25. Bölüm

15.1K 720 640
                                    

"Balım." Kapıyı tıklatınca yeleğimi de giyinip kapıyı açtım.

"Hazırım."

"Yirmi dakikadır seni bekliyorum güzelim."

"Odayı topladım biraz." dedim gülümseyerek.

"Çok güzel olmuşsun he." Kolunu omzuma atıp kapıya doğru yürümeye başladı.

"Teşekkür ederim." Yanaklarımın ısındığına fark ettiğim sırada omuzumda duran elini yanağıma koydu.

"Kızardılar," dedi yavaşça okşarken. "Çok tatlı oluyorsun böyle olunca."

"Teşekkür ederim.." dedim sol yanağımı göğsüne bastırırken. Alttan alttan yüzüne baktım. "Ama daha fazla utandırma bence." Alnımdan öptü usulca.

"Her halinle güzelsin, her halini seviyorum." diye fısıldadı ve geri çekilip kapıyı açtı. Ayakkabılarımızı giyinirken kaçamak bakışlar atıp göz kırpıyordu.

"Utandım diyorum, yapmasana."

"Yahu güzelim, benden utanmasana."

"Yahu sevgilim, elimde olan bir şey değil ki."

"Neyin neyin?" Sırıtarak asansörü çağırdı.

"Sevgilim.." diye mırıldandım. Asansör kata geldiğimde yanından geçtim. Geçerken kulağıma fısıldadıkları içime işledi.

"Sevgilin seni verene kurban olsun." Asansörde birisi olduğu için cevap veremesem de bakışlarımla anlatmaya çalıştım nasıl hissettirdiğini.

Babamın anneme söylediği cümleleri farkında olmadan bana söylemesi içimde bambaşka duyguların yer edinmesini sağlıyordu.

"Merhaba." Asansördeki kişiden ses geldiğinde Sancak bakışlarını o tarafa çevirdi. Yüzündeki tebessüm silindi ve yerini ciddi bir hal aldı.

"Merhaba." dedi ciddiyetle.

"Nasılsınız Balım Hanım?" Asansör zemin kata geldiğinde bakışlarımı Sancak'ın üzerinden ayırmadım.

"Sağ olun.." diye mırıldandım. Kapılar açıldığında Sancak elimi tuttu ve asansörden inmemizi sağladı. Apartmandan çıkarken ellerimizi izlemeye daldığım için basamaktan inerken tökezledim.

"Güzelim?" dedi Sancak elini belime koyup düşmemi engellerken. "İyi misin?"

"Daldım ya." dedim sağ şakağımı kaşırken.

"Araba nerede?"

"Şurada." dedim yolun karşısını işaret ederek.

"İşine yaradı mı?" Karşıdan karşıya geçerken elimi tutmaya devam ediyordu.

"Bir iki kere geç kalınca arabayla yetiştim derse. Teşekkür ederim."

"Etme Bal, benim olan ne varsa aynı zamanda senin." Arabanın yanına geldiğimizde cebimden anahtarı çıkartıp ona uzattım. "Sen sürsene."

"Gerçekten mi?" Gülmeye başladığında kaşlarımı kaldırdım. "Neye güldün?"

"Bizim Feza.. Onun soru kalıbı bu. Ne olursa hemen gerçekten mi diyor, o geldi aklıma. Ve gerçekten güzelim. Sen sür."

"Peki," dedim kilidi açarak. "Atlayın Sancaktar beyefendisi, addalara götüreyim sizi." Gülerek elimi bıraktı ve parmağının ucuyla bunuma vurdu hafifçe. Yolcu koltuğunun kapısına yöneldiğinde ben de kendi kapımı açıp bindim arabaya. Yeleğimi çıkartıp arka koltuğa bıraktım. Kemerimi taktıktan sonra anahtarı takıp frene basarak arabayı çalıştırdım. Koltuğunu ayarlamasını bekledim.

Şimdi Biraz Uyu | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin