Ben başlangıcımı yazmaya en son başlamıştım.bir başlangıcın getirebileceği en felaket sondayken daha güzel bir başlangıcı keşfetmiştim.
Agâh.
Hayatımın en huzurlu başlangıcı,mutlu sonuydu.Ben mi abartıyordum yoksa gerçekten bana karşı olan ilgisi mi artmıştı,bilmiyorum. Tek bildiğim şu anki konumumuzun güzelliğiydi.
Mutluluk her şeyi unutturabilir miydi? bunun cevabı aslında çok basit ve sabitti. Kabullenecek kadar gurursuzluğu,kabullenmeyecek kadar nankörlüğü üzerimde hissetmiyordum.
İkilemin tam ortasında sağımı ve solumu bilmeyen bir çocuktum.
Belki çocuk olmasam bile o çocuğun ruhu sırtıma bir yüktü.
"Ye sevgilim." Agâh'ın önüme koyduğu tabaktaki böreklere bakarken midem bulanmıştı. Çünkü zaten bol bol yemiştim. "Doydum ki." Dedim önümdeki çayı yudumlarken "incecik kalmışsın." Dediğinde alayla güldüm.
"Sen de öyle." Diye cevap verdiğimde kaşlarını çatıp boğazını temizledi. "Kas olarak düzelteceğiz inşallah." Dedi.
Gülümseyerek başımı salladığımda Hakan abi ile göz göze gelmiştik. Bu bakışı artık eskisi gibi olmak istediğini söyler gibiydi,bakışı ile mi haykırıyordu,evet.
Ben bu hikayenin en büyük günahını,Agâh'ı effetmiştim. Onları zaten çoktan affetmiş bulunuyordum.
Geldiğimizden beri hiç konusu açılmamıştı. Kimse konuşmuyordu ama bu kahvaltının sebebi barışı ilan etmek gibi bir şeydi. Herkesin gözü üzerimde,konuşmamı bekliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNKİSAR
Teen FictionTamamlandı. "Yapamam Gülizar." Derin bir iç çekti. "Ben senin yanında kalamam. Senin kusursuzluğun karşısında ben bu kadar kusur ile kalamam." Yutkundum,boğazımda bir şeyler takılı kalmıştı. "Yalvarırım Komutanım,kusurum olun." Durdu elleri yumruk...