Saatlerdir babamla kavga ediyorduk. Bana artık bu "saçma işleri" bırakmam gerektiğini ve dediklerimi asla kabul etmeyeceğini anlatıp duruyordu. Bu zamana kadar dediği saçma cümlelerin arasına artık "annen seni görse utanırdı" lafını da eklemişti. Annem benden hep utanıyordu zaten??? Benimle ne zaman gurur duydu? Ne zaman yaptıklarımı destekledi? Hiçbir zaman. Yine de ölmüş kadının üstünden bile bana laf atması cidden sabrımı zorluyordu. Sırf şarkı söylüyorum diye insan evladına bunu yapar mı ya?
Erkek kardeşim durumumuzdan çok sıkılmış olacak ki odasından çıkıp salona geldi. Yüzünden de anlaşılıyordu ne kadar bıktığı. "Baba biraz sakin olsan olur mu?" diyerek üçlü koltuğa oturdu.
Keşke babam kardeşimi dinleyip sakinleşmeye başlasaydı. Keşke işte. Hayal bizimkisi de.
Onun yerine üzerime doğru bir adım daha attı. Artık daha yakınımdaydı ve evet korkuyorum. Bana bir şey yapamaz da diyemiyorum. Çünkü artık işler cidden çığrından çıkmıştı. Her şeyi beklerdim. Her kelimesinde tiksinerek sesini daha da yükseltti.
-Eğer şimdi bu evden dışarıya adım atarsan bir daha giremezsin! Anladın mı beni!? Eğer o salak arkadaşlarınla gidersen asla... ASLA SENİ BU EVİN YAKININA BİLE YAKLAŞTIRMAM. DUYDUN MU!?
Beni silmekle tehdit ediyordu. Sanki varmışım gibi. Ya hep ya hiç durumuna gelmiştik. Ben asla müziğimi bırakmam, arkadaşlarımı da bırakmam. Ama hayallerim için ailemi mi bırakmam gerekiyordu? Ailem? Hah. Aile. Tek düşündüren erkek kardeşimdi şuan. Babam bu şekilde bağırınca korkup ayağa kalkmıştı. Bir bana bir babama bakıyordu. Tepkimi kestiremiyordu. Ben ses çıkarmayınca babam gülümseyerek "aferin. Sonunda yola geliyorsun." Diyerek salonun kapısına yöneldi.
Kabul ettim sanıyordu. Erkek kardeşimin yüzüne baktım. Ben gidersem ona ne olacaktı? Babam onu her şeyden çok seviyor. Ona asla zarar vermeyeceğini zaten biliyorum. Ama onsuz yapabilecek miydim? Ne saçmalıyorum koskoca insanım. O da birkaç yıla tamamen özgür olacak birisi. Beni eminim ki anlayacaktı. O kardeşimdi. Bu zamana kadar hep yanımda olan, benim ilk hayranımdı.
Gözlerinin içine son kez bakıp babama doğru döndüm. Çoktan salondan çıkmış mutfağa ilerliyordu. Arkasından seslendim.
-Dediğin saçmalıkları kabul ettim mi sanıyorsun? Sen beni silmeyi çoktan göze almışken hayallerim için buradan gidemeyeceğim sanıyorsun. Beni hiç anlamadın. Anlamayacaksın da. Madem geri gelmemi hiç istemiyorsun, senin dediğin gibi olsun! Hayallerimden asla vazgeçmem!
-Abla dur! Saçmalama ne olur!
Bana yalvaran kardeşime baktım. Babam mutfağın kapısını defol diyerek kapamıştı. İşte babam buydu. Zaten dünden istiyordu gitmemi. Sonunda istediği oluyordu. Ama kardeşim...
-Lütfen gitme, reddet bu teklifi. Türkiye'de kal babam o zaman affeder seni lütfen.
Babam affeder mi? Ben bana böyle davranması için bir şey yapmıyordum ki? Ah kardeşim yoksa sen beni artık anlamıyor musun?
-Gitme...
-Teklifi çoktan kabul ettim Emir. Kabul etmemiş olsaydım bile bir gün bu gerçekleşecekti zaten. Babam ve ben... biliyorsun. Lütfen anla beni.
-Hayır. Hayır diyorum sana! Sen de gitme nolur.
-Seninle hep iletişimde olacağız merak etme. Ama geleceğim için oraya gitmem gerekiyor.
-Gidersen... gidersen seni affetmem.
NE!!!
-Ne diyorsun Emir sen?
-Duydun işte. Bırakamazsın beni. Gitme dedim sana.
-Emir... seni bırakmıyorum ben. Benim için, bizim için gitmem gerekiyor. Emir hayallerim!
Artık ben de ağlıyordum kardeşim gibi. Gitmek zorundaydım anlamıyor muydu beni cidden? Bir şey demesi için baktım. Sinirliydi bana gözlerinden görebiliyordum. Artık o da beni anlamıyordu. Aramızdaki mesafeyi kapatıp saçını okşadım. Ağlaması daha da şiddetlendi. Sarıldım ama o bana sarılmadı.
-Sarılmayacak mısın?
-...İlk defa bir sessizlik bu kadar canımı yaktı. Göz yaşlarımı silerek bir adım geri gittim. Yüzüme bile bakmıyordu. "Seni seviyorum ve seni asla bırakmayacağım. Bir gün sen beni anlayacaksın." Diyerek evden çıktım. Kapının kapanma sesini duyduğumda ayaklarım titriyordu.
