim.

onu terslememle büzdüğü dudakları ile sitem ettiğinde aslında yüz ifadesi komik gelmişti ama şu an gülmeye çalışmak bile zor geliyordu bana. "defolun şakadan da anlamıyorsunuz"

jungwon birayı kafasına dikmiş "junnie sence şu an şakalık bir durum mu var baksana wooyoung'un yüzüne.

"asıl o yüzden yapıyorum salaklar" kollarını birleştirip trip attığı zamanda yaptığı gibi yapmıştı.

"ben ruh eşimi bulacağıma asla inanmıyorum. ruh eşine sahip sen ve soobin dışında kimse yok etrafımda o kadar insanın arasından az çıkıyorsa benim ruh eşimi bulmam resmen imkansız"

"ay sus şimdi çıkarmış kalırsın öyle" jungwon beni susturduğu sırada "baksana çok ciddiye aldı olsa ne gülerim" demişti yeonjun.

yani ben eğlenmesem de oturup konuştuğumuz sıra riki yanımızda projesi ile uğraşıyordu. "of gelin şu projeme yardım edin kafa dağıtırsınız" diyerek söylendiğinde ben kafa sallamıştım.

"ödevini bitirmek için söylemesen beni düşünüyorsun diye ağlardım riki-yahh"

jungwon bana gülmüş ardından "tamam bekle" diyip ağzına birkaç pirinç patlağı atmış elindeki birayla ortada bulunan sehpanın dibine gidip yere oturmuştu.

yeonjun "riki haklı ama gel kafan dağılır" dedikten sonra pirinç patlağının olduğu poşeti alıp rikilerin yanına gitmişti.

jungwon ağzındakileri zar zor bitirip "oğlum mısırı getireceğini söyleseydin ya" diye bağırdığında yeonjun "sen salaksan ben ne yapabilirim" demişti.

jungwon "yah ben sadece sizi düşünüyorum" derken ikisi tartışmaya devam ediyordu.

ben onlara gülerken fark etmiştim ki arkadaşlarım olmasa bu durum hiç geçmezdi en azından buna seviniyordum.

•••

umarim begeniyorsunuzdurrr

ꜱᴏᴜʟᴍᴀᴛᴇ-ᴡᴏᴏꜱᴀɴ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin