25~

1.1K 71 34
                                    

Medya: Ayperi'nin bölüm içinde giydiği kıyafet.

"Şunu uzat. Lan Göthan! Sana diyorum."

"Dur bir, Ronaldo Fener'e geliyormuş!"

"He amına koyayım, he!" Uzay abinin alaycı sesine göz devirerek güldüm. Arabanın yanında kalan gölgeye elimde ki örtüyü sererek bagaj da ki soğuk kalması gereken eşyaları tek tek taşımaya başlama görevi bendeydi. En son çekirdek ve cipslerin olduğu poşeti de dikkatlice koyup, etrafıma bakınmaya başladım. "Termal battaniye nerd-" sorgulayan bakışlarım ile kendi etrafımda dönerken Mert abi elinde ki battaniyeyi sözümü bitirmeden benim elime tutuşturdu. Gülerek battaniyeyi ondan aldım ve bütün çantaların, poşetlerin üstüne kapatacak şekilde güzelce örttüm.

Babamla geçirdiğimiz günden sonra üç arabayla kamp yapacağımız alana gelmiştik. İstanbul dışında ama çokta uzak olmayan, mahallede ki birkaç abinin sürekli kamp yaptığı bir ormanın açık alanına gelmiş ve kurulmaya başlamıştık. Büyük sayılan, sık ağaçların arasında kalan yeşil, düz açıklık çadırları kurmak için güzel bir yerdi. Ama buraya gelene kadar canımız çıkmıştı. Aslında Uzay abimin arabasında olan ben, Selen abla, Gökhan abi ve Hakan abinin canı çıkmıştı daha doğrusu. Çünkü Uzay sırf bizi korkutmak için konvoydan ayrılmış, ürkütücü bir toprak yola sokmuştu arabayı. Kimsenin olmaması, girinti çıkıntılı yol ve ormanın verdiği ıssızlık hissi ile hepimizin ağızı sıçılmıştı. Hakan abi kendi arabasını alıp ''Bu salak'' diye bahsettiği Uzay abiye muhtaç kalmaması gerektiğini sayıklarken, Selen abla beddua okuyordu. Gökhan abi ve ben sessiz kalmayı ve ortamı yumuşatmaya çalışırken Uzay abi kahkahalarla gülmeyi tercih ediyordu... Neyse ki sağ salim varmıştık buraya. Uzay abi Hakan abiden bir süre kaçmak zorunda kalmıştı ama gene de iyiydik.

Tek kulağımda ki airpods'a bir kez tıklayıp öylesine açtığım şarkıyı durdururken Elya ablanın melodik kahkahası ilişti kulağıma. Sesin geldiği yöne dönerek oraya doğru ilerlemeye başladım. Elya abla kendini çimenlere bırakmış, bacaklarını ileri uzatmıştı. Selen abla da ona bir şeyler diyip, yanına oturmak için eğilince işleri erkeklere kitlediklerini anladım. Tam ortalarında, ayakta durunca ellerini belime koydum nefeslenerek. ''Ne gülüyorsunuz öyle güzel güzel? Kalbimi çalıyorsunuz ama.''

''Gel buraya, fıstık!'' Elya abla bir anda söylediği şey ile kolumdan çekerek beni kucağına düşmemi sağlarken, refleks ile ağzımdan kaçan çığlığa engel olamadım. Kucağında yan şekilde oturmuşken ikimizde bu duruma güldük. O belimde ki eli ile beni gıdıklamaya başlayınca, bende durmasını söylüyordum. ''Kız zayıfsın falan ama kasa sağlammış.'' sırıtarak konuştuğunda göz devirip kendimi kucağından geriye attım. ''Sapıklaşma Elya abla!'' diye mırıldanınca göz kırparak onaylamıştı beni. Bacaklarım onun kucağında iken kafamı göğsüne yaslayıp Selen ablaya bakmaya başladım. ''Of taktı bana şu Keskin.''

''Keskin? Terza sitesinde oturan mı? Mahallede açmadığı kavga olmayan...''

''Evet Ayperi! Sorma... Bütün belaları çekiyorum galiba.'' diye sıkıntı ile ofladığında yanaklarını ellerinin arasına hapsetti. "Naptın da çocuk peşine takıldı senin?"

"Ya hiçbir şey! Her gönderime yorum atmaya başladı manyak oğlu manyak. Uzay görmesin diye siliyorum, bu sefer de niye siliyorsun diye mesaj atıyor. Uzayla sevgili olduğumuzu bildiğine de adım kadar eminim!"

"Bence saklama abimden. Söyle de haklasın güzelce onu."

"Senin içinde kavga seven bir psikopat var değil mi? Gittikçe emin oluyorum bak buna."

Yıldızların ArkadaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin