11-çok yakışıyorsunuz

138 15 22
                                    

ben kendimi daha uzun sure tutarim sanmistim ama tutamadim bitircem bu fici
hic mi ficim yok sonucta
bu fic taslaklar arasinda surundu yazik atim artik

•••

okuldan çıkınca wooyoung 'nereye gideriz' diye sormak için san'a döndüğünde onun aşağıya baktığını fark etmişti.

baktığı yere bakınca sanki elektrik çarpmış gibi ellerini ayıran wooyoung az önce ayırdığı elini ensesine getirmiş ve gülümsemişti.

"nereye gidelim şimdi?"

"aslında dün aklıma bir yer geldi. bak şu ara sokakta çok güzel bir yer ev yemeği yapıyor ama sen sever misin bilmiyorum"

"ev yemeği mi... şu an ihtiyacım olan şey"

oraya giderken aklıma gelen şeyle ona döndüm.

"sabah mesajları gördüm. dün az önce yanımda gördüğün arkadaşlarımla içmiştim o yüzden öyle yazmışım kusura bakma"

"hayır sorun yok benim için arada biz de minholarla öyle oluyoruz" diyip gülmüştü.

"peki sen benim dersimin bu saatte bittiğini nereden biliyordun?"

"jay de sizin gibi hukuk fakültesinde. biraz jay'i kullanıp alt sınıflardan bilgi almış olabilirim" diyip sırıtmıştı ve tepki vermeme izin vermeden dükkana girmiş arkasından da beni çekmişti. bir yere oturup bir çalışanın gelmesini beklerken tatlı, orta yaşlarında bir ajumma gelmişti.

"omo! canım, san gelmiş" ajumma birine seslendiğinde bir ajusshi sitem ederek yanımıza gelmişti. "san bayadır gelmiyordun oğlum"

"özür dilerim eun ajumma, hyunho ajusshi. babam buraya taşındı onunla uğraşıyordum. sınav haftalarında sizin başınıza belayım biliyorsunuz."

"yeter ki sen gel. ben sabahlara kadar yemeğini pişiririm." ajumma gülümsediğinde san sırıtmıştı.

"o zaman sınav haftası akşamlarını düşünmeme gerek yok yine" diyip gülümsemişti.

gülümsemesi ve ajumma ile samimiyeti çok tatlı gelmişti. ikisine bakarak ben de gülümsemiştim

ben konuşmaları dinlemeye devam ediyordum ama aralarındaki ilişkiyi anlayamamıştım.

"eun ajumma bize o mükemmel tofu güvecinden getirir misin kimchiyi fazla ve pilavı benim için iki tane getirirsin zaten"

"tamam oğluşum getiriyorum hemen" diyip ikimize gülümsemiş ve dükkanın mutfağı olduğunu düşündüğüm yere gitmişti.

"bakma öyle bebek gibi" san'ın söylediği ile wooyoung hemen karşı çıkmıştı.

"oh? bebek değilim ben!"

"öylesin." wooyoung bunun sonu gelmeyeceğine emin olduğu için konuyu değiştirmişti.

"kimdi onlar? oğlum oğluşum filan diyorlardı."

"annem ve babam"

"NE! SÖYLESEYDİN BOŞ BOŞ GELMEZ BOŞ BOŞ BAKMAZDIM."

"şaka yapıyorum sessiz ol. gayet tatlı ve saygılı gözükmüşsündür onlara göre. gerçek annem yıllar önce babamdan boşandı ve az önce bizi dinlediysen söyledim babam daha buraya yeni taşındı. hem babam şirket başkanı... tabii bundan memnun değilim keşke eun ajumma ve hyunho ajusshi ailem olsaydı. neyse ben iki yıldır burada okuyorum ve tek yaşıyorum. sınav haftamda hep buraya gelirdim o zamandan beri bana bakıyorlar. oğulları vefat etmiş ben de ona benziyormuşum bu yüzden eun ajumma beni oğlu gibi görür."

"ya işte asıl onlara daha da saygılı olsaymışım o zaman" diye sitem ederken eun ajumma gelmişti.

"buyrun oğluşum. bol bol yiyin tamam mı? az önce san uzun zamandır gelmiyor diye onunla ilgilendim ama sen de hoş geldin evladım."

"ah hiç sorun değil. hoş buldum"

"eun ajumma, wooyoung ruh eşim" demişti eliyle beni göstererek.

"tanıştığımıza memnun oldum" diyerek kafamı eğmiştim.

eun ajumma elini ağzına götürmüş hala bir şey dememişti. haklıydı ben bile kendime gelememiştim.

her şey hızlı ilerliyordu.

"nasıl buldunuz birbirinizi?"

"aynı dans kulübündeyiz."

"ben de diyorum normalde hep yalnız gelir. ilk defa buraya getirdiği kişisin wooyoung" diyip gülümsemişti. elde olmadan utanmış kafamı eğmiştim.

"gerçekten çok tatlısın. san, cidden çok yakışıyorsunuz"

san "sağ ol ajumma" derken gözlerimin içine bakıyordu.

eun ajumma bir müşteri için kalkınca yalnız kalmıştık.

"seni fazlasıyla sevdiler?" kafamı sallamış "ben de çok sevdim çok tatlılardı zaten." demiştim.

ꜱᴏᴜʟᴍᴀᴛᴇ-ᴡᴏᴏꜱᴀɴ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin