8-mor saçlı çocuk

167 16 7
                                    

o kadar tadim yok o kadar tadim yok ki umarim yorum gelir de konusuruz biraz kafam dagilir

•••

"nasıl yani haberi yok muymuş?" yeonjun şaşırarak wooyoung'a döndüğünde wooyoung'un kafa sallamasıyla hepsi şaşırmış jisung ise içtiği birayı kenarıya çekip konuşmuştu.

"o kadar torpilli dedin yeonjun-ahhh"

jungwon ve riki jisung'un yaptığı mimiklerle gülmekten neredeyse yere yatmışlardı.

yeonjun kafasını jisung'un dediğini kabul etmezcesine iki yana sallamıştı. "hala aynı düşüncedeyim. torpilli bence ama... habersiz olmasını beklemiyordum evet"

"bu arada babamın yaptığı işlerden dolayı ben onların şirketlerini biliyorum da aşırı zenginler amına koyim"

"oturduğun yerden zengin koca buldun min wooyoung~" jungwon gülerek göz kırptığında wooyoung asla altta kalmayı düşünmüyordu.

"jay de zengin duruyordu" diyip sırıtınca jungwon'un başta wooyoung'a ima yaptığı için sırıtarak içtiği bira şimdi imanın kendisine yapılması ile öksürmekten burnuna kaçmıştı.

"of pisliksin ya" jisung iğrenerek jungwon'dan uzaklaştığında jungwon da asla geride kalmamış laf atmıştı.

"çok konuşma bugün minho'ya bakarken ağzının suyu akacaktı yerlere"

"ah mor saçlı aşkım ya çok güzel gülmüyor muydu?" jisung hayallere dalmış gibi tavana bakarken zaten kafası da güzelken tamamen başka dünyaya ışınlanmıştı.

"minho demişken aslında dediği mantıklıydı." yeonjun wooyoong'a bakarak konuştuğunda jisung odağını konuya vermişti.

"hangisi?"

riki laf atmak için "senin için her dediği mantıklı zaten boşver" dediğinde hepsi gülmüştü.

"ben soobin ile eve çıkmayı başarabilirsem -o cadı annesinden kurtulup- aslında san buraya gelebilir. hem senin sağlığın için iyi olur hem de yalnız kalmazsın odada. benim ve soobin'in sağlığını görüyorsun 2 gün hasta olmasak 3. gün hasta oluyoruz."

jungwon yeonjun'un hasta hallerini aklına getirmiş ve yeonjun'a hak vermişti.

"gerçekten sen iyileşene kadar bizim canımız çıkıyor" dediği an yeonjun "sizi seviyoruum" diye cırlayıp hepimize havadan öpücük atmıştı.

riki "ama iki tane sıkıntımız var. bir, bizimle yaşamayı kabul eder mi? iki, para havuzunda yüzüyor diyorum bu ev küçük gelir ona" demişti.

jungwon ise öyle düşünmüyordu. "san öyle şeyleri sorun edecek biri gibi durmuyordu. şirketlerinin konusu geçince de kapattırdı. hem wooyoung için kabul eder. görmediniz mi hepimiz pratik odasındayken wooyoung kafeteryaya ruhsuz bir şekilde gitmişken kafeteryadan mutlu döndü. tamamen san sayesinde."

jisung çuval kadar büyük poşeti almış içindeki mısır patlağını ağzına attığında jungwon'a katılmıştı.

"woniem haklı arkadaşlar" dediğinde jungwon ve jisung birbirine öpücük atmış yeonjun ise masaya yatmış kapalı televizyonu izleyen wooyoung'u dürtüyordu.

"bu uçmuş çoktan. salak kalksana!"

"hı ne oldu?"

"ev ve san meselesi diyorum? dinledin mi sen bizi" wooyoung bir süre yeonjun'a alık alık baktığında aklıma gelenle kelimeleri ağzında yuvarlayarak konuşmuştu.

"dinledim sizi merak etme. san bugün bana numarasını verdi. sonrasında daha sağlam kafayla konuşuruz diyerek ama çok yorgunum bugün. ben yukarıya çıkıyorum. zaten önümü görmüyorum uyuyacağım. daha fazla içmeyin özellikle sen hanji'm."

jisung san'a "tamam bebişim bugün seninle yatıcam" dediği an aklına gelmişti.

"san kötü olur mu acaba seninle yatsam?"

"bilmem?"

wooyoung "olmadı sarılmadan uyuruz şansını kaybettin sülük şey seni" demişti gülerek.

jisung ise şu an bunları değil mor saçlı çocuğu düşünmek istediği için umursamadan omuz silkmiş. wooyoung ile uğraşmak için "ben de seni çok seviyorum bi'tanemmmm" demişti.

wooyoung göz devirmiş odasına girmişti. tam uykuya dalacakken telefonundan gelen bildirim sesi ile geri gözlerini açmıştı.

ꜱᴏᴜʟᴍᴀᴛᴇ-ᴡᴏᴏꜱᴀɴ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin