Babamın vefatından sonra benim isteğim ve Deniz'in de ısrarları ile Emir'de bizimle Kore'ye gelmişti. En azından üniversite dönemi resmi olarak başlayana kadar yanımda kalacaktı. Katıldığı kamp bu şekilde yarım kalacak olsa da hocaları online olarak ona destek sağlayacaklarını söylediklerinden içim rahattı.
Otele geldiğimizde hepimizin uzun süreliğine tek tek otel odalarında sürünüyor olmamız bana hiç mantıklı gelmedi. Hem giriş çıkışlarda her şekilde yakalanıyor ve gizli bir şey yapmaya kalkışsak risk altında kalıyorduk. Emir'de benimle görüldüğünden artık o da bu risk çemberi içindeydi ve alışık olmadığından kesinlikle çok sorun yaşayacaktı.
Ben de tüm bunlar sonucunda artık ev almamız gerektiğini düşündüm. Sonuçta 3 kız zaten beraber yaşıyorduk Türkiye'de. Emir'de bu sefer bize eşlik ederdi ne olacaktı ki. Kızların da kabul etmesi ile hemen araştırmaya girdik tabi. Risk altında olmayacağımız ve hepimizin rahatça sığabileceği 2 katlı küçük de bir bahçesi olan yeni bir ev bulduk.
Aslında Can'ın da bizimle olmasını istiyordum içten içe ama Can bu fikrimi duyduğunda daha herkes buna hazır değil demişti. Emir için iyi olabileceğini düşündüğümden ona söylemiştim ama haklıydı da. Buse ve Deniz bunu kabul etmezdi.
Evin üst katında ben ve Buse'nin odaları, alt katında da iki miniğimizin odalarını hazırladık. Emir her ne kadar ilk günler kendi içine kapansa da Can'da dahil olmak üzere hepimizin desteği ile artık daha ilişki kurabilir şekildeydi. Acısı geçmiyordu belki ama şiddeti gün geçtikçe azalıyor gibiydi.
Bu evimizi seviyordum çünkü sevdiceklerimin hepsi aynı çatı altında sayılırdı. Tabi asıl sebep ise Chan'ların evine yürüme mesafesinde olmamızdı. Zaten evi de asıl bulmamıza sebep olan üyelerin bu evi fark etmesi ile olmuştu.
Bu akşam da Minho, Han ve Chan bize gelecekti. Diğer üyelerin kendi planları olduğundan gelmiyorlardı. Mesela Changbin gündüz sporunu yapmadığından şimdi yapacağını söyledi. Hyunjin ise dans koreografisi hazırlayacağını belirtmişti. Galiba geriye kalan 3 üye de oyun gecesi düzenliyordu kendi içinde.
Deniz- KAPIIII!
Emir- Hadi canım. Açsana ne bağırıyorsun.
Deniz- YA ELİM DOLU GÖRMÜYOR MUSUN KIÇINI KALDIRIP AÇSANA!
Emir- Iyyyh bağırma ya sağır olacağız bir gün.
-ÇOCUKLAR KAVGA EDECEĞİNİZE KAPIYI AÇSANIZA YUKARIDAN DUYULUYOR SESİNİZ.
Buse- Açtım ben açtım!
Evet Emir ile Deniz'in de dostlukları aynı hızda devam ediyordu. Bir inişli bir çıkışlı. Tabi ben buna seviniyordum çünkü kardeşimin içinde tek başına bir şeyler yaşamasındansa böyle iletişim kurmasına razıydım.
Kendimi son kez kontrol edip aşağıya indiğimde Chan ve çocuklar çoktan koltuklara kurulmuşlardı. Hemen Chan'ın yanına çöktüm ben de. Deniz'de elinde bir sürü atıştırmalık ile gelmeye başladı. Emir bunu fark edince geriye kalan tabakları getirmekte yardımcı oldu. Canım kardeşim benim.
Han- Uuuuu en güzelleri! Hemen yemem lazım.
Chan- Aman mideni bozma da bu sefer.
Han- YAAA! HYUNG! Bir kere o Minho yüzünden oldu.
-Nasıl yani?
Minho- Han!
Han- Dur vurma be! Ehehheeh dedi ki en fazla ne olabilir.
Chan- En fazla olan tuvalet için kavga etmeniz oldu evet.
Kızlar durumu bilmediğinden onlara anlattığımızda sohbetimiz eğlence ile başlamıştı. Çocuklar elinden geldiğince Emir'i de sohbete katmaya çalışıyordu. Özellikle Chan. Ah iyi ki vardı. Desteğini her şekilde gösteriyordu. En önemlisi ise Emir'de artık bunun farkındaydı ve ona karşı olan yargılarını kırmıştı. Hatta bence artık seviyordu da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜRKİYE'DEN KORE'YE
FanfictionBir genç kızın cesareti ve yetenekleriyle sesini tüm dünyaya duyurmaya çalışması. Peki ya her şey çok güzel ilerlerken aşık olmaması gereken bir idole aşık olursa?