Can aşağıda arabaya yaslanmış şekilde beni bekliyordu. Halimi görünce çok da şaşırmamış gibiydi. O da artık ailemi tanıyordu. Defalarca kavgamıza şahit olmuştu. Yanıma gelip koluma girdi. Derin bir nefes aldı. Beni yolcu koltuğuna oturtup arabayı kızların evine doğru sürmeye başladı.
İşte Can ile ilişkimizde en sevdiğim kısım buydu. Birbirimizi konuşmadan anlıyorduk. Soru sormuyordu, boşuna saçma şeyler de söylemiyordu şuan. Hüznümü yaşamama izin veriyordu.
Kızların evine geldiğimizde çoktan kapıda neşeli neşeli bizi bekliyorlardı. Onların bu halini görünce az önce ailemden tamamen kopmamış gibi gülümsedim. İnmeye üşenerek camı aşağı indirdim.
-SELAAAAAM!
-AY SONUNDA GELDİNİZ UÇAĞI KAÇIRIRSAK ÖLDÜRÜRÜM HEPİNİZİ HADİ HADİİİİ
İkisinin uyumlu enerjisine bayılıyordum. Can ile onlar valizlerini arkaya yerleştirirken hala kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Kardeşim beni cidden silecek miydi? Offf offff !!
Kızlar da durumumu az çok tahmin ediyorlardı. O yüzden onlar da üstüme gelmediler. Biz nereye mi gidiyoruz? Amerika'ya. Evet evet cidden yurt dışına.
Durum şu ki bizim şehir şehir gezme etkinliklerimizden birisinde sahneye çıkmam için teklif aldım. Bir kez iki kez üç kez derken büyük mekanlardan teklif almaya başladım. Hayran sayım gün geçtikçe arttı. Birçok ünlü sanatçı ile beraber de sahne alınca adım daha da duyuldu. Listelerde birincilikte hep ismim olmaya başladı. Ülkede biletlerim saatler içinde tükenirken yabancı birkaç sanatçıya söz yazarlığı yaptım. Bu zaten benim bir adım daha ileriye gitmemi sağladı. İsmim ülke dışına çıktı. Sözlerimi herkes beğenmeye başladı ve dillerden düşmüyordu yazdıklarım. Hayallerime tek tek kavuşuyordum.
Benim için bunlar olurken Meryem ünlü sanatçıların makyajını yapmaya başladı. Kendi kıyafetlerinin tasarımını yapıyor ve hangi ortama girse dikkat çekti. Gerçekten yetenekli. Şimdi de hala kendi için çizim yapıyor, en büyük isteklerinden birisi ben sahnedeyken giymem için bir şeyler tasarlamak. Ha bir de sosyal medyalarda link bırakıp duruyor 😄 takipçi sayısı çok fazla olunca tabi hemen kaydırıyor millet paylaştığı linkleri.
Buse ve Can birçok kez çok ünlü kişilerin çekimlerini yaptılar. Buse'nin özellikle çekip sosyal medyaya yükledikleri çok ilgi görüyor. Can'ın ise yaptığı editler defalarca kez izlenme sağlıyor sosyal medyada.
Gerçekten hayatımız harika bir yöne doğru gidiyordu. Bir gün yabancı ve ünlü bir yapımcıdan yanına gelmem için teklif aldım. Bunu reddedebilir miydim sanki? Asla. İş birliği yapmak istediğini ve çalışmalarımı çok sevdiğini söylemesi de beni resmen yurt dışına ışınlamaya yetecekti. Gururlu hissediyordum. Başarıyordum.
Eve bir umut kırıntısı ile gittiğimde babam tabi ki benimle kavga etmişti. Ama ciddiye de almamıştı beni. Gidemem sanıyordu. O kadar başarılı görmüyordu beni. Sonraki gün biletlerimle karşısına çıkınca işte bu olaylar oldu. Aileden silindim. Ah! Tüm uçak yolculuğu boyunca bunu düşünmek cidden sinir bozucu.
Neyse Es, hayallerine kavuşuyorsun. Onlara odaklan. Herkes seni dinleyecek sesini duymayan kalmayacak bunu düşün. Başardın Es! Kendinle sen gurur duy!
Hafif tebessüm ederek yanıma baktım. Can uyuyordu. Ahahaha cidden her yerde her zaman uyuyordu bu çocuk. Hafif ayağa kalkarak ön koltuktaki kızlarıma baktım. Onlar da uyuya kalmıştı. Yolculuk uzundu zaten ben de uyusam iyi olacaktı. Başımı Can'ın omzuna koyarak gözlerimi kapattım. Birkaç saniye sonra Can beni fark etmiş olacak ki biraz aşağı doğru kaydı. Daha rahat yaslanmamı sağladı. Evet artık ben de rahatça uyuyabilirdim.
HELLOOOO!! Nasılsınız? Nasıl gidiyor bölüm sizce? Merak etmeyin Stray Kids ile olan bölümler çook yakın. Az daha sabredelim lütfen. Umarım beğeniyorsunuzdur. Lütfen yorum yapmayı ihmal etmeyin 🥹🫶🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜRKİYE'DEN KORE'YE
FanfictionBir genç kızın cesareti ve yetenekleriyle sesini tüm dünyaya duyurmaya çalışması. Peki ya her şey çok güzel ilerlerken aşık olmaması gereken bir idole aşık olursa?