18+, cinsellik ve argo vardır.
"Gerçek ailemi bulmak için bu adaya geldim ama sana rastladım. Öyle güzel rastladım ki, ilk ailemi bulamadan ikinciyi bulduğumu hissettim."
•••
Rosa Alamoğlu, babasının öz babası olmadığını anladığında annesinin memlek...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~
Aptal telefon şakalarından ya da komik olmayan birinin komik olduğunu düşünerek yaptığı asla komik olmayan şakalardan biri olduğunu düşünürdüm normalde. Ama şöyle bir durumda, bu mesajın Fatih Alamoğlundan ya da tanıdık başka birinden gelme ihtimali bile beni korkutmaya yetiyordu.
Eh, babam böyle bir üslupla mesaj atmazdı. Onun mesajları aşırı ciddiyet içerirdi. Ya da aşırı soğukluk. Hatta bana direkt olarak mesaj bile atmazdı. Onun çalışanları benle iletişime geçerdi. Benimle konuşmaya zahmet bile etmezdi. Kırıcıydı ama zamanla alışmıştım.
"Nereye daldın gittin?"
Arda'nın sesi beni düşüncelerimden uyandırdı. Yaklaşık iki saati aşkın konuşuyorduk. İlk konuşmamızda çokça ağladı ve ona çokça sarıldım. Babaannesi iyileştiği için çok mutluydu. Sonra bana günlük hayatı hakkında konuştu ve biraz da dedikodu yaptı. Adada kavga eden bütün karı kocaları ezbere biliyordum artık.
Arda'nın pek arkadaşı yoktu. Alya'nın geçen gece anlattığına göre küçükken onların grubu ile pek vakit geçirmezmiş. Evden dışarı çıkmayı pek sevmez ve çıkarsa babasının adasına gidip yalnız kalırmış. Arkadaşları onu çağırdığında genelde kitap okuyor, film seyrediyor ya da müzik dinliyor olurmuş. Pek arkadaş canlısı biri olmamasına rağmen beni arkadaşı gibi görmesi içimi ısıtıyordu.
Kanepede bağdaş kurup oturdum, son insani krizlerle ilgili bir belgesel izledim, hâlâ terli taytlarımla ve omuzları açık bir bluzla giyinmiştim. Şimdiye kadar yazın en sıcak günlerinden biriydi ve Yiğit eve giden yol boyunca benimle uğraşmıştı. Soğuk su şişesini yüzüme bastırdım.
Telefonumu kapattım ve tüm dikkatimi yeniden ona verdim. "Üzgünüm, saçma bir mesaj sadece. Dinliyorum seni."
Arda ensesini kaşıdı ve mahçup bir şekilde güldü. "Boşver haklısın. O kadar çok şey anlattım ki şimdi konuşacak bir şey kalmadığı için boş boş dedikodular anlatıyorum."
Aslında biz dedikodular değildi. Mesela eğer bir gün borca girersem kimin yanına gitmem gerektiğini ya da bir gün fal baktırmak istersem kiminle konuşmam gerektiğini öğrenmiştim. Sonuçta belki bir gün ihtiyacım olabilirdi, değil mi?
"Her şeyden bahsettin bir konu hariç.." dedim ona bakarak.
Anlamamış gibi yaptı ama gayet iyi biliyordu Eliftenbahsettiğimi. Elif şu an çalışacak işi olmadığı için sınavlarına hazırlanıyordu ve onun dışında görmüyordum. Yani Mert kardeşi için pek evden çıkmıyor diye bahsetmiş Alya'ya. Alya da bana öyle anlatmıştı.
