Bir haber ile hayatının dengesi bozulan saf bir kız.
Onun birbirinden değişik karaktere sahip olan abileri ve ablaları.
Tabi birisi kendisini abisi olarak görmüyordu...
Yıldızlar mahallesinde 17 senedir yaşayan ve yaşamaya devam eden Ayperi Karan...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medya: Ayperi'nin bölümde giydiği kıyafet. (Medyaya koyamadım)
Belki duyarlar ve uyanırlar diye bir kere daha sesli bir şekilde oflamıştım ama kimse beni takmamıştı. Asrın abiyle gece karşılaşmamızdan sonra ben onun hafif kızarmış yanağına soğuk bir şey tutmak için içecek ararken, o sönmek üzere olan ateşi harlamıştı. Çünkü belliydi ki gece uzundu ve bizim çok uykumuz yoktu. İkimizde yan yana oturup sessiz olmaya çalışarak sohbet etmiştik. Neden olduğunu bilmiyordum ama küçüklüğümüzden bahsetmeyi, o anları hatırlamayı seviyorduk yan yana gelince. Uzun bir süre oturmuştuk.
Gün doğana kadar bazen susmuş, bazen hiç durmadan konuşmuştuk. Hatta bir kere izin almıştı benden sigara içmek için ve bende izin vermemiştim sabah içtiği için. Onaylayacağıma o kadar emindi ki "Hayır." diyince şaşıp kalmış, sonra kadere boyun eğerek gülmüştü ve sigarasını cebine geri koymuştu. Şimdi... Ben şuan ki halimi nasıl anlatacağımı gerçekten bilmiyordum. En son gözlerimi zar zor açık tuttuğumu hatırlıyordum. Kafamı omzuna koyunca onun da dudaklarının saçlarımın arasında hissetmiştim ama sonrası yoktu. Şu bulunduğum ortama bakınca sonrasını tahmin ediyordum ama...
Evren abimle Asrın abinin çadırındaydım. Yani bu kesin ve net olan bir şeydi şuan ki olduğum duruma bakınca... Sırt üstü yatıyorken sol tarafımda Evren abi vardı. Kolunu göğsümün üstünden yan tarafıma atmış, sıkı sıkı sarılmıştı. Bana dönüktü ve nefesini saçlarımın arasına veriyordu düzenli bir şekilde. Sağ tarafımdaysa Asrın abi vardı. Kolunu belime sarmıştı ve tüm yüzünü boynuma sokmuştu. Evet ikisi de bana yapışıktı, sıcaktan ölüyordum ama en kötüsü kükremeleriydi. Belli aralıklarla o kadar garip horluyorlardı ki korkuyordum artık. Ve uyanmakta bilmiyorlardı, aşırı sıkılmıştım. Yine bir horlama sesi duyunca kirpiklerimi yumdum sinirle.
"Uyanmayı düşünür müsünüz acaba?!" sesimin tonuna dikkat edemeyerek konuşunca ikisi de irkilip kollarını çekmişti aynı anda. Açılan yer ile hemen olduğum yerde hemen dikleştim. Bağdaş kurup onlara döndüm gülümseyerek. Asrın abi sırt üstü yatmış, çatık kaşları, alnına yerleştirdiği kolu ile kendine gelmeye çalışıyordu. Evren abi ise benim aksime hafifçe elinden destek alarak dikleşmiş, kızarmış gözlerini ovalıyordu.
"Sizi böyle uyandırmak istemezdim ama bende insanım. İki tane - kusura bakmayın ama - benden öküz gibi büyük adamın ortasında kalınca bunaldım." dediğim şeyler ile Evren abi tek gözünü açarak bana bakmaya çalıştı. "Ayperi? Ne işin var burada?"
"Ben getirdim. Uyuyamıyordu korkudan. Dedim ki uyanınca sıkıntı olmasın, yanımızda yatsın." Asrın abi boğuk sesiyle benim yerime cevap verince Evren abim gözünü tekrardan kapatmış kendine gelme işlemini devam ettirmeye başlamıştı. "İyi yapmışsın."
"Teşekkürler, aşklarım. Ama ben burdayım. Farkındasınız değil mi?"
"Evet."
"Evet?" ikisi de homurdanarak söylediği şeye gülmeden edemedim. "Hadi! Tahmin edin en çok hanginizi seviyorum?"