Düşünüyordum... Yemek masasının en başında oturmuş evde bulduğum bir kalemle bir şeyler çizmeye aynı zamanda Asrın abiyi düşünüyordum. En son küçükken öpüyordu beni. Sonra büyümüştük işte. Biraz mesafe girmişti aramızda, bir genç kız ve bir genç oğlan olmuştuk sonuçta. Sarılmalarımıza bile dikkat etmeye başlamıştık. Ama bugün Asrın abi gene beni öpmüştü! Belki de kanı kaynamıştı bana ve dayanamamıştı... Belki de abilik duyguları depreşmişti. Fazla mı düşünüp, saçmalıyordum acaba? Yanağıma minik bir öpücük. Bu kadar. Masanın üzerinde ki telefonumun melodisi çalmaya başlayınca elimde ki kalemi bırakıp kimin aradığına bakmak için telefonumu aldım. Arayan canım arkadaşım Kaya'ydı tabi ki!
"Alo?" yüzümde istem dışı bir sırıtma olurken karşı tarafı dikkatlice dinliyordum, ilk başta hışırtı sesleri gelse de en sonunda konuşmayı başarabilmişti. "Hızlı hazırlan sahile gideceğiz." dediğinde kaşlarımı çattım. Beni hala İstanbul'da sanıyorlardı galiba, küçük bir kahkaha atarken ağzımı elimle kapattım. "İstanbul'da değilim ki ben aptal." dedim elimde ki kalemle oynarken. Sıkıntılı bir nefesten sonra eliyle alnına vurduğuna adım gibi emindim. "Sen niye bir yerinde durmuyorsun ki?" küçük bir kahkaha ile eşlik ettim ona, sanki o görebilecekmiş gibi omzumu silktim. "Bir kaç günlüğüne tatil işte. Napacaktık ki zaten dört, beş kişi sahilde?"
"Dört, beş değil ya, sürpriz yapacaktım. Biz ikimiz gidecektik."
"Ee... Martıları mı sayacaktık?"
"Ya yapacaktık bir şeyler işte. İyilikte yaramıyor!"
"Tamam tamam. Şaka yaptım! Tatilden geldikten sonra söz."
"Sadece ikimiz?" gülüp aynı şekilde ona olumlu cevap verdim. Bana Burağın yaptığı salaklığı anlatırken kalemi geri elime alıp çizimime devam ettim. Arkamdan ayak sesi gelince kulağımı kabarttım. Sert adımlar gittikçe bana yaklaşırken kapı açılma sesi geldi, büyük ihtimalle gelen kişi mutfağa geçmişti. Çok geçmeden ayak sesi tekrardan duyulunca bu sefer aynı kapının kapanma sesi geldi. İki adım attıktan sonra ev gene eski sessizliğini aldı. Arkamda ki her kimse şuan beni izliyordu. Bok vardı da sırtını döndün bahçe kapısına Ayperi! "Ee nasıl gidiyor tatilin? Sıkıldıysan bir nude atayım da şenlen." Kaya'nın Burak'tan bahsederken bir anda konu değiştirmesi hem şaşırtmış hem de güldürmüştü. "Üstünde ne olduğuna bağlı. İstiyorsan soyun hemen." diye cevapladım onu gülerek. Caddede yürüdüğü belli olan araba sesleri gelirken, hızlı nefeslerinin arasından bir kahkaha yayıldıktan sonra konuştu "Hızlı çıktınız hanımefendi! Caddenin ortasında soyunmak prensibimde yok."
"İstemez zaten senin o olmayan kaslarını."
"İddialaşma benimle bak! Zararlı çıkarsın."
"He he."
"Atarım bak."
"Kim bilir her gün kaç kıza atıyorsun zaten o olmayan kası. Yazık."
"Kaç kıza atıyormuşum ben acaba?"
"Bilmiyorum... Of çok oyaladın beni kapat! Denize gitmek istiyorum. Boydan ister misin?"
"Terbiyesiz kadın! Ahlakımı bozdun benim."
"Ben mi terbiyesiz oldum şimdi?!"
"Konuşma putperest!" Telefon yüzüme kapanırken gülerek masaya geri koydum. Çizime devam ederken arkamda olduğunu unuttuğum malum kişinin adımları bana doğru geldiğini belli eden sesi duydum. Varlığını unuttuğum ve az önce ki, her türlü yanlış anlaşılabilecek sohbeti duyan o malum kişi evet! Yanımda ki sandalye sertçe çekilirken elinden erkek olduğunu hatta Asrın abi olduğunu anlamıştım çünkü bir ara bu eli baya incelemiştim. Ama ne yazık ki konu el değildi, konu Asrın abinin konuşmayı duymuş olması ve sinirli olmasıydı. Ama şu taraftan bakmak gerekirse Asrın abi yerine Evren abi de olabilirdi. Aman tanrım didim! Uzay abi de olabilirdi! Korkudan kafamı kağıttan kaldıramıyordum. "Sevgilin nasılmış Ayperi? Hali, şekli, şemali?"
![](https://img.wattpad.com/cover/281602889-288-k57728.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Arkadaşları
Novela JuvenilBir haber ile hayatının dengesi bozulan saf bir kız. Onun birbirinden değişik karaktere sahip olan abileri ve ablaları. Tabi birisi kendisini abisi olarak görmüyordu... Yıldızlar mahallesinde 17 senedir yaşayan ve yaşamaya devam eden Ayperi Karan...