9. Bölüm

22.6K 1.3K 585
                                    

Oturduğum masadan kalktım. Kafamı dağıtmam gerekiyordu yoksa telefonun başında çaresizce bekleyecektim.

Elimdeki çayla kışlanın bahçesine çıktım ve idman alanına ilerledim. Parkurlarda göz gezdirdiğimde kimsenin olmadığını gördüm. Normalde tek tük de olsa asker bulunurdu burada.

Sınırda yeni bir operasyon düzenlendiği için timlerin bir kısmı oradaydı. Aslında son görevimiz patlamış olmasaydı biz de gidecektik ama Yüzbaşımızın kızının moral bozukluğu yüzünden gidememiştik. Aklım tamamen orada olabilirdi belki ama şu anda bir çift gözde olmayı tercih ediyordu.

Derin bir nefes aldım. Elimdeki bardakta kalan son yudumumu da içip bardağı çöpe basket attım. Üzerimdeki üniformanın montunu çıkarttım. Aylardan ilkbahar olsa da burası hâlâ soğuktu.

Parkurun başına geçip kolumdaki saatin kronometre kısmını açtım. Başlat düğmesine bastığım anda koşmaya başladım.

Kendi rekorumu üç kere kırmama rağmen zaman geçmek bilmiyordu. Üzerimdeki tişört sırılsıklam olmuştu ama aklımdaki gözleri çıkartamıyordum oradan.

Neden bu haldeydim mesela? İçimdeki bu tuhaf hisse anlam veremiyordum.

"Sancak!" Sesin geldiği tarafa döndüm.

"Emredin Üsteğmenim!" dedim yanına gidip hazır ola geçtiğimde. Elini omzuma atıp sıktı.

"Hayırdır birader, ne bu sendeki haller?" Valla bilen bana da açıklasın sayın Üsteğmenim.

"Bir hâl yok bende." Sırıtarak elini işaret ettim. "Sen anlat halini. Ama medeni halinden başla." dedim göz kırparak.

"Pis herif, iki dakika ciddi ol." Birkaç saniye düşündükten sonra başını iki yana salladı. "Ya da vazgeçtim boş ver. Böyle daha iyisin. O hallerin çekilmezdi."

"Karar ver Üsteğmen."

"Anlat hadi, ne oluyor?"

"Olan bir şey yok." dedim omuz silkerek. Henüz yoktu gerçekten de.

"Israr etmiyorum ama anlat bana bir ara." Elimle 'he he' der gibi geçiştirdim.

"Sen hayırdır?"

"Valla hayır mı şer mi bilmiyorum oğlum. Taktık yüzüğü ama.."

"Haber vermedin hiç?"

"Mevzu başka ama anlatamam şu anda."

"Eyvallah." dedim sıkboğaz etmek istemediğim için. İstediğinde gelip anlatacağını biliyordu nasıl olsa. "Başka bir şey yoksa ben devam ediyorum?"

"Dağıtıyor mu kafayı?"

"Bilmiyorum ki.. Canına yandığımın dağlarına gidemedik, parkura kaldık resmen.."

"Yüzbaşımın kızı olmayacaktı var ya, ohoo! Çekmediği kalmazdı elimizden."

"Benim de bayağı sinirlerim bozuldu başta ama kızın psikolojik rahatsızlıkları varmış sanırım. İlaç falan kullanıyormuş hatta."

"Allah şifa versin, ne diyeyim."

"Amin." dedim omuz silkerek. Kafam bi milyondu valla. Ney ne değil anlamıyordum şu anda. Sakin adımlarla parkura ilerleyip demire tutundum ve barfiks çekmeye başladım.

Barfiks kesmedi şınav çektim, o kesmedi mekik çektim, o da kesmedi koştum. Zaman geçmek bilmiyordu..

****

Duru'nun üzerini örtüp odadan çıktım ve salona adımladım.

"Müsaadeniz var mı?" dedim kapıyı tıklatarak.

Şimdi Biraz Uyu | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin