21~

1.7K 100 40
                                    

Medya: Ayperi'nin giydiği kıyafet ama kemeri düşünmeyin ✨

"Dikkatli oluyorsun, istiyorsan kızların yanına gidebilirsin ama bize haberdar etmeyi unutma çiçeğim, tamam mı?" babam bilgisayar çantasını eline alırken söylediği şeye kafamı salladım dalgınca. Babamlar yarın sabaha kadar anca dönebileceği bir toplantıya gidiyorlardı. "-lar" eki vardı çünkü babam kendiyle Uzay abimi de götürüyordu. Nedenini üçümüz de anlamamıştık. Ama kabullenmiştik sanırım. "Benim nöbetim biter bitmez dönerim zaten baba. Sıkıntı yok."

"Ay ne abarttınız?! Sanki evde ilk defa tek kalacağım. Hadi gidin gidin." Evren abi hemşire önlüğünün önünü düzeltirken kafasını kaldırıp, sorarcasına bana baktı. Haklıydı da. Daha çok belli et bir boklar çevireceğini, Ayperi! Omuzumu silkip önüme gelen saçlarımı elimin yardımıyla geriye attım.

"Oturacağım evde merak etmeyin. Güle güle gidip, gelin." Uzay abi yanımdan geçip kapının orada ayakkabısını giymeye başlarken babam dediğime gülerek yanıma yaklaştı. Yanağıma küçük bir öpücük bir bırakıp, sırtımı sıvazladı. "Hadi Allah'a emanet çiçeğim." kuruyan dudağımı ıslatıp, kafamı salladım kedi gibi. Yerimde durmayacaktım ama uslu olacağımdan emindim. Birinin telefon numarasına ihtiyacım vardı... O kadar.

Hepsi teker teker evden çıkarken kapıda bekleyip onları uğurladım. Evren abi çıkmadan yanağımdan makas almış, "Akıllı dur." uyarısını da yapmayı unutmamıştı. Uzay abi benimle vedalaşmadığı için götüne sert bir tekme atmış, hızlıca kapıyı suratına kapatmıştım. Sabahları aşırı huysuz oluyordu bu çocuk. İçeri geçerken vestiyerde ki telefonumu alıp, yürümeye başladım. Kilidimi açıp whatsapp'a girerek en son konuşmama tıkladım.

Göktüş abim

: Geliyor musun kanka
08.12


Göktüş abim: geliyorum az kaldı asko

Göktüş abim: sen konum atta ben
götümü vererek yol bulmak
zorunda kalmayayım
08.14

: *Konum*

: al popoya sahip çık

Göktuğ'un yazdığı şeye kendi kendime gülerken odama girdim. Boy aynada yansımamla karşı karşıya kalınca kendimi süzdüm. Floralı pijamalarımla harika gözüküyordum, bundan emindim ama gene de asıl giymem gereken şeyleri giymeye karar verdim. Telefonumu yatağın üstüne koymadan önce Serkan'ın numarasını çevirdim. Onu aradığım belli olan sinyal seslerini duyunca dolaba dönüp üstüme bir şeyler bakmaya başladım. Üçüncü çalıştan sonra kalın erkeksi sesiyle Serkan "Alo." derken elimi siyah, kalın askılı bir cropa atmıştım.

"Naber Sekom?" diye şakıdım neşeli bir şekilde. Elimde ki kıyafeti yatağın üstüne atarken altına bir şey aramaya başladım bu sefer. O gün ki gibi siyah giyinmek istiyordum. Çok abartı değil ama salaşta durmamak istiyordum. Şık değil, spor da giyinmek istemiyordum. Dikkatini çekmek istiyordum ama sanki onun için giyinmiş gibi de olmak istemiyordum. Kafam çok karışıktı. "İyi Ayperi, sen?"

"İyi. Bize gelsene seni bir arkadaşımla tanıştıracağım."

"Kız mı? Sarışın mı?" diye sordu heyecanlı ses tonuyla. Gözümü devirerek askıların arasında kafamda olan şeyi aramaya devam ettim ona cevap verirken. "Erkek Serkan, erkek."

"Eee niye geliyorum o zaman ben?"

"Ya ihtiyacım var sana, gelirsen ölür müsün?" bir süre söylediğim şeye cevap gelmezken en sonunda onaylayan mırıltılar çıkardı. Acele etmesini söyleyip telefonu kapatırken, 15 dakikaya burada olacağını belirtti. Telefon kendi kendine kapanırken, sonunda sabahtan beri aradığım pantolonu bulmuştum. Az deli değilmiş gibi kendi etrafımda bir tur dönüp yatağa ilerledim zıplayarak. Siyah üstü ve altı hemen üzerimdekilerden sıyrılarak giyerken bu kombinin temellerini atan crop ceketi giydim. Bu ceketi kendim dikmiştim. Evet!

Yıldızların ArkadaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin