2. Bölüm

34.8K 1.6K 490
                                    

Yaşadığım mahalle pek nezih bir yer sayılmazdı. Evime polis gelirse beni burada barındırmazlardı ve İstanbul şartlarında burada bu fiyatta başka bir ev kiralayamazdım.

Mecburen kalkıp hazırlanmaya başladım.

Dün akşam çok yakın arkadaşım olan Duru ile birlikteydik. Kendisi yerinde duramayan acayip huylu birisi olduğundan yine abuk subuk bir teklif sunarak birilerini işletme kararı almıştı.

Aklı başında bir insan olduğumdan mütevellit kabul etmemiştim ama morali bozuk olduğu için zorlayarak arttırmıştı. Salladığı numaraları girerek arıyorduk. Gizli numaradan aramış olsak da bir şekilde bulmuşlardı izimi.

Nasıl bir şansım vardı bilmiyorum ama hepsinin bir tim olması ve operasyonda olmaları gerçekten saçmalığın daniskasıydı. Eğer adımı bilmiyor olsalardı dalga geçip korkuttuklarını düşünürdüm ama adresimi bile biliyorlardı. Üşenmeyip en yakın karakola bile baktırmışlardı hatta.

Kapı çalınca gergince nefesimi üfledim. On dakika bile olmamıştı mesajlaşalı. Hemen ekip göndermek ne büyük saçmalıktı? Tekrardan çalan kapıyla adımlarımı hızlandırdım.

"Geldiim!" Kapıyı açtığımda Duru'yu karşımda nefes nefese bulmuştum.

"Polis gelmedi mi daha?"

"Ne? Sen.. Sen nereden biliyorsun?"

"Balım polis geldi mi, gelmedi mi?"

"Ben gideceğim karakola da.. Sen nereden biliyorsun?"

"Birlikte gidelim o zaman."

"Anlatır mısın ne olduğunu?"

"Tamam hadi gidelim, yolda anlatacağım." Gözlerimi kapatıp sabır dilenirken şişme yeleğimi giyindim ve cüzdanımla telefonumu cebime koydum. Çanta sevmezdim.

"Ayakkabılarım nereye gitti!" Sinirle söylenerek dolabı açtım ve bir tane spor ayakkabımı kapının önüne attım. "İş açtık başımıza anasını satayım."

"Hızlı ol hadi. Balım hadisene!"

"Dur lan dur! Girmiyor ayağıma." Zorla da olsa giyindim ve kapının arkasına taktığım anahtarı çıkartıp ön tarafa taktım ve üç kere kilitledim. "Düş önüme!" Binadan ve hatta mahalleden çıktığımızda Duru'ya döndüm. "Ne haltlar çevirdin?"

"Bak şimdi.." Yatıştırıcı bir tonda konuşarak koluma girdi ve yürümeye devam etti. "Akşam arattığım kişiler sıradan kişiler değillerdi."

"Onu anladık zaten. Adamlar asker yada polis. Geç orayı. Sen nereden tanıyorsun?" Bakışlarını etrafta gezdirdi.

"Babamın timindeler." Ağzının içinden konuştuğunda kaşlarım çatıldı.

"Ne diyorsun, anlamıyorum."

"Babamın timindeler diyorum." dedi seslice.

"NE?!"

"Bağırmasana kızım. Sokaktayız."

"Lan! Lan manyak mısın? Ne demek babamın timi? Kızım başıma bela aldım ben, farkında mısın?"

"Birlikte vereceğiz ifadeyi."

"He o zaman sorun yok.. Lan salak mısın kızım sen? Ne diye arattırdın adamları?"

"Babamın dikkatini çekmek için!" Sinirle gözlerimi kapattım.

"Duru sabrımı sınama! Hayvan kıyafeti giyip giderdik yine dikkatini çekmiş olurduk. Adamın timini aratmak ne demek!" Sert adımlar atarak karakola yürümeye devam ettim.

Şimdi Biraz Uyu | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin