56. Bölüm

1.6K 133 158
                                    

Gözlerimi usulca araladığımda gördüğüm yüz gülümsememi sağladı. Başını sol eline yaslamış beni izliyordu.

"Günaydın." Eğilip dudaklarını alnıma yasladı ve derin bir nefes alıp öperek geri çekildi.

"Günaydın yavrum." Gözlerimi kıstım hafifçe.

"Ne zaman kalktın?" Dudaklarını büzdü.

"Bilmiyorum, bakmadım saate." Dirseğimin üzerinde yükselip yanağına ufak bir öpücük kondurdum ardından da hafifçe omzundan ittirip sırtüstü uzanmasını sağladım. Hemen sonraysa kollarımı beline dolayıp başımı göğsüne yasladım. Sol kolu anında belime dolanırken burnunu saçlarımın arasına yerleştirmişti.

"Bir adam akşamdan sabaha özlenir mi?" Başını iki yana hareket ettirip burnunu saçlarıma sürttü gülerek.

"Bilmem, özlenir mi?"

"Özlenirmiş, yeni yeni öğreniyorum."

"Allah Allah?" dedi beni kendine biraz daha çekerken. Bacağımı dizlerinin üzerine koyduğum sırada dudaklarını saçlarımın üzerine bastırmıştı.

"Ben de şaşkınım.."

"Daha çok şaşıracaksın o zaman?"

"Neden?"

"Ben gözlerimi kırparken bile özlüyorum çünkü. Sen daha başlardasın. O köprünün altından çok sular akacak." Kalkıp karnının üzerine oturduğumda sol kolunu kıvırıp başının altına yerleştirdi.

"Bak sen?"

"Ohoo, daha neler neler var. Anlatırım müsait bir zamanda."

"Anlatsaydın şimdi." Başını iki yana salladı.

"Heyecanı kaçmasın." Gülerek eğildim ve çenesini öptüm. Sessizce birbirimizi izlediğimiz dakikaların ardından sohbet açmaya çalıştım. Git gide bakışlarına yerleşen keder hoşuma gitmiyordu.

"Uçak biletini şimdiden alalım sevgilim."

"Alırız." Kolunu başının altından çıkartıp belime koydu. "Bizim düğün ne zaman sorması ayıp?" dedi belimi dürterek. "Nikahı basacağım demiştin en son." Güldüm.

"Basarız aslan parçası, acelesi yok."

"Ne demek yok?" Belimi cimcikledi hafifçe. "Kızım ben diyorum aşkından ölüyorum, sen diyorsun acelesi yok."

"Yani uyuzluk yapmayayım diyorum ama kendimi tutamıyorum. Dün sabah hiç aşkından ölüyor gibi değildin." Kendimi yan tarafa attığımda kolu alçılı olduğu için engelleyemedi. Sırtımı döndüğümde kolunu belimin altından geçirip beni kendine çektiğinde göğsüne yaslandım. Burnunu kulağımın arkasına sürttü.

"Nasıldım?" Fısıltısını duyduğumda yutkunmak zorunda kaldım.

"Uyuz bir eşek gibiydin." Tribimin uzun sürmeyeceğini fark ettiğimde uzaklaşmaya çalıştım ama müsaade etmedi.

"Uyuz bir eşek.." dedi başını sallayarak.

"Kesinlikle."

"Hangi dediğimle kırdım seni?"

"Hepsiyle." Dudaklarını konuşurken temas ettiği yere bastırdı ve sesli bir öpücük bıraktı.

"Bir yere kadar haklıydım, kırıldığın yeri söylemezsen gönlünü alamam." Gözlerim usulca kapanıp açılırken beni bu kadar kolay etkisi altına alması canımı sıktı.

"Güvenle ilgili kısım.." diye mırıldandım. Kalbimi kıranın o olmasına rağmen şimdi arkamı dönüp boynuna sarılmak ve ona kendisini şikayet etmek istiyordum. İçimdeki kız çocuğu baş kaldırmaya başlayacakken kendimi durdurdum.

Şimdi Biraz Uyu | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin