Arabaya bindiğimizde sessizce cama yasladım başımı. Duru ifadesini verdikten sonra abisi alacaktı onu. Kalabileceğimi söylesem de itiraz edip gerek olmadığını söylemişti. Yaklaşık yirmi dakikaya yürüdüğüm yolu arabayla üç dakikada gelmiştik.
Oturduğum binanın biraz önünde kavga eden gençleri gördüğümde nefesimi sertçe verdim.
"Siz girmeyin hiç, arabaya da ne olaca-" Beni dinlemeden arabadan inmesi ile boynumu ovuşturdum. Düşük bütçeli hayatıma daha düşük bütçeli olarak devam edecektim belli ki.. Bu tayfa beni burada üç günden fazla barındırmazdı artık.
"DAĞILIN LAN!" Sert sesiyle yüzümü buruşturarak arabadan indim. "Bin sen arabaya!" dedi yüzüme bile bakmadan. Göz devirdim. Her gün yaşıyordum bunu, hiçbir şey söylemeden yanlarından geçip gitmemiz gerekiyordu ama o asker olduğu için müdahale etmeliydi. "Bin dedim!" Oflayarak arabaya bindiğimde tekrardan az önce kavga edenlere çevirdi kafasını. Polisten, askerden korkmuyorlardı. Şimdi içlerinden birisi bıçak falan çekse şaşırmazdım doğrusu.
"Asker ağa, seni yavaştan kenara alalım. Karışma kavgaya, arada kaynarsın." Devletin askerine de arada kaynarsın demezsin hani..
"Kim kaynıyormuş görmeyelim bence. Yaylan! Hepiniz! Dağılın lan!"
"Bu iş burada bitmez yalnız, yengeyi kolla." Aynen canım, kesin yaşanır bu olay. Yengeyi koruymuş, sizi kim koruyacak bu adamdan?
"Kollarım sizi görürsünüz lan! Defol git belanı bulma benden!"
"Bela.. Severizz."
"Kaşınıyorsun?" Başını iki yana eğdi sertçe. Mevzu çıkacağını anladığımda her zaman yaptığım gibi polisi aradım ve kavga çıktığını belirttim. İçlerinden birisi yumruk atmak için elini havaya kaldırdığında sertçe bileğini tutup çevirdi. Bir diğer kişi çakısını çıkarttığında eline tekme attı. Tek başına baş edemeyeceği kadar kalabalıktı ve eğer ekip otosu karakoldan arama yaptığım anda çıktıysa iki dakika kadar bir süreye ihtiyacı vardı.
Bir iki hareketi daha bertaraf ettiğinde dayanamayıp arabadan indim ve yanlarına ilerledim. Adamlardan biri tam sırtına tekme atacakken ben ondan önce davrandım ve dizine tekmemi geçirdim.
"Ayıptır lan! Devletin askerine tekme mi atacaksın?" Şaşkın bakışları bana dönen askeri umursamadım ve sırtımı sırtına yasladım. "Bir buçuk dakika kadar sabretmemiz lazım." Bana yaklaşan adamın eline bir tekme daha savurduğum sırada o da bir kişinin burnuna yumruğunu geçirmişti.
Bir buçuk dakika kadar sonra polis sirenleri duyuldu ve bütün sokak kırmızı mavi ışıklarla kaplandı. Kaçmaya çalışan bir iki kişiyi ters taraftan gelen ekip otosu durdurunca kapana kısılmış oldular.
Polislerle geçen kısa bir konuşmanın ardından eve gitmek için oturduğum apartmana adımladım.
"Balım Hanım!"
"Buyurun?"
"Evinizde ecza çantası var mıydı?"
"Bir şey mi oldu?" dedim panikle.
"Ufak bir sıyrık.. Aslında eczaneye giderdim ama en yakın eczane yürüyerek on beş dakika. Araba da bir arkadaşın. Kan damlarsa çıldırır. Mümkünse ben pansuman malzemelerini alsam sizden."
"Buyurun, yukarıya çıkalım ben yardımcı olurum."
"Yok, malzemeleri verseniz yeter."
"Buyurun lütfen." dedim binanın kapısını açarken. İçeriye girdiğinde merdivenleri ikişer ikişer çıktım ve daire kapısının önüne geldim. Hemen arkamdaydı. Kapının kilidini açıp ayakkabılarımı çıkarttım. Eve girdim ve elimi içeriye doğru uzattım. Eğilip postallarını çıkarttı ve içeriye girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şimdi Biraz Uyu | Texting
De Todo4: Balım Hanım biz mi sizi aldırtalım, siz mi kendi ayaklarınızla paşa paşa gidersiniz? Keşke anlasaydım ne olduğunu. 6: Bacım neyi anlamadın acaba? 6: Nasıl becerdiysen ki beceriyle mi alakalı onu öğreneceğiz 6: Operasyonda olan bir timdeki on...