İyi bir aileye sahip olarak dünyaya gelmek ne yazık ki şans işi. Kötü bir ailem mi vardı? Hayır. İyi bir aile miydi peki? Yine hayır. Beni en çok üzen yeteneklerimin çoğu zaman göz ardı edilmesiydi. Onlar tarafından ciddiye hiç alınmamıştım. Oysa şarkı söylerken kim beni duysa tekrar dinlemek istiyordu."Es! Bitti işimiz hadi çıkıyoruz."
Düşüncelerimin arasından çıkarak tüm eşyalarımızı hızlıca toplayan arkadaşlarıma baktım. İyi ki varlardı. Gülümseyerek kafamı sallayıp peşlerine takıldım. Bugün de işimiz bitmişti.
Ah ben size kendimi ve ekibimizi tanıtmadım tabi. Ben Esila, 19 yaşındayım. Şarkı söylemek, şarkı sözleri yazmak ve dans etmek konusunda yetenekli olduğum söylenebilir. Şuanda bir etkinlikten çıkıyoruz. Her ay belli bir şehirde bir stüdyo kiralayıp şarkılar söylüyoruz. Başlarda yoldan geçerken bulduğumuz şimdi ise haftalar öncesinden yer kapmak için uğraşan dinleyicilerimiz ile beraber aynı odada bulunuyorum. Onlar ne isterse o şarkıyı söylüyor aralarda da sohbet ediyoruz. Bir arkadaşım ki kendisi Can olur, ben şarkı söylerken ve odadakilerle sohbet ederken her şeyi kayda almaktan sorumlu. Buse var, kendisi ekibimizin fotoğrafçısı. Aynı zamanda Can ve Buse sosyal medyamızla da ilgileniyorlar. Çektiklerini düzenleyerek doğru zamanda paylaşmak onların görevi. Meryem ise görünüşümüzden sorumlu diyebilirim. Nasıl giyineceğiz, saçımız nasıl olmalı, makyaj yapıyorsak hangi renkler olmalı gibi tüm bu konular onun onayından geçmesi gerekiyor. Meryem o harika iletişim yeteneklerini kullanarak stüdyo kiralama, sosyal medyada reklamımızın yapılması gibi konuları da hallediyor. Ben mi ne yapıyorum? Kendimi bildim bileli yapmayı hep çok istediğim o şeyi yapıyorum. Şarkı söylemek.
Üniversite sınavından sonra Can ve ben youtube işine girişelim dedik. Birkaç video sonrasında canlı müzik etkinliğinde Buse ve Meryem ile tanıştık. İkisi çocukluklarından beri beraberler. Aslında bilinçli bir şekilde ekibimiz oluşmadı. Meryem bana kıyafet konusunda tavsiyeler verirken Buse'de kameralar, youtube, video açısı gibi benim hiç anlamadığım konular hakkında Can ile iletişim kurmaya başladı. Baktım ki gayet iyiyiz beraber. İkisinin de paraya ihtiyacı vardı bizim gibi. Hem Can ile en büyük isteğimiz herkese kendimizi ispatlamaktı. Bunun için desteğe zaten ihtiyacımız olduğunu biliyorduk. Bir gün buluştuğumuzda İstanbul'a gidip kayıt yapacağımızı söylediğimizde peşimize takıldılar. O günden beri de ayrılmıyoruz. Umarım bu şapşal dörtlü hiç ayrılmaz.
Yerde duran çantamı alıp bizimkilerin yanına geçtim. Birkaç saatliğine kiraladığımız stüdyonun sahibine teşekkür ediyorlardı. Bizimle son bir fotoğraf daha çekilip bizi uğurladılar.
-Ah bu sefer bu kadar kişiyi hiç beklemiyordum. Siz de yorulmadınız mı ya?
-Bence gayet güzeldi. Yine sesiyle büyüledi hepimizi bu melek.
cümlesini tamamlarken bana kol atan Meryem'e göz devirdim. Böyle şımarmayı çok seviyordum ama onlar olmasaydı şuan bunların hiçbiri gerçekleşiyor olmazdı.
-Siz varsınız diye hepsi. Madem yoruldukkkkk... hadi yemekler benden!
-Oooo hanımefendi bonkör hemen sömürmemiz lazım parasını.
Can'ın bu cümlesiyle Buse ile karşılıklı gülüştüler. Yakışıyorlardı değil mi? Ortak ilgi alanları da çoktu. Ay kafamda arkadaşlarımı eşleştirmeyi bıraksam iyi olacak. Yakın arkadaşız biz!
-Es madem sen ısmarlayacaksın arabayı da sen sürebilir misinn?
Niye bu kadar tatlısın kızım sen? Gözlerini büyütmüş tatlı tatlı bakan bu kıza kim hayır diyebilirdi? Kafa sallayarak onayladım ve onlar çantalarını bagaja koyarken şoför koltuğuna geçtim. Zaten çoğunlukla ben kullanıyordum. Özellikle Buse ve Can ben şarkı söylerken hep ayakta ya da hareket içinde oluyorlardı. Üstüne araba sürerek onları daha da yormayı asla istemem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜRKİYE'DEN KORE'YE
Hayran KurguBir genç kızın cesareti ve yetenekleriyle sesini tüm dünyaya duyurmaya çalışması. Peki ya her şey çok güzel ilerlerken aşık olmaması gereken bir idole aşık olursa?