Telefonu yastığın altına koyup ranzayala bakışmaya başladım. Bir yerden sonra gözümün önüne sorgu odasındaki halleri gelmeye başladı. Korku dolu bakışları birkaç saniye beni buluyor sonra tekrardan önüne dönüyordu.
Çok güzel gözleri vardı. Rengini asla anlayamasam da, beni içine çekse de gerçekten çok güzeldi.
"Ne sırıtıyorsun Teğmen Sancak?" Sırıtarak Feza'ya döndüm.
"Senin nişandaki hallerin aklıma geldi." dedim alayla. Ciddi yüz ifademi takınıp önüme döndüğümde kafama yastık fırlattı. "Beynini dağıtmamı mı istiyorsun Feza? Zıbar yat bulaştırma beni kendine."
"Yengemiz mi var yoksa? Aşk olsun neden söylemiyorsun?"
"Feza kes sesini! Git nişanlınla konuş!"
"Gerçekten mi?"
"Ulan hiç konuşmuyormuş gibi davranmasana!"
"Ona değildi tepkim."
"Neyeydi?"
"Yengemiz mi var?"
"Lan ne yengesi?"
"E az önce hayır demedin." Derin bir nefes aldım.
"Yenge falan yok ortada Feza. Atma bir taraflarından saçma sapan şeyler." Sırıtarak önüne döndüğünde sabır çektim.
"Üsteğmen geldi." dedi Gökhan içeriye girerken. "Yanınıza uğrarım dedi, görev var sanırım." Başımı salladım ve önüme döndüm ben de. Gözümün önüne yüzü geldiğinde kaşlarımı çattım. Ne alakaydı şu an? Odaya giren iri bedenle ayağa kalktım.
"Selamun aleyküm gençler." Dostane tavrı görev bildirisi için gelmediğini gösteriyordu.
"Aleyküm selam Üsteğmenim." dedik hep bir ağızdan. Benim yatağıma oturduğunda hepimiz oturduk.
"Ne yaptın Sancak?"
"Üsteğmenim gittim karakola. İfadesini aldık Balım Hanım'ın. Kendisi Yavuz Yüzbaşımın kızının arkadaşıymış. Yüzbaşımın kızı Duru'nun psikolojisi bozukmuş. Dikkat çekmek amaçlı böyle bir şey yapmış. Mevzu da bir şekilde Balım Hanım'a bağlanmış. Yavuz Yüzbaşım beni aradı ve serbest bırakılması talimatını verdi. Bu şekilde.."
"Anladım.." Sessizce kirli sakalları ile oynamaya başladı. Parmağındaki yüzük dikkatimi çektiğinde bakışlarımı yüzüne çıkarttım.
"Üsteğmenim hayırdır?"
"Ne hayırdır oğlum?"
"Yüzük falan, ne iş?" Görev ve resmî ortamlar dışında olan samimiyetimiz yakın arkadaşlardan farksızdı. Feza ve Gökhan ile olan ilişkisi daha çok abi kardeş gibiydi.
"Valla başımıza iş almış bulunduk.."
"Söz yüzüğü o Üsteğmenim, başınıza iş değil de eş almış gibisiniz?"
"Karışık mevzular Sancak.."
"Valla ben bilmem sayın Üsteğmen Gökay Ertürk, bir ocak başı yapmamızın zamanı gelmiş." Gülerek konuştuğumda başını iki yana salladı.
"Ben değil de sen bir şeyler anlatacak gibisin?" Elimi enseme attım. "Ben durumumu açıklayamam da.. Seninle gidelim gerçekten ocak başına." Bakışlarımı kaçırdığımda elini omzuma atıp dostane bir tavırla sıktı. Reddetmemem dikkatini çekmişti.
"Haberleşiriz." Boğazını temizledi.
"Gençler son operasyon çöp olunca mevzular karıştı. Bir süre sahada değiliz ama karargâhtan da ayrılmayacağız. Anlaşıldı mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şimdi Biraz Uyu | Texting
Random4: Balım Hanım biz mi sizi aldırtalım, siz mi kendi ayaklarınızla paşa paşa gidersiniz? Keşke anlasaydım ne olduğunu. 6: Bacım neyi anlamadın acaba? 6: Nasıl becerdiysen ki beceriyle mi alakalı onu öğreneceğiz 6: Operasyonda olan bir timdeki on...