Üç sokak arkalarında kalmıştı ikilinin. Tithis'in tatlı heyecanı sarışının enerjisini her saniye yenilediğinden onlarca sokağı dolaşabilirmiş gibi hissediyordu.
Şimdi ise ikisinin de elinde birkaç parça ısırılmış sosisliler vardı. Balık adam etrafı pür dikkat gözlediğinden dolayı ancak Hyunjin dürtünce elindekini yemeyi akıl edebiliyordu, sarışının bazen kendini de dürtmesi gerekiyordu tabii.
Attıkları binlerce adımın sonunda gördüğü rengarenk yapılar gözlerindeki parlaklığı artırmıştı Tithis'in. Bunu fark eden Hyunjin ise gülümsemiş ve kulağına eğilmişti.
"Parkta biraz vakit geçirelim mi?" diye sormuştu, kendisi de salıncaklara bayılırdı.
"Hayır, gezelim." dediğinde şaşırmıştı sarışın, bu kadar büyülendiyse daha yakından görmek isteyebileceğini düşünmüştü fakat balık adam, pek çok şeyi kaçırabileceğinden dolayı herhangi bir yerde durmak istemiyordu. "Ama sonra gelelim." diye devam etmesinin ardından yabancı bir ses işitmişti.
"Hyunjin!"
İkisi de sol taraflarından gelen sese dönerken kısa bir çocuğun kendilerine yaklaştığını görmüştü Tithis.
"Changbin? Ne arıyorsun burada?" Hyunjin olağan bir şekilde konuşmuşken tanıdık ismi hatırlamıştı. Bu, Hyunjin'in en yakın arkadaşı olmalıydı. Gülümsedi Tithis ve çocuğa döndü.
"Changbin."
"Evet, benim." dedi çocuk. "Sen de bal dudaklımın uğruna beni harcadığı sevgilisi olmalısın."
"Ne?"
"Changbin sussana."
"Yalan mı? İnkar etmiyorsun işte."
"Kes sesini."
Balık adam kafasını bir sağa bir sola çevirip dururken kısa çocuk kulağına yaklaşmıştı.
"Öpüştünüz mü?" diye sormuştu sanki Hyunjin duymuyormuş gibi.
"Changbin!"
"Nasıl?"
Hamsiciğin sorusuna karşı Changbin gözlerini kapatıp havayı öpmüştü. "Dudaktan."
Bununla beraber Tithis sevinçle gülümsemiş ve kafasını sallamıştı. "Evet." demişti heyecanla.
"Al işte ya! Basbaya sevgilisiniz." Changbin kahırla hayıflanırken Hyunjin, balık adam ile kenetli ellerinden ödün vermeden sosisliyi tuttuğu eliyle arkadaşının omzuna vurmuştu.
"Saçma sapan şeyler konuşmasana. Ne halt ediyorsan zaten burada."
"Benim evimin etrafındasınız farkındaysan. Ayrıca," deyip alakasızca kollarını sıkıp kas gösterisi yapmıştı. Cidden alakasızdı. "Şu an bir buluşmadayım. Hem de gönlümdeki her bir insanoğlunu savuşturup en tepede kalmayı başaran olağanüstü bir varlık ile."
"Seungmin yani."
"Sağ ol özet için amına koyayım."
"Yani bir senedir uğraştığın randevuya çıktın ve şu an burada gelmiş dırdır ediyorsun, öyle mi geri zekalı?"
Hyunjin kaşlarını çatarak konuştuğunda Changbin yaptığı mallığı çaktırmamak adına uyduruk bir şeyler söyleyivermişti.
"Salak mıyım ben? Markete gidiyordum sadece ama iştahım kaçtı senin yüzünden. Gitmem artık."
"Rezil herif seni. Gidiyoruz biz."
"Gelme bir daha mahalleme." dediğinde Hyunjin çoktan balık adamı çekiştirmeye başlamıştı bile. "Fazla öpüşmeyin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adore you | hyunin
Fanfic[tamamlandı] Hyunjin okul dönüşü yolda bulduğu minik balığı evine getirmişti fakat bulduğu şeyin sıradan bir balık olmadığından haberi yoktu. -banginho, seungbin. -düzyazı.