4. Bölüm

29.5K 1.4K 1K
                                    

Camdan içeriye sızan sesle başımı kaldırmaya çalıştım ama yastıkla göğsüne bastırdı yüzümü.

"Kaldırma başını." Derin bir nefes aldım gözlerimi kapatırken.

"Ne zaman bitecek?" Siren sesleri mahallede yankılanırken gözlerimi daha sıkı kapattım. "Bitsin artık."

"Panik atak falan mı var sende?"

"Yoo, neden ki?"

"Titriyorsun.."

"Gerginliktendir. Sabahtan beri başıma gelmeyen kalmadı baksana."

"Bela belayı çeker. Adam akıllı dursaydınız yerinizde."

"Sancak Bey, gerçekten istemeden oldu diyorum yaa."

"Balım Hanım, ölüyorduk diyorum yaa." dedi beni taklit ederek. Nefesimi sertçe verdim.

"Yaralanan olmadı değil mi?" Cevap vermediğinde başımı hafifçe kaldırıp gözlerine baktım. "Oldu mu yoksa?" dedim endişeyle. Bunun vicdan azabıyla yaşayamazdım. Korku dolu gözlerime bakıp sırıttığında kaşlarım çatıldı.

"Olmadı, olmadı ama olabilirdi de. Hatta şu anda parçalarımızı topluyor olabilirlerdi." Dolan gözlerimi kırpıştırdım.

"İyi yani herkes?" Titreyen sesimle bakışları yüzüme indi.

"İyi." dedi nefesini yüzüme üfleyerek. Derin bir nefes aldım. Gözlerini yüzümde gezdirdi. Elini kaşıma uzatıp hafifçe sürttü. "Kanamış.." diye mırıldandığında gözlerimi gözlerine sabitledim.

"Taş geldi."

"Gelir.." Boğazını temizledi. "Gelmiş.." Bir elini ensesine atıp ovuşturdu. "Yani atmışlar, şeytan taşlar gibi attıkları için şerefsizler."

"Bana ağzı bozuk diyen kimdi ya? Buralardaydı herhalde." Bakışlarımı etrafta gezdirip birisini arıyormuş gibi yaptım ve tekrardan ona döndüm. "Abiciim, ağzın bozuk mu biraz senin ya?" dedim gülerek. Başımı biraz daha bastırdı göğsüne.

"Çıkartma başını, kaşın daha fazla açılmasın. Dağılır şimdi bu it sürüsü." Burnum boynuna yaslanmıştı.

"Hayvancıklara yazık, deme öyle." Gülerek konuşmamla bakışlarını bana çevirdi.

"Yalnız taşlanıyoruz şu an, gülmenden gerekmez miydi? Hatta korkman falan?"

"Korku neymiş aslan, biz anamızın karnından elimizde tesbihle doğduk. Üç beş taş korkutur mu bizi?"

"Evde cam kalmadı, kız hâlâ üç beş taş diyor. He canım he, üç beş taş."

Canın mıyım gerçekten dememem için tek bir sebep? Güldüğümde başını yüzüme doğru biraz daha eğdi.

"Gülme.." diye mırıldandı.

"Neden?" Kaşlarımı merakla kaldırdığımda sızladığı için yüzümü buruşturdum. Cevap vermediğinde sessizce bekledim.

Sesler kesildiği zaman başımı çekmeye çalıştığımda müsaade etti. Ayağa kalkıp evimin son haline baktım. İçler acısıydı. Kendimi koltuklardan birisine attığımda kapı çaldı. Benden önce davrandı ve gidip kapıyı açtı. Polislerden birisi gelmiş karakola ifadeye çağırmıştı. Gözlerimi kapatıp ortamdan soyutlanmak istedim. "Balım Hanım." Tek gözümü açıp başımı sesin geldiği yöne çevirdim.

"Efendim?" Kapının pervasıza omzunu yaslamıştı. Ellerini cebine koymuş gerginlikle bana bakıyordu.

"Burada kalmanız tehlikeli. Bir tanıdığınızda kalın isterseniz."

Şimdi Biraz Uyu | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin