Medya; Ayperi'nin giydiği etek ve crop
Taksimde hızlı bir şekilde yürürken neden bu kadar acele ettiğimizi bilmiyordum. Özellikle altımda mini, yeşil ve küçük beyaz çiçek deseni olan etek varken. Üstüne de askı yaka, beyaz bir crop giymiştim. Hava çok sıcaktı. Saçlarımı dağınık topuz yaparken gene elime ne gelirse takıştırmıştım. Takı artık benim hayatımın önemli bir parçası olmaya başlamıştı. Koluma üstünde eteğimin yeşil renginde ki kelebek modelli bir bez çanta almıştım. Şuan ben, Serkan, Sıla, Yağmur, Burak ve Kaya istiklal caddesini hızla yürüyerek her zaman gittiğimiz kafeye varmaya çalışıyorduk. O kadar hızlı ve büyük adımlar atıyorduk ki sürekli eteğimi düzeltmek zorunda kalıyordum. Etek giymeyi düşünen aklımı sikeyim.
"Bana aşktan bahsetme.
Sen aşktan ne anlarsın?
Sen benim yüreğimde,
kanayan bir yarasın.-"
Kaya parmaklarını şıklatarak ne kadar kendi kendine mırıldansada yanımızdan geçen insanlar ona tip tip bakmayı ihmal etmiyordu. Göz devirip gene eteğimi düzelttim ve yürümeye devam ettim. "Kaya Allah aşkına sus. Ne keko çıktın ya?" Sıla homurdanarak konuşurken Serkan bir anda hepimizin önünü kesti. "Abi niye koşuyoruz amına koyayım?" nefes nefese kalmış bir şekilde isyan edince herkes onu onaylayan mırıltılar çıkardı.Burak kendini kaldırım taşına atarken elimle boynuma hava yaptım. Öldüm, bittim bu sıcaktan."Bunu kim çağırdı buraya?" Yağmurun konuşmasıyla hepimiz ona baktık. Daha sonra herkes onun baktığı yere döndü ama ben hala ona bakıyordum. Gerilmiş miydi?
"Ben çağırdım. Küs müsünüz?" Burak umursamazca konuşurken Yağmur hala bize yaklaşan Yunus'u izliyordu. "Ayrıldık biz." herkes gözünü büyütüp şaşkınlıkla ona bakarken Yunus tam Yağmurun önünde durdu. "Konuşabilir miyiz iki dakika?" dediğinde Yağmur bir adım geriledi. Hemen ona destek olmak için yanına yürüdüm. Korkuyordu. İyi de neden? "Hayır. Konuşacak bir şey yok." kararlı sesiyle ona cevap verirken Yunus'un kaşları çatılmaya başladı.
"İki dakika konuşalım. Sonra karar verirsin konuşacak bir şey var mı yok mu." bizi hiçe sayıp Yağmura odaklanmış bakışlarıyla bildiğin tükürürcesine konuştu. Kaşlarım çatılırken Kayada bize yaklaşmaya başlamıştı. Yağmur kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı. "İstemiyorum." tam o anda Yunus Yağmurun kolunu acıtacak şekilde tutup çekmeye başladı. Panikle Yağmurun elini tutup kendime çekerken ağzından acı bir inleme döküldü. "Konuşacağız dedim." derken sinirden delirmişe benziyordu. Kızın kolunu tuttuğu elini ittirip bırakmasını sağladım. Yağmur hemen arkama geçerken dişleri birbirine vurmaya başladı. Yağmur korkunca dişleri sanki üşüyormuş gibi birbirine çarpardı...
"Kız istemiyorum diyor. Neyini anlamıyorsun?" sinirden elim titremeye başlamışken ona alttan alttan baktım. Kaya yanıma geçerken, Sıla Yağmur'un yanına geçip omzuna sarıldı. Serkan ve Burak da bize ne yapacaklarını şaşırmış gibi temkinli adımlarla yaklaşmışlardı. Yunus'un öfkeli bakışları bana nefretle dönünce gerilmeden edemedim. Bir anda omzuma vurup, üstüme yürümesi ile ağzımdan kısık bir çığlık döküldü. "Sanane lan! Sen ne karışıyorsun?" ağzım kendiliğinden aralanırken elimle vurduğu yeri tuttum.
Bizi izlemeye başlayan millet Kaya'nın Yunus'un boğazına yapışmasıyla iyice etrafımıza toplanmaya başlamıştı. Bu iyiye işaret değildi. Hemde hiç. "Ne hakla benim arkadaşlarımın canını acıtıyorsun lan sen?" Burak ve Serkan Kayaya doğru koşarken çevreden bir kaç kişi daha onlara yardıma gitmişti. Tabi bu Kaya'nın Yunus'a hayvan gibi yumruklar indirmesine engel olmamıştı. Allah aşkına, kafasını kas yapmakla bozan bir çocuğun yanında atar yapmak nasıl bir akıldı? Kalabalık ve bizim çocuklar Kayayı zar zor Yunus'tan ayırırken Yağmur kendini tutamayarak ağlamaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Arkadaşları
Novela JuvenilBir haber ile hayatının dengesi bozulan saf bir kız. Onun birbirinden değişik karaktere sahip olan abileri ve ablaları. Tabi birisi kendisini abisi olarak görmüyordu... Yıldızlar mahallesinde 17 senedir yaşayan ve yaşamaya devam eden Ayperi Karan...