Merhaba,
Nasılsınız balımsular?Medya: Neşe Teyzenin Evi.
~~~~~~~~~~~~~~~~
Rosa
Sıcakların bastırdığı ve bırakmadığı günlerden biriydi. Bir hafta öncesine kadar serin bir yaz geçiriyorduk ama yarın temmuz ayının başlamasıyla birlikte hepimizi birden vuracak gibi oldu. Güneş sıcak ve acımasızca yakıyordu, yeterince uzun süre altında durursam zeytin tenimi kızaracak kadar.
Yürümekten bacaklarım ağrımıştı. Yolda gördüğüm herkese adres sormuştum. Yer yön bilgim iyi olduğu için en azından varmam gereken noktaya vardığıma emindim. Zaten Alya'dan anca kurtulmuştum. Ve şimdi bu sıcak, bacaklarımın ağrısı. Ne için olduğundan bile emin değilim.
Alya önümde dikilmiş, gitmeme izin vermemişti. Belki de kendisine doğruyu söylesem beni rahat bırakabilirdi. Ama bunu yapamazdım. Çünkü Rüzgar bunu saklamamı istemişti. Ama aynı zamanda onun peşinden de gitmek istiyordum.
Mert Alya'yı sakinleştirmeye çalıştı. O cümle ağzımdan çıktığı için kendimden nefret ettim. Bok vardı da söylemiştim zaten! Bir yalan ya da bahane bulup kaçmam gerekiyordu. Yalan bulma ve sallama konusunda tabi ki çok kötüydüm.
Restoranın hissesinin yarısını Rüzgara Neşe Teyze bırakmıştı. Yani muhtemelen restoran hakkında bir şey söylesem buna inanırlardı. Yine de ben bu konu hakkında aklıma gelen ilk şeyi söyledim. Restoranın hisselerinde bir problem çıktığını, bu yüzden Neşe Teyzenin yanına gitmesi gerektiğini söyledim.
Alya kaşlarını çatmıştı.
Lütfen inan lütfen inan lütfen inan.Hiçbir şey demeden önümden çekilmişti. İnanıp inanmadığını bilmiyordum çünkü hâlâ suratı tatmin olmuş gibi durmuyordu. Bununla uğraşmak yerine yarınki festival için hazırlık yapmayı tercih etti. Ve beni rahat bıraktı.
Yoldaki insanlar bana zar zor bu evi tarif etmişti. Bahçeli ama küçük bir ev. Benimki kadar küçük olmasa da yine de dağlık bir evdi. Tam yeşilliklerin arasında, gölün yanında bir dağ eviydi. Neşe teyzenin neden burada yaşadığını bilmiyordum ama yine de hoş bir yere benziyordu.
Kendimi göreceğim şeylere hazırladım. En kötüsünü düşündüm. Her şey olmuş olabilirdi. Ve rüzgarı toparlamak zorunda kalabilirdim.
Umarım yanlış eve gelmemişimdir diye düşündüm. Tarife göre burası olmalıydı. Kapıyı dört kez çaldım ama kimse gelmedi. Bir şey oldu sanıp daha hızlı ve sert vurdum kapıya. İçeriden Rüzgarın 'GELİYORUMMM' sesini duyunca rahatladım.
Ayaklarının sesini duydum ve sonra kesildi. Muhtemelen kapı deliğinden kim olduğuma bakıyordu. Alyaya bir şeyler söylediğim gerçeğini ona söylemem gerekiyordu ve tam şu an, o kapıyı açmadan önce nasıl yapacağımı hesaplamaya çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROSA | GERÇEK AİLE | 18+
ChickLit18+, cinsellik ve argo vardır. "Gerçek ailemi bulmak için bu adaya geldim ama sana rastladım. Öyle güzel rastladım ki, ilk ailemi bulamadan ikinciyi bulduğumu hissettim." ••• Rosa Alamoğlu, babasının öz babası olmadığını anladığında annesinin memlek...