sanların dansları bittiğinde şaşırmıştım. başta direkt başkan olmasına sinirlenmiştim ama gerçekten başkan olacak kadar iyiydi.
riki "sunoo'nun dans ederken ki yüz ifadeleri gerçekten iyiydi" derken ben onaylamışken sunoo tek kaşını kaldırmış "aşık oldun galiba?"
"evet." sunoo riki'nin cidden cevap vermesi ile şaşırıp önüne dönmüş eliyle oynamaya başlamıştı.
hepsi gülüp eğlenirken göz göze geldiğimiz san ile bir şey demeden ayağa kalktım. ne diyebilirdim dans ederken çok seksiydin iç sesim bile kudurdu filan mı?
'söyleyebilirdin woo. hrr aklıma geldi yine' al işte. iç ses değil san aşığı.
"kalkın hadi sıra bizde... san şarkıyı başlatır mısın?"
<>
şarkının bitmesiyle kendimizi yere attığımız anda sunoo riki gibi ona laf atmıştı.
"hani riki ace değildi ya?"
"kıskandın mı? ama maalesef yokmuş benim ace olmadığım şarkı."
"gerçekten harika dans ediyorsun." jay kabullenerek konuştuğunda riki omuzlarını iyice dikleştirmişti.
"bir seksi eniştemiz kadar iyi olamasak da" dediği an wooyoung'dan omuz yemişti.
jungwon ve jay yan yana kendi kendine konuşurken, riki ve sunoo birbiriyle atışıyordu.
minho ise jisung'un açılan tişörtü yüzünden gördüğü belinin gerçekten o kadar ince olup olmadığını sorguluyordu.
"baya iyi anlaşıyorlar." wooyoung kafasını sallayarak onu onaylamıştı.
"riki ve sunoo için aynısı diyemeyeceğim ama jisung ve minho'ya baksana minho her an gözleriyle jisung'un belini ölçebilir."
wooyoung gülerken san onun beline sarılıp omzuna kafasını koymuştu.
"san terledim uzaklaş"
"olsun hala güzel kokuyorsun"
wooyoung ayrılmaya çalışmıştı ona rağmen san'ın kıpırdamadığını görünce o da belindeki kolları tutmuştu.
"biz sadece karşılaşsak ruh eşi olmasaydık yine de böyle olurlardı değil mi?"
"büyük ihtimalle jay ve jungwon biraz daha geç olsa da sevgili olurlardı-senin zekan kimsede yok tabii." aklına jangwonlarla olanlar geldiğinde gülmüştü.
"peki eğer ruh eşi çıkmasaydık şu an beraber olur muyduk san?"
"bunu neden sorguluyorsun ki? ne gerek var"
"bilmem. zorunlu-"
"şu an birbirimiz için yan yana durmamız zorunlu olsa da, sana şu an sarılmaz yanında durabilirdim. arkadaşlarımla eğlenip seni umursamayabilirdim."
"bana açıldığının farkındasın değil mi?" wooyoung gülerek sorduğu soruyu aynı şekilde bir şey demeden gülerek cevaplayan san ile sadece birbirinin hissettiklerini anlamaya değil bakışlarıyla da anlaşmaya başlamışlardı.
bir süre sonra ayrılıp random şarkılar açıp dans etmeye başlamışlardı bugünlük.
yaklaşık iki saatin sonunda durdurulan şarkı ile hepsi kendini farklı yerlere atmışlardı.
sunoo "bir süre random çalışmayacağım bu kadar ciddi bir şekilde." derken dağınık saçlarını karıştırmıştı.
haklıydı normalde random şarkılarla ısınırlardı ama bugün birbirlerini tanımak için ciddi bir şekilde dans etmişlerdi.
"ben sizi çalışmanız için çiftler halinde ayıracağım yarından itibaren öyle çalışırız." hepsini toplayıp açıklama yaptığımda san şaşırarak yanıma gelmişti. hala ortak karar almamız gerektiğini gerçeğine alışamamıştım.
"bu kadar erken mi ayrılacağız gruplara?"
"grup olarak çalışacağız ama nedeni adapte olmanız hızlansın diye. çok geciktik. sonrasında beraber çalışmaya döneriz"
"kim kim düşünüyorsun?"
"maalesef çiftleri ayrımak zorundayım"
"çiftler? çift olmasın o"
"pardon canım sunoo ile birden o kadar atıştınız ki sizi sevgili sanmıştım. sevgili olmadığınızı unutmuşum ikinizin" diyip sunoo ve riki'yi sırıtarak göstermişti.
san kahkaha atarak neredeyse yere atacaktı kendini sunoo kızarmış ve sinirle san'a bakıyordu.
"riki ve jungwon (mix&max çok etkiledi arkadaşlar) çok önceden de bir projede beraber çalışıyorlardı. onları ayırmayı düşünümüyorum.."
jay ve jungwon birbirine bakınca riki gülerek jungwon'a çak yapması için elini uzatmıştı. jungwon da az önce üzülmemiş gibi karşılık vermiş riki de bunun üstüne "senden önce ben vardım jay-ahhh" diyerek sırıtmıştı.
jisung bıkmış bir ifadeyle "gerçekten ne fenasın riki ya.." derken ben de "jisung ve minho'nun beraber çalışmasını istiyorum." diyerek jisung'un dikkatini buraya vermesine çalışmıştım.
heeseung "gayet uyumlular zaten." diye onaylamıştı beni.
"bu durumda siz ruh eşisiniz zaten başka biriyle eş olmanız saçma olur zaten." diyen sunoo'ya bakmıştım.
"evet jungwon ve riki'nin çalışmalarından dolayı gruplara ayrılma nedenine adapte dememe rağmen sunoo ve jay de aynı takıma düşüyor."
"jay~"
"gel buraya bebek" diyip jungwon sağında oturduğu için diğer tarafını patpatlamıştı. riki jungwon'un ayaklarının dibinde yerde oturuyorken ayağa kalkmış uykusu geldiği için kahve alacağını bizim kahve isteyip istemediğimizi sormuştu.
hepsi isteyince çıkmadan çantasından cüzdanını almıştı.
"riki bekle ben de seninle geleyim bizimkilerin ne içtiğini biliyorum sonuçta" bunu diyenin sunoo olmasını beklerdim de san yanımdan kalkıp riki'nin yanına gitmişti.
•••
şimdi ise kafeye gitmiş siparişi alıp bekliyorlardı.
"riki?"
"efendim?"
"sunoo hakkında-"
"san sen gelmek istediğinde de anlamıştım zaten. bunları konuşmayalım. sizin nasıl gidiyor?"
"bilmiyorum ve yeni gördüğüm birinin beni bu kadar etkilemesi mantıksız geliyor."
riki de sunoo hakkında böyle düşündüğü için ilgisini çekmişti ama bunun gayet doğal olduğunu düşünmüştü.
"ama siz ruh eşisiniz? normal değil mi bu?"
"ruh eşi olup olmamamız bir şey değiştirmiyor ki? gerçekten etkilenmesem sadece içimde koruma duygusu merhamet olurdu. hep onu melekmiş gibi izlememi sağlamazdı."
riki sessiz kalınca konuşacaktı ki gelen kahveleri almış ve kafeden çıkmışlardı.
"sunoo hakkında istemiyorsan düşünme ama birden olan bir durum olduğu için düşünmek bunaltabilir. tek düşünmen gereken karşında biri var ve fazladan bir bilgi sunoo çok duygusal biri. birden umut verip birden de uzaklaşma. sadece o da değil sen de üzülürsün."
riki kafasını sallayıp gülümsemişti.
"benimle konuşurken wooyoung'dan hoşlandığını itiraf ettin biliyorsun dimi?"
san riki'nin bu dediğine utanıp elini ensesine atmıştı.
ardından 'bunu bugün söyleyen söyleyene' diye fısıldamış sonrasında dediğini riki'nin duymadığını fark edince rahat bir nefes vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ꜱᴏᴜʟᴍᴀᴛᴇ-ᴡᴏᴏꜱᴀɴ ✓
Fanfiction"ne yani dans klübüne bay han benim yerime bir başkan mı getirecek